Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dedem... Şeker külahını elime verirken her defasında: Şeker, cepten parayı çeker... derdi.
Cepten yere düşüp de unutulan bir nesne gibi kaybolmazdı öğrenilenler. Kimse mutsuzlar arasındaki farkı anlasın diye devamlı mutluluğun sergilendiği bu ilksel etiği unutmazdı. Bir mektup Georg Rosenberg'in genel düzenini ve temizliğini bozmak için ideal bir araçtı. Dışarıdan selam veren biriymiş gibi, her mektup delinin hayatında geriye dönüş anlamına gelirdi. Mektupta gelecekten söz edilse bile, söz konusu olan zihinsel bir süreçti: bir zamanlar burada, dışarıda olduğunu hatırla ya da daha iyisi, onu unutma. İşte mektubun anlamı buydu: Unutma!
Reklam
Cep telefonundan mesaj atma sayısında Avrupa şampiyonu olmuştuk. Pek sevmiştik mesajlaşmayı... Ancak, teknolojiyle aramız pek iyi olmadığı için mesaj faciaları yaşanmaya başlanmıştı. Ankara'da bir koca, babaevine kaçan eşine cepten mesaj gönderdi. ''Sıkışınca konuyu değiştiriyorsun'' yazdı. Yazdı ama.. Telefonu çakma telefondu. Türkçe karakter olmadığı için ''ı'' harfleri ''i'' olarak çıkmıştı. Mesajı yanlış anlayan kadın, babasına gösterdi, babası ''Benim kızım fahişe mi ulan'' dedi, damadın evini bastı. O karambolde, damat gelini bıçakladı, öldürdü. Damadı hapse attılar, içeride canına kıydı, iyi mi.. Bir düğün, bir mesaj, iki cenazeydi.
Sayfa 141
Caitlin emniyet kayışını gevşetip Mia, Midori ve Antoine'a döndü. Koltuğunun yanındaki cepten bir tükenmez kalem bulup çıkardı ve onlara doğru tuttu. Sonra da elinden bıraktı. Kalem yavaşça sallanarak, ağırlıksız bir şekilde ondan uzaklaştı. Mia sağ kolunu kaldırıp kalemi dikkatle itti ve onun dönerek Midori'ye doğru gidişini izledi. UZAYDALARDI.
Sayfa 129 - İthakiKitabı okudu
cepten
Erken büyüdük, erken sevdik, erken tükettik, hep cepten yedik.
Büyülü Ceket
Giyim kuşam zarifliğine değer vermekle beraber, hemcinslerimin üzerindeki elbiselerin dikimindeki kusursuzluk derecesine hiç aldırış etmem çok kere. Ama bir akşam, Milano’da özel bir toplantıda tanıştığım kırk yaşlarında görünen bir adam, sırtındaki elbisenin pürüzsüzlüğü ve kesilişindeki mutlak güzellikle gerçekten göz alıyordu. Bilmiyorum
Reklam
“Zemanının Tapu Tahrir defterine istinaden, arazilerin maliki biziz, fekat, efendim bunlar müruru zamana uğramış,” gibi heyecanlı hikâyeler anlatan bir grupla, kendini “Anane, cepten mesaj atıyorum, açamıyosun, Face’in de yoksa, twit atayım ama follow etmen lazım,” biçiminde ifade eden başka bir grubun, birbiriyle iletişim kurmasını sağlamak, gerekirse mütercim tercümanlık yapmak, tabiatıyla enerjiyi emen bir aktivitedir! Bu vesileyle büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim. Elbette aradakiler yine havasını alır!
CHRISTIAN (Valert ismini duyar duymaz ürperir.) Demek buymuş! Artık geçirdim ele; Kolay kolay bırakmam, hazır fırsat da varken... (Eldivenini çıkarmak üzere elini cebine götürünce bir yankesicinin elini yakalar.) Bu ne? YANKESİCİ Aman, efendim! CHRISTIAN (Herifin elini bırakmayarak) Ben eldiven ararken... YANKESİCİ (Tatsız bir tebessümle) Cepten yalnız el çıktı.
Sayfa 20 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Kamil,bu kadar mıydı senin derdin?" "Niye,noldu ki?" "Dün gece seni aradım cepten." "Ee?" "Telefonu annen açtı,'Kamil uyuyor'dedi." "Ee ne var bunda?" "Annesinden önce uyuyanların derdine inanmıyorum ben."
Murat Özyaşar
"Kamil,bu kadar mıydı senin derdin?" "Niye,noldu ki?" "Dün gece seni aradım cepten." "Ee?" "Telefonu annen açtı,'Kamil uyuyor'dedi." "Ee ne var bunda?" "Annesinden önce uyuyanların derdine inanmıyorum ben."
Reklam
"Kamil bu kadar mıydı senin derdin?" " niye n'oldu ki?" "dün gece seni aradım cepten." "Ee?" "Telefonu annen açtı, 'Kamil uyuyor' dedi." "Ee, ne var bunda?" "Annesinden önce uyuyanların derdine inanmıyorum ben."
Mehmet Öz Mübarek diyet ayları geldi... Havada peeling kokusu var. Hanımlarda bir tatlı telaş. Keyifle soyuluyorlar... Hem ciltten... Hem cepten.
390 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.