Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Adamın biri kargacık burgacık yazılarla dolu bir mektup getirir Hocaya: “Hocam şunu okuyuver Allah aşkına.” Hoca mektuba dikkatle bakar. Yazı o kadar kötü ve karışıktır ki okumak mümkün değil. “Al” der, “ben bu yazıyı okuyamadım!” Adam birden sinirlenir: “Yahu, ne biçim hocasın sen! Kocaman kavuğundan bari utan. Bir mektubu bile okuyamadın!” Bu sefer sinirlenmek sırası Hoca ya gelir. Kavuğunu çıkartıp adamın kafasına geçirerek: “Haydi” der, “marifet kavuktaysa sen oku da görelim!”
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Reklam
Hayatın Anlamı
2.kısım Anlam sorunu Hayatın anlamı nedir?" sorusu neredeyse her sözcüğü so- runsal olan ender sorulardan biridir. Bu, son sözcük için de ge- çerlidir, çünkü dünya genelinde dini inancı olan sayısız insan için hayatın anlamı bir "ne?" değil, "kim?" sorusudur. Kendini işine adamış bir Nazi, Adolf Hitler'in
200 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
AÇLIK “ Göklerin ve yeryüzünün tanrısı, mutlu bir an için ömrümden bir gün verebilirim! Bir tabak mercimek için tüm ömrümü verebilirim! Yalnızca bir kerecik duy beni!..“ Hayatınızda ne kadar aç kalabildiniz? Günler sürdü mü mesela? Yiyecek tek lokma bir şey bulamadığınız oldu mu? Kıyafetinizi yahut bedeninizi yemeye çalıştınız mı hiç? Evet diyen yoktur sanırım. Ramazan ayını saymazsak tabi.Bu ayda sa belli bir süre aç kalarak açın halinden anlamaya çalışıyoruz! İsmi belli olmayan kahramanımız hayatını yazı yazarak sürdürmektedir aslında sürdürememektedir desek daha yerinde olacaktır. Yazı yazmadığı günler aç kaldığı zamanlardır ve bu böyle günlerce sürebilmektedir. Hem aç hem de o kadar gururludur ki kendinden daha yoksul birini görünce bile yardım etmekten kaçınmaz. Bir lokma yiyecek için elindeki her şeyi de satmıştır tabi. Bu açlık ve sefalet yazarın hayatından izler taşıyormuş bunu öğrenince kitap benim için daha farklı bir biçim aldı. Açlığın ve yoksulluğun betimlemesi bu kadar güzel anlatılabilirdi.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Can Yayınları · 202327,7bin okunma
(...) Süleyman Nazif Bey ayağa kalktı: "Yanılıyorsunuz, Fuzuli özbeöz Türktür, Azeri Türküdür." Rıza Tevfik Bey direndi: "Hayır efendim, siz yanılıyorsunuz Türk değildir." Gerginlik bir anda yoğunlaştı. Bir çok öğrenci sinir içinde ayağa kalkmıştı: "Türktür!" Sinirlilik filozofa da geçti: "Beyler, Fuzuli Türk
Sayfa 545Kitabı okudu
608 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
“Çocukların anne babalarının iç hayatını anlama kabiliyetleri sınırlıdır, onu kendi öznelliklerinin merceğinden algılar ve sadece kendilerini etkilediği ölçüde anlarlar. Çocuklar bu bakımdan son derece kalın kafalıdır”. Hayata eksik ve bağımlı olarak başlamak bizi bir çok şeye mahkum bir varoluş sunar. Bu istesek de istemesek de başımıza gelir.
Biçimin ve Boşluğun Kitabı
Biçimin ve Boşluğun KitabıRuth Ozeki · İthaki Yayınları · 202373 okunma
Reklam
Saygı, sevgiyle..
