Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Cevherin makulü de cevherdir. Zira o bir konuda olmaksızın mevcuttur. Yani onun mâhiyeti var olduğunda bir konuda olmaksızın var olur. Cepteki mıknatıs her ne kadar demiri çekmese de cepten çıkarıldığında çeker. Makul de böyle olup, ayın olarak vâki olduğunda bir konuda olmaksızın var olur. Oysa bu, itibarları zayi etmesi ve tümeli tikelin yerine alması itibariyle yanlıştır. Mıknatısın şahsından dolayı kendisinin cepten çıkmasına ve bilfiil çekmesine bir mani yoktur. Oysa zihnî sûretin mahallinden intikali ve ayın olarak bilfiil ortaya çıkması imkânsızdır. Makulün bir misali vâki olur.
Sayfa 290
Bir yerde eğlenerek çocuk öldüren gücün, başka yerde titizlikle sağlık taramaları ve sağlık propagandaları yapması inandırıcı mı? Cepten çıkan fahiş vergilerle ilaç sektörü ve diğer kapitalist sektörler ağaçta çıkan ökse otu gibi emici köklerini insanlığın hayat kaynaklarına uzattı.
Reklam
İstersen gel bir beş dakika ölümü düşünelim... Ama senin ölümünü, nasıl mı? Şöyle: düşün ki hiç hesapta olmayan, hep ertelediğin, ölüm; sana genç yaşta geldi... Eve haber saldılar; çocuğunuz hakkın rahmetine kavuştu...Morgdasın..Buz gibi bir mekan... Birazdan sevdiklerin başına üşüşüp ağlayacaklar... Beyaz kefenin başucu en yakının tarafından
Sayfa 85
“ Ruhumun bir mendilin cepten çekilişi gibi benden çekildiğini hissettim.”
Biz biraz hızlı değiştik. Bu yüzden değişimlerimiz hep sersemletici oldu. Üzerimizde şok etkisi yarattı. Klasik biçimde cepten para harcamaktan çeke, çekten kredi kartına filan geçiş yaptık. Kredi kartı bedava gibi geldi, çoğu insan icralık oldu. Yani refah seviyesinin yükselmesi, hayat şartlarının değişmesi, etrafta kıyıcı bir rekabetin hâkim olması her şeyi etkilediği gibi evliliği, yuva kurma alışkanlıklarımızı da etkiledi.
Cep telefonundan mesaj atma sayısında Avrupa şampiyonu olmuştuk. Pek sevmiştik mesajlaşmayı… Ancak, teknolojiyle aramız pek iyi olmadığı için mesaj faciaları yaşanmaya başlanmıştı. Ankara’da bir koca, babaevine kaçan eşine cepten mesaj gönderdi. “Sıkışınca konuyu değiştiriyorsun” yazdı. Yazdı ama… Telefonu çakma telefondu. Türkçe karakter olmadığı için “ı” harfleri “i” olarak çıkmıştı. Mesajı yanlış anlayan kadın, babasına gösterdi, babası “Benim kızım fahişe mi ulan” dedi, damadın evini bastı. O karambolde, damat gelini bıçakladı, öldürdü. Damadı hapse attılar, içerde canına kıydı, iyi mi… Bir düğün, bir mesaj, iki cenazeydi.
Reklam
Aldatılmış Kadın
Eskiden gençlerin göğüs cebinde taşıdığı mendilin yalnız bir ucu görünürdü, şimdi ise boylu boyunca dışarı fırlıyor cepten, görgü kuralları böyle istiyor.
Sayfa 392Kitabı okudu
Erken büyüdük, erken sevdik, erken tükettik, hep cepten yedik.
Şu anda ben de evde varım ama, hiç bir şeye çözüm değil bu. Demek ki mevzu, evde olmam da değil, var olmam! Beni ya cepten ara, ya yürekten.
Reklam
Melek inmez baby face inde var mi hacet Hacettepe Cepten nice bir deyim söyleyim ey gülşenim? Kabrinden cebir geometrinin var mi haber haberi habere
Yaşam modelimiz bize sunulmuştu, kendimiz yaratmadık ve günümüze gelene dek o modeli mirasyedi misali kullanarak sürekli cepten yedik. Demokrasiyi iyi kötü uygulayabilen ülkelerde, hakların halklara sunulmadığını, bunların bazı mücadeleler verilerek alındığını görmezden gelerek. Demokrasinin temel ilkelerinden birinin, seçenin seçileni denetlemesi olduğunu, seçtiklerimizin mutlak kaderimiz olamayacağını kavrayamadan. Hal böyle olunca, boş bırakılan meydanı zamanla fırsatçı güçlerin işgal etmesinin de şaşılacak yanı yok.
Ders çalışmak için masa başına geçmişimdir;
"Ruhumun bir mendilin cepten çekilişi gibi benden çekildiğini hissettim."
Sayfa 104 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Peter Schlemihl'in Acayip Macerası
"Güneş şimdi daha şiddetle parlamaya başlamıştı ve hanımları rahatsız ediyordu. Güzel Fanny o zamana kadar hiç kimsenin hitap ettiğini görmediğim gri ceketli adama ilgisiz bir tavırla dönerek, yanında bir çadır bulunup bulunmadığına dair çocukça bir sual sordu. O bu suale, sanki kendisine layık olmadığı bir şeref bağışlanmış gibi gayet derin bir reveransla mukabele etti, elini hemen cebine soktu ve ben oradan birtakım aletlerin, sırıkların, iplerin, demir parçalarının, hülasa muhteşem bir çadır için için lazım olan her şeyin çıktığını gördüm. Genç baylar kurmaya devam ettiler ve çadır halıyı tamamıyla örttü. Hiç kimse bunda fevkalâde bir şey görmüyordu." "Bir müddetten beri endişe hatta dehşet içindeydim fakat ilk gösterilen arzu üzerine o adamın cebinden üç tane de binek atı, sana diyorum ki, üç tane güzel, büyük, eğerli ve takımlı yağız at çıkardığını görünce bu dehşet son haddini buldu. Allah aşkına, düşün! İçerisinden zaten bir cüzdan, bir dürbün, bir işlemeli halı, aynı büyüklükte bir çadır ve bunun teferruatı olan direkler ve demirler çıkan cepten üç tane de eğerli at çıkıyor! Bunu kendi gözümle gördüğüme seni temin etsem (etmesem?) de herhalde inanmazsın!"
Sayfa 17 - Dekalog Yayınları
207 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.