Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mobbing Bank Diyor ki;
Türk Fırtınası Nereden bilebilirdim yaşamımın bir fırtına estirmeye ait bir görev olduğunu! Dokuz yaşında aldım ilk yaramı on iki Eylül sabahında! O yara büyüttü beni!
Gözlerim yuvalarından fırlamaya çalışı- yordu. Onları zor tuttum. —Bu ne kılık Fahri! Boyun mu kısaldı, elbiselerin mi büyüdü? —Şşşşt! Sessiz ol Fikri. Annem evde yokken hayalimdeki 'ben'i ortaya çıkarıyorum.
Reklam
Tekrar yanıma geldiğinde elini tuttum, elbisemin içine sokmasın diye engellemeye çalıştım. Konuşamayacak kadar korkmuştum. Ağlamaya başladım, gözyaşlarım eline düştü ama durmadı. Bunlar evlenen iki sevgilinin arasında yaşanan şeylerdir, diye geçti aklımdan. Dünyayı ve sevgiyi böyle görüyordum ben; ömrüm boyunca, Koço'daki bütün flörtlerden ve kutlamalarda evliliğin ne olduğunu bilecek yaşa geldiğim andan, Ebu Batat'ın bana dokunup bu fikri parçaladığı ana kadar.
Sayfa 131Kitabı okudu
ZİHİNLERİ KURCALAYAN SORULAR
Doktorlar, Hitler’in, Goebbels’in ve ötekilerin hangi şartlar içinde öldüklerini detaylı bir şekilde incelemişlerdi. Yalnızca bir husus gizli kalıyordu. Sonuçlar derhâl Moskova’ya ulaştırılmış, fakat yayınlanmamıştı. Acaba neden yayınlanmadı? Bu gizlilik, araştırmacıların ulaştıkları sonuçların gerçeğe uymadığı için değildi elbette. Mayıs sonunda
Deniz’in Günlüğü 3
-Sevgili Defne, bana bisiklete binmeyi öğrettiğin için teşekkür ederim. Dört tekerlekli bisiklete bindiğimde beş yaşındaydım. Korkularım da yaşımla birlikte büyüdüğünden, o iki fazla tekerlek hep ayaklarımda ağırlıktı. Artık daha hafifim. Artık, daha az korkuyorum. -Sevgili Defne, korkuttum seni bugün değil mi? Ben de korktum. Ambulansta elimi
Son Kut Atatürk Canlı ölü gibi çırpınıyorlar! Kimler mi? Zalimler!
İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yarab, bu gece yılan mı yuttum?... Şeytan mı yedim, peri mi tuttum?.. Zihnimdeki fikri belledim yâr; Karşımdaki zıllı anladım var. Yazdıkça mürekkebi kuruttum; Her bir sözü kendime okuttum. Allah'a benim gözümde bürhân... Bir şey diyecektim ah unuttum!..
#Kaos teorisi... Tuttum bu fikri# ...ne yaparsak yapalım, rutinden kaçınalım; kaosu hayatımıza davet edip, onu kullanmanın yollarını öğrenelim.
Sayfa 59 - TutikitapKitabı okudu
- Soyunmanız gerekiyor? - Neden? - Soyunduğunuzda söyleyeceğim. - Bu saçmalık da neyin nesi? -Bunu bir filmde gördüm ve fikri tuttum.
Sayfa 165Kitabı okudu
1 gecede bitirdiğim müthiş kitap,sonu istediğim gibi bitmesede.
Her şeyi ikilemeye başlayınca geçmiş günleri hatırladım.Bu tekrarların daha evvel nasıl sinirimi bozduğunu düşününce bi gülme geldi.Gülmedim.Öğleden sonra gelebileceğini söyledi.Evi tarif ettim,yaklaştığı zaman aramasını söyledim.Öyle yaptı.Saat dört civarı aradı ve evin yakınlarında olduğunu söyledi.Nerede olduğunu kavrayınca bir kez daha tarif
Sayfa 298Kitabı okudu
Reklam
Casusları Sevk ve îdare, Mülkün Selameti ve Raiyyetin İşlerine Dair
Deylemîlerden Adudu’d-devle’den akh daha pek, kavrayışı tez, feraseti daha yeğin birisi yok idi. Bayındırlık ve imar işlerinden haz duyan âlicenap ve meselelere her yönüyle vâkıfİdi. Günlerden bir gün bir casus ona şöyle bir haber ulaştırdı: “Emir buyurduğunuz meselenin halli için yolladığmız şu bendeniz, şehir kapısından iki yüz adım kadar yol
Bu fikri tuttum.:)
ABD'de, Cleveland'da polyesterden yapılmış "küçük insanlar"ın yaklaşık bin franga satıldığını duymuş muydun? Bir mağaza düşün; içine hastane dekoru kurulmuş. Satıcılar da hekim ve hemşire kılığına girmişler. Yetişkin insanlar buraya geliyor, bir bebek satın alıyorlar ve bu sırada evlat edinme işlemlerinin tüm gereklerini yerine getiriyorlar; aldıkları bebek gerçek bir çocukmuş gibi onun sorumluluğunu üstlendiklerine ilişkin belgeler imzalıyorlar. İstedikleri yaşta bir bebek seçebiliyorlar: Erken doğmuş bebeklerden tut, anaokuluna gidenlere kadar. Mağazada bulunan "sağlık personeli" onlara çocuk bakı­mıyla ilgili bilgiler veriyor ve her yıl oyuncak bebeğe doğum günü kutlama kartı göndermek üzere o günün tarihini özenle kaydediyor. 1981 'de Baby Land General Hospital'ın cirosu beş milyar doları aştı. Cleveland'lı ana babaların gerçek bebekle evcilik oynamaktansa oyuncak bebekle evcilik oynamayı yeğ­lediklerine dikkatini çekmek isterim. Ne yazık ki yetişkinlerin çoğu bu sağduyuyu gösteremiyor. 
Sayfa 114 - Ayrıntı Yayınları
"Babacığım, bir daha hayvan kesmeyelim!"
5 yaşındaydılar ikiz kızlarım. Halil Dedelerinin evinin bahçesinde, keçinin kurban edilişini seyrederken ağlamaya başlamışlardı. “Baba, bir daha hayvan kesmeyelim, yazık oluyor onlara” diyordu her ikisi de. Hiçbir şey söyleyememiştim. Bir yanıtım yoktu o an. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu kestirememiştim. Kurban kesmek yanlış değildi. Belki