Yağmurlar yağacak uzun
Yağmurlar ince
Dünya, bir alıcı kuş gibi
Üstüme çökünce
Ne bir sözcük kalacak,
Ne de bir çığlık...
Yine de gülsün isterim
Şu pencerelerde
Sokağı seyreden çocuk;
Gülsün artık!
Sen gelirsin diye yollarınına begonviller kanaviçeler ve manolyalar ekeceğim.
Sevinçlerimi tebessüm diye kolye yapıp yapraklarına asacağım.
Gelirsin diye mor papatyalardan bir köy evi inşa edeceğim sana.
Çatısına beyaz gecelerden çalıntı kiremitler döşeyeceğim.
Bahçesine mutluluk,keyif,huzur, dinginlik ve birazda sen ekeceğim.
Kibri nefreti, kötü
Madam Lespaye ve kızı korkunç birj şekilde öldürülür. Katil kızı öldürüp şömine babasına sıkıştırmış, Madam Lespaye'yi boynunu usturayla keserek öldürmüş. Kahramanımız olay yerini incelediğinde bunun insan işi olmadığını ancak bir hayvanın yapabileceğini düşünür. Gazeteye ilan vererek bir orangutan bulduğunu sahibini aradığını belirtir. Kısa zaman içinde orangutanı arayan bir adam çıkar ortaya ve bu adam bütün cinayeti itiraf eder. İtirafa göre orangutan sahibini traş olurken izliyormuş hep bu yüzden fırsatını bulunca sahibinin usturasını alıp kaçmış sahibi peşinden gitmiş orangutan eve girip kadını tras etmeye kalkmış ama kadın korkup çığlık atınca boynunu kesmiş, iyice panikleyen hayvan kızı da boğarak şömine bacasına sıkıştırmış ve pencereden kaçmış. Neticede orangutan yakalanıp bir hayvanat bahçesine teslim edilmiş.
"Neon'u bir park yerine soktu ve el frenini çekti. Bagajdan şemsiye, şişe su, atıştırmalıklar, güneş kremi ve havlularla dolu çantayı kapıp Old Orchard Sokağı'ndan aşağı, kumsalla birleşen çıkmaz sokağa doğru yürüdük. Kumun üstü rengârenk şemsiyelerle beneklenmişti ve köpüklü dalgalar iskelenin ince bacaklarının altında ilerliyordu. Biraz ileride, aynı okula gittiğimiz ve yakında son sınıf olacak bir grubun Ultimate Frizbi oynadığını gördüm."
Trendeki Yabancılar
PATRICIA HIGHSMITH
Seviye 4
Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı
Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter
Pearson Education Limited
Edinburgh Gate, Harlow,
Essex CM20 2JE, İngiltere
ve dünya çapında Bağlı Şirketler.
ISBN 0 582 41812 7
Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu
uyarlama ilk olarak
Kabul etmeliyiz ki aşktan meşkten çoktan vazgeçti Türk kadını.Dövmeyecek, sövmeyecek,ayrılmak istedi diye hunharca öldürmeyecek, uygar bir eş arıyor yalnızca.
Tek hissettiğim, güçsüzlük, hayal kırıklığı ve ihanetin anlamsız infialiydi. Çığlık atabilir
ya da koşabilirdim, içimde bir şeyleri parçalama isteği, kötücül ve tehlikeli bir arzu, manasız bir intikam ihtiyacı doğdu.
Veba Yılı Günlüğü 'nden sonra okudum. Zaten bu son kitaba atıfla, Defoe'dan alıntıyla başlıyor kitap. Fakat bu iki kitap ardı ardına okunduğunda, neredeyse aynı kitabı özetiyle okumuş gibi oluyorsunuz. Farklar var elbet: Defoe kalemini Tanrı için yorarken, Camus vebanın
Bir tuzağın üzerime kapanmakta olduğunu hissettim. Ona kocasını hiç sormamam gerekirdi. Şimdi artık onun ne kadar yalnız
bir insan olduğunu öğrendiğime göre, gözlerindeki yaşları da gördüğüme göre, ne zaman beș senti cama dokundursa buraya gelmek zorunluluğunu hissedecektim, bisküvi yemek, kocasının gaz lambalarını ve saçının firçalanmasını ne kadar sevdiğini dinlemek zorunda kalacaktım. Hayatıma yeni bir sorumluluk daha ekleniyordu. Bazen de kafamı çevirip baktığımda, adamın o çiğlik benzeri gülümsemesini görecektim. O anda bir karar aldım. En azından bir hafta boyunca arka yoldan uzak durmalıydım.
"Susmuş sokağı, sokakta esen rüzgarı, rüzgara yoldaş soğuğu, soğuğa küskün gül dalını, gül dalını konak edinmiş tırtılı, tırtılın komşusu örümceği, örümceğin ağ yaptığı evi, evde uyuyan bebeğin huzurlu nefesini dinledi. Sessizdi gece, yığınla sesin içinde sessizdi. Bir yerlerde bir adamın cansız bedeni düştü yere, duydu sesini. Uzak bir evde bir kadının bedenine defalarca saplandı acımasız bıçak. Talihi kem vicdanı sakat bir anne kim bilir nerede bir çöp variline bıraktı bir bebeği soğuktan donmak üzere. Bütün sessizliğine rağmen onlarca çığlık yırttı geceyi, bütün karanlığına rağmen kan kırmızısına boyandı gece. Bütün bilmezden gelenlere inat, bütün görüp de perdelerini sıkı sıkı kapatanlara inat o duydu, gördü, bildi."
Yağmurlar yağacak uzun,
Yağmurlar ince.
Dünya, bir alıcı kuş gibi
Üstüme çökünce,
Ne bir sözcük kalacak,
Ne de bir çığlık...
Yine de gülsün isterim,
Şu pencerelerde
Sokağı seyreden çocuk;
Gülsün artık!..
Sayfa 310 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 1. Basım, Şubat 2015, İstanbulKitabı okudu