Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biliyor musun, iki insanın arasında, birbirine kızgın olmanın da bir değerinin kalmadığı anlar oluyor. Ve bu, çok hazin bir an.
Sayfa 274 - Yky
Alâk Sûresi, 3-5. Âyet
Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini bildiren rabbin sonsuz kerem sahibidir. [Bu beş âyet Hz. Peygamber'e inen ilk vahiy olduğu için bu sûre ilk gelen sûre kabul edilir. Allah Teâlâ Hz. Peygamber'in şahsında bütün müslümanlara okumayı emretmiş, onları kalemle yazmaya ve ilimde gelişip yetkinleşmeye teşvik etmiştir. Bu durum okumanın ve ilmin dinde ve insan hayatındaki önemini göstermektedir. Kur'an'ın, canlılar arasında insanın farklı ve üstün yerini, onun öğrenme özelliği ile tanımlaması son derece anlamlıdır. Âyette okumanın konusu belirtilmemiştir; çünkü başta kendisine indirilen vahiy ve kozmik evrendeki âyetler olmak üzere okunması, hakkında bilgi edinip ders ve ibret alınması gereken her şeyi okuması istenmektedir.]
Sayfa 597Kitabı okudu
Reklam
"Birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veriş, körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapamayacağımı biliyorum."
Sayfa 164Kitabı okudu
Nehirler, göller, denizler ve okyanuslar birden kızıla boyandı o an. Gökyüzü koca bir karabulutu andırıyordu. Dünyanın sonunun geldiğini düşündü, dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar. Hepsi birden dikkat kesildi ve durdu hayat bir anlığına. Yeryüzünde yaprak kımıldamıyor, gökyüzünde tek bir canlı bile uçmuyordu. Sonra birden gökyüzü hareketlendi. Gökten düşen cisimleri ise kimse görmemişti. Bir ışık gibi göğü delip düşmüşlerdi ardı arkasına. Yeryüzüne indiklerinde dünya eski haline döndü. Bütün sular yine mavi, gökyüzü yine beyaz bulutlu ve maviydi. Dünya bir anlam verememişti bu olanlara ama kısa sürede unutuldu bu değişiklik.
- Herhalde incil'i de okudun? -Evet, okudum. -İncil de edebiyat yönü olan bir kitap. Hangisi daha etkileyici? -Kur'an. -Niçin? -Çünkü Kur'an, doğru söylüyor...
Sayfa 182Kitabı okudu
"Nasılsın?" diye soracağım, ve sen de, her zamanki gibi, "Hiç, iyiyim!" diyeceksin ve ben, bir an durup, bu sözün kasdediimiş ve kasdedilmemiş çağrışımlarını dikkatle düşüneceğim..
Reklam
İnsanoğlu tarih boyunca ne vakit Tanrı' dan kaçtığını zannetmişse hep aldanıp Tanrı'ya yakalanmıştır. Kur'an' da " Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın" denilir.
Sayfa 217Kitabı okudu
Kur'ân-ı Kerîm'i okudukça o senin gören gözün, duyan kulağın olur, unutma. Unutmam, diyor Süleyman. Dağa taşa bakarsın, şu gördüğün çiçeklere, sokaktan geçen adamlara, her şeye, her şeye. Bu çiçek neler söylüyor, bu adam nereye gidiyor, bu taşı buraya niçin koymuşlar, hep anlarsın. Gece ile gündüz, uyku ile uyanıklık, hayatla ölüm birleşir. Dünyada niçin varsın, anlarsın. Okudukça açılırsın. Açılırsın ne demek? Ayakbağı olan şeylerden kurtulursun bir, bir. Gittikçe hafiflersin. Hafiflersin ne demek? Biri sana ağır bir söz söyler, biri sana ağır bir yük yükler, biri seni över de göklere çıkarır, biri sana mani olmak ister, biri seni çekip götürmeye çalışır, biri önüne engeller yığar, bir başkası para yığar, biri der ki aç kalırsın, biri der ki yapamazsın, biri der ki olmaz, imkânsız. .............. Bütün bunları aşarsın, anlıyor musun?
Sayfa 41 - Red CephesiKitabı okudu
İnsan hayatı "an"lardan oluşuyordu ve yaşam bu anların içinde, hakikati bulmak için yaratılmıştı.
Saat üç. Bir şey yapmak isterseniz, bu saat ya çok geç ya çok erkendir. Öğleden sonra acayip bir an.
Reklam
İşte bu noktada aklıma soytarılık geldi. Bu, benim insanlara son yakınlaşma çabamdı. İnsanların beni dibine kadar dehşete düşürmesine rağmen onlardan ne yaparsam yapayım kopamıyor gibiydim. Böylelikle, "soytarımla" birlikte insanlarla bir noktada bağ kurmayı başardım Görünürde her zaman gülümsüyor olsam da içeride çaresiz bir mücadeleyle debeleniyordum, bir ipte yürüyordum, ter içindeydim, onları eğlendirdikçe felaket ihtimali her an yaklaşıyordu.
Apollo 11 astronotlari Ay'a seyahat etmeden önceki aylarda ABD'nin batısında Ay' a benzeyen ıssız bir çölde eğitim gördüler. Bu alan pek çok Kızılderili topluluğa ev sahipliği yapıyordu. Bir yerliyle astronotlar arasında geçen bir diyaloğa dair şöyle bir hikaye vardır: Birgün eğitim esnasında astronotlar yaşlı bir Kızılderili ile karşılaşırlar. Adam orada ne yaptıklarını sorar. Astronotlar kısa süre içinde Ay'a yapılacak bir araştırma seyahatinin parçası olduklarını söylerler. Yaşlı adam bunu duyunca bir an sessiz kalır,sonra astronotlarin kendisine bir iyilik yapmasını ister. Astronotlar "Ne istiyorsunuz" diye sorar. Yaşlı adam, "Kabilemdeki insanlar Ay'da kutsal ruhların yaşadığına inanır. Onlara halkımdan önemli bir mesaj iletmenizi isteyecektim." Astronotlar "Mesaj nedir?" diye sorar. Adam kendi dilinde bişeyler mırıldanir ve sonra da astronotlara bunu ezberleyene kadar tekrar etmelerini söyler. Astronotlar "Bu ne demek?" diye sorar. Adam "bunu size söyleyemem. Sadece kabilem ile ay ruhlarının bileceği bir sır," der. Üsse geri döndükten sonra astronotlar uzun uğraşlardan sonra yerel dili konuşabilen birini bulur ve ondan mesajı tecrübe etmelerini isterler. Ezberledikleri şeyi söyleyince çevirmen kahkahalar ile gülmeye başlar. Nihayet sakinleşince, astronotlarin dikkatle ezberledikleri sözlerin "Bu adamların size söylediği hiçbir şeye inanmayın. Topraklarınizi çalmaya geldiler." olduğunu söyler.
Sayfa 283Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.