Hasan Hüseyin Şiiri'ne Giriş* * *Bu yazı, derginin şu sunu yazısıyla yayımlanmıştır: ''Kardeş saydığımız bir dergide, dergimizin sürekli yazarları arasında bulunan Hasan Hüseyin üstüne bir polemik yazısı yayınlandı. Bunu bir sorun yapmadan, ama tarihin yargıcına inanarak, bu uzun incelemeyi derginin dar olanakları içinde Hasan
Gülşiir
Geceyarısı, karanlık bir bozkırda Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım İçinde onca insan, içinde dünya... Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkûm Ve bilmeyen sonsuzluk nedir, Haklı olan kim bu kargaşada? Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir Ucu bucağı olmayan bu çığlığın Ortasında nasıl barışılabilir? Anlamak isterim, hangi yasa Bir
Sayfa 219 - Kırmızı Kedi Yayınevi, Üçüncü Basım, Kasım 2017, İstanbul
GÜLŞİİR Geceyarısı, karanlık bir bozkırda Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım içinde onca insan, içinde dünya... Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum Ve bilmeyen sonsuzluk nedir, Haklı olan kim bu kargaşada? Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir Ucu bucağı olmayan bu çığlığın Ortasında nasıl barışılabilir? Anlamak isterim, hangi
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Reklam
Eşin sana hiç şiir okumadı biliyorum. Ama üzülme . yok seni teselli etmek için demedim. Zaten şiir de yazıo evde karıma kızıma okuyayım diye olmaz. İnsan kendi yazdığını çoğu zaman okuyamaz. bazen beğenmez bile. Bir hayvan düşün insan dersem pek bir ağır olur. kendi doğurduğuna tiksinti ile bakar mı ben baktım. bu ne biçim şey oldu dedim. Kendime de kızmadım bana bunu yazdıran nedene kişiye kadına kızdım. senden de anca bu kadarı olur dedim. Ne demişti tarihçi hocamız bir proğramında türkiyede güzel insan tipi azaldı hep kara kuru tipler ortaya peydah oldu. bu nedenle slav yunan kadınlarıyla birlikte olmamız gerekiyor. bunlardan çıkan çocuklar güzel oluyor... işte ben de güzel bir şeyler yazabilmem için kendi yazdığımı beğenebilmem için .. devam etmeyeceğim. anlayan anladı. bu bir istida meselesi olduğu kadar da kadın meselesidir de. kadının özünü alınca özlü bir şiir ortaya çıkar. bakın aşağıya yazdıklarıma bir sürü başıboş yıkıma uğramış yazı. ben bu öze hiç ulaşamamışım demek oluyor bu.
Ne acı... Behçet Necatigil'in yıllarca çevirmek için uğraştığı eser.
Wolfgang Borchert 20 Mayıs 1921'de Hamburg'da doğ- du. Kitapçılık yaptı; bir süre de Lüneburg'da aktörlük etti. 20 yaşında, İkinci Dünya Savaşı için askere alındı (1941), Rus Cephesi'ne gönderildi, ağır yaralandı; "bozguncu görüşleri" nden ötürü, difteri ve sarılığa yakalanmış olmasına bakılmaya- rak, sekiz ay
.... Neoliberalizmin son tuzağı: Mindfulness Mindfulness, Oprah Winfrey ve Goldie Hawn gibi ünlülerin de desteğini alarak anaakıma yerleşti. Meditasyon koçları, keşişler ve nörobilimciler Davos’a giderek Dünya Ekonomik Forumu’na katılan CEO’lara konunun inceliklerini anlattı. Mindfulness hareketinin kurucuları bir tür misyonere dönüştü. Bilim ve
136 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
virginia hanıma övgü :D
kendine ait bir oda'da duyguların fevrilikten arındırılmış, mantıksallaştırışarak bir soru-cevap halinde ilerlemesine hayran oldum.Aksi de kabul edilebilirdi çünkü insan haksızlığa uğrayınca sıcak duygularla fevrileşebilirdi. Ama bu biçim, anlatmak istediğini daha anlaşılır kılıyor bence. "Onu, yazı yazarken kalemini tehlikeli bir haşereyi öldürüyormuşçasına kâğıda batırmaya iten bir tür duygu içerisinde olduğu anlaşılıyordu yüzünden." "Nedeni ne olursa olsun profesör çizimimde, kadın cinsiyetinin zihinsel, ahlaki ve fiziksel aşağılığı üzerine çok kıymetli kitabını yazarken oldukça öfkeli, oldukça çirkin görünüyordu."
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İthaki Yayınları · 201637,7bin okunma
281 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.