Bir İdam Mahkumunun Son günü kahraman bakış açısıyla yazılmış , sizi de kahramanın yerinde hissettirecek etkileyici bir eser.
Bir idam mahkumu o kısıtlı zamanında ne hisseder , ne yaşar ustalıkla anlatılmış; geride sevdiklerini bırakacak olmanın çaresizliği ve acısını size de hissettirecek bir anlatım.
“Ömür boyu kürek çekmek yerine ölmek daha iyidir” diyen kahramanın sona yaklaştıkça ne olursa olsun yaşamanın, nefes almanın, gökyüzünü görmenin, bir yerlerde yaşıyor olmanın en kötü halinin bile bu sondan daha iyi olduğunu anlamasına tanık olurken sizi derinden sarsacak bir klasik.
Kesinlikle okumanız gereken, okuyan herkesi etkileyeceğini düşündüğüm özellikle önsözde yer alan birkaç idam olayı tüylerinizi ürpertecek.
Okumadan önce bazı suçlar için idam cezasının olması gerektiğini savunan biri olarak görüşümü sorgulatacak kadar etkiledi bu kitap beni. Bir çoğumuz gibi sadece suçu işleyene bakarak karar verdiğimi, geride kalanların da aslında aynı cezaya hiç suçları yokken maruz kaldıklarını görmemiş, görmek istememiş olduğumu fark ettim. Bazen savunduğumuz kadar savunmadığımız şeyleri anlatan kitapları okumak da lazım. Suça bakıyoruz , suçun işlendiği zamana bakıyoruz ama çoğu zaman o kişinin o duruma nasıl geldiğini düşünmüyoruz.
Victor Hugo’nun dediği gibi “Tanrı, hiç bir çocuğu kötü olsun diye yaratmaz!
Onu kötü yapan, kötü eğitimdir! Kötü anne ve baba, kötü çevre, kötü yönetim balçık gibidir, zavallı yavruları da çekip yutar.”