Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
59 syf.
·
Puan vermedi
·
11 saatte okudu
Ay yüzlüm, gül yüzlüm, biri aynalara aşikâr iki yüzlüm.
***Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?” dedi. “Herif rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarsı.” “Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku,” dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi. “Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku,” dedi, arkasını dönüp gitti.*** Hikâye kahramanı bir
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
244 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Herhangi bir eserde intihar konusunu anlatmak, okura hissettirebilmek her zaman için zor olan bir anlatımdır. İntiharın somut gerçekliğinin tasviri bir yana, intihar sürecinde bir insanın içinde bulunmuş olduğu zihinsel bunalımlar ve mantıksızlıkların resmedilmesi her zaman için en zor olan anlatımlardan biridir. Birçok eser, birçok felsefi metin
Düzelti
DüzeltiThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2018128 okunma
Reklam
Bu hayatta yirmi yıl yaşadıktan sonra dünyanın yaşamaya değer bir yer olduğunu anladım. Yirmi beş yıl yaşadıktan sonra aydınlıkla karanlığın bozuk para gibi iki taraflı olduğunu, ışığın vurduğu yerde mutlaka gölgenin de olacağını anladım. Otuzuncu yılımı yaşadığım şu anda ise şöyle düşünüyorum: Mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyiye artar. Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur. Bir araya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun. Para önemlidir. Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça, kaygılar uyku sırasında dahi peşinden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutlu aşk ağırlaştıkça ve taşınması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha bir sever hâle gelmez mi?
Sayfa 8 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Bu hayatta yirmi yıl yaşadıktan sonra dünyanın yaşamaya değer bir yer olduğunu anladım. Yirmi beş yıl yaşadıktan sonra aydınlıkla karanlığın bozuk para gibi iki taraflı olduğunu, ışığın vurduğu yerde mutlaka gölgenin de olacağını anladım. Otuzuncu yılımı yaşadığım şu anda ise şöyle düşünüyorum: mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyiye artar. Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur. Bir araya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun. Para önemlidir. Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça, kaygılar uyku sırasında dahi peşinden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutlu aşk ağırlaştıkça ve taşınması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha bir sever hale gelmez mi?
Mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyiye artar. Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur. Bir araya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun. Para önemlidir. Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça, kaygılar uyku sırasında dahi peşinden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutlu aşk ağırlaştıkça ve taşıması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha bir sever hale gelmez mi?
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Golestân.
Dertler çoğaldıkça gönüldeki yangın da büyür. Dertler belâ gibi görülürse hayat çekilmez olur. Ama derdi de dermânı da verenin Mevlâ olduğu bilinirse, o yangın yeri Hazreti İbrâhim'in içine atıldığı ateşin gül bahçesine döndüğü gibi gülistan olur.
Reklam
Bu hayatta yirmi yıl yaşadıktan sonra dünyanın yaşamaya değer bir yer oldugunu anladim. Yirmi beş yıl yaşadıktan sonra aydınlıkla karanlığın bozuk para gibi iki taraflı olduğunu, ışığın vurduğu yerde mutlaka gölgenin de olacağını anladım. Otuzuncu ylımı yaşadığım şu anda ise şöyle düşünüyorum: Mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyiye artar. Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur. Bir araya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun. Para önemlidir. Ancak senin icin önemli şeyler çoğaldıkça, kaygılar uyku sırasında dahi pesinden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutlu aşk ağırlaştıkça ve taşınması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha bir sever hale gelmez mi?
Sayfa 7 - İthaki YayıncılıkKitabı okudu
Mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyiye artar. Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur. Bir araya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun. Para önemlidir. Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça kaygılar uyku sırasında dahi peşinden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutlu aşk ağırlaştıkça ve taşınması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha bir sever hâle gelmez mi?
Mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyiye artar. Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur. Bir araya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun. Para önemlidir. Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça, kaygılar uyku sırasında dahi peşinden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutlu aşk ağırlaştıkça ve taşınması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha bir sever hale gelmez mi?
Sayfa 6
166 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bu hayatta yirmi yil yaşadıktan sonra, dünyanın yaşamaya değer bir yer olduğunu anladım. Yirmi beş yıl yaşadıktan sonra aydınlıkla karanlığın bozuk para gibi iki taraflı olduğunu, ışığın vurduğu yerde mutlaka gölgenin de olacağını anladım. Otuzuncu yılımı yaşadığım şu anda ise şöyle düşünüyorum: Mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyiye artar. Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur. Bir araya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun. Para önemlidir. Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça, kaygılar uyku sırasında dahi peşinden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutlu aşk ağırlaştıkça ve taşınması zorlastıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha bir sever hale gelmez mi? Yaptığı iş hayranlık uyandırıcıdır ancak bir devlet başkanı milyonlarca insanın sorumluluğunu alır. Omuzlarında tüm ülkenin ağırlığını taşır. Bir şey lezettliyse, yememek zorlaşır dahası birazcık yersen fazlasını istersin. Doyasıya yersen de sonradan yiyeceklerin tatsızlaşır. Kitap yerini ve zamanını net olarak anlayamadığımız bir olay örgüsünden oluşuyor. Sanattan yoğun bir şekilde bahsediyor. Şiir yazmadan ve resim çizmeden önce sanatçının neler düşündüğünü bizlere aktarıyor. Okuması çok keyifli ve akıcı bir kitap.
Üç Köşeli Dünya
Üç Köşeli Dünya
Natsume Soseki
Natsume Soseki
Sevgi Atmaca
Sevgi Atmaca
Üç Köşeli Dünya
Üç Köşeli DünyaNatsume Soseki · Konu Kitap Yayınları · 20201,007 okunma
Reklam
Bir kişiyi/işi/paylaşımı küçümsememeli, Elden geleni elin ardına koymamalı. Bir kişinin etkisi aktıkça/çoğaldıkça büyür, toplumsal bir karşılık bulur. En somut örnek, Peygamberimizdir(S.A.V) Dünyevi imkanları kısıtlı olmasına rağmen, anne babası olmamasına, akrabaları tarafından tepki görmesine, sisyasi gücü olmamasına, okuma yazma bilmemesine rağmen 20 senede ciddi bir etki oluşturdu. Allah sabredenlerledir.
Savaş Ş. Barkçin
Savaş Ş. Barkçin
Ne kadar çok seversen, o kadar az korkarsın. Aşk tam kapasitesine eriştiğinde hiç korku kalmaz. Ama sahiplenmede, korku gittikçe büyür çünkü bir insanı sahiplendiğinde her an seni terk edeceğinden, bırakıp gideceğinden korkarsın ve şüphe hep vardır. Koca her zaman karısının bir başkasını sevebileceğinden şüphe duyar. Birbirlerinin casusu olurlar,
yalnızlık neyle büyür..?
Anılarımız çoğaldıkça yalnızlığımız büyüyor, derdin…Yatağımız bir tekne kadardı olsