Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ya dertlisin, ya sevdalı… Eşsiz kalmış keklik misin? Uçamazsın, sekemezsin. Alan almış, satan satmış Beşik kertmesi başın bağlı Başını alıp gidemezsin! Yavru kuşum, bu sendeki güzellik
Sayfa 286 - Çınar Yayınları
Oranda
Yüzümde hüzünden gölgeler varsa, O hüzün yüzündendir olsa olsa. Bilmiyorum, bu yaşamın çoğu yaşanmamışsa, Yaşanmadığı okunur, şimdi, daldımsa. Özledikçe yalnız durup-susup baktımsa, Sorulacakken nedeni nasıl sormadımsa. Geldiğini umudumda umudla umdumsa, Geleceğini görüyor-biliyordum, anlattımsa. O geçip-gitti ora'sına, ben görmedim, baktıysa. Derim ki şimdi, bir daha gelse de, sorsa. Sözümle, yüzümle, gözümle dedim, duysa. Bense buramda onu bekledim oysa. Yüzümde hüzünden gölgeler kaldıysa, İçimde örülen duvardan düşmüştür, çatladıysa.
Sayfa 43 - Adam Yayınları / Dördüncü Basım: Ekim 1986Kitabı okudu
Reklam
Oranda
Yüzümde hüzünden gölgeler varsa, O hüzün yüzündendir olsa olsa. Bilmiyorum, bu yaşamın çoğu yaşanmamışsa, Yaşanmadığı okunur, şimdi, daldımsa. Özledikçe yalnız durup-susup baktımsa, Sorulacakken nedeni nasıl sormadımsa. Geldiğini umudumda umudla umdumsa, Geleceğini görüyor-biliyordum, anlattımsa. O geçip-gitti ora'sına, ben görmedim, baktıysa. Derim ki şimdi, bir daha gelse de, sorsa. Sözümle, yüzümle, gözümle dedim, duysa. Bense buramda onu bekledim oysa. Yüzümde hüzünden gölgeler kaldıysa, İçimde örülen duvardan düşmüştür, çatladıysa.
Sayfa 257Kitabı okudu
Daha pek düşünmek istemiyorum ölümü Yeter ki eksilmesin öfkem Yeter ki aklım gücüm yerinde Ve sonuna kadar direnmede Adımı unutup Bir kaya gibi sert ve görkemli kalmayı bileyim Elbette umutsuzluğa düşerim bazan Elbette umutluyum her zaman Neden yazılır bir şiir Neden okunur bunca yazı Çünkü nasıl aşılabilir başkaca İnsanın karmaşıklığı Evet Dün akşam evinin önünden geçtim İçim hem kimsesizdi hem kalabalık Bu demektir ki sevgisiz düşünemiyorum sevdayı Bana söz ver yarın akşam Göze al her şeyi yeni baştan konuşmayı.
Sayfa 124 - Edip CanseverKitabı okudu
MÜEZZİNİN SABAH EZANI ESNASINDA ÜŞÜMÜŞLÜĞÜNE DAİR
Bir ben miyim bu vakitler onların derdiyle dertlenen? Bir beni mi utandırır müezzin, mahcup eder Allah’a? Bir bana mı okunur, ilahi cenaze marşı? Ki ben beynamaz Ki ben o saatlerde Pencereye tüneyip Kendini asmak için Münasip bir dal bakan!
Sayfa 58 - İthakiKitabı okudu
Bilmiyorum, bu yaşamın çoğu yaşanmamışsa, Yaşanmadığı okunur, şimdi, daldımsa.
Reklam
Ama bir kadın şiir yazdığında metin şairin kadın olduğu ön yargısı ile okunur. Bu ön yargı metnin kötü ya da kadınsal olduğudur. (Olumsuz bir hissiyatla)
Sayfa 48
Burada çay da kahve de nargile de edeple içilir, sohbet usulünce erkânınca kurulur, birinin sözünü kesmek kadar sözü uzatmak da büyük terbiyesizlik addedilirdi. Hele gözlerinde fer, vücutlarında kan, dizlerinde derman kalmamış, hülyaları bulutlu, zihinleri bulanık afyonkeşler bu çayhaneden içeri bile giremezdi. Esrarkeşe kapalıydı bu çayhanenin kapıları ama çilekeşe ardına kadar açıktı ve hayatın erkeklere ait kısmında her şey çayhanede gerçekleşebilirdi. Orada şiirler okunur ya da bir köşede sessizce şiir yazılabilir, iş görüşülür, anlaşılır, vazgeçilir, kavga edilir, vaaz verilir, siyasî fikirler özgürce dile getirilir, Şah'a bile dil uzatılabilirdi. Hatta çay evi cenaze evi olarak kullanılabilir, Muharrem ayında tümüyle Kerbelâ için yas evine dönüştürülebilirdi.
Sarı Yazmalı
... Gelin değil yoz tarlada irgatsın, Kadın değil, ana değil, kul, köle. Kargacaklım, Aybasanlım, Malyaslım, Babandan mi miras sana bu çile? Bir çile ki soydan soya, Bir acı ki anadan kıza. Yârin gider gurbet ele bekle dur. Kiminin künyesi Kore'den gelir, Kiminin mektubu Alamanya'dan, Kuşun kanadında gelir, okunur. ...
Şiir günleri, şair dostlar, şiir tartışmaları, ceplerden eksik olmayan şiir kitapları, arkadaşlara okunan şiirler, şiir değiştokuşu... Artık şiir, soluk alıp vermenin bir parçasıdır. Bu arada yine 'kendi kendine' Fransızca öğrenmiştir Cemal Süreyya. şiirler de çeviriyordur. O yıllardan geriye en unutamadığı an, o sabah yürüyüşleridir: Cebeci'den çıkılır, Sıhhiye'ye, oradan Ulus'a, sonra Samanpazarı'ndan çember çizip tekrar Cebeci'ye dönülür. Ve bu yürüyüş sırasında hep şiir okunur ya da yüksek sesle yine 'kendi kendine' konuşulur. "Önceleri delilik sanmıştım. Meğer değilmiş," diyor.
319 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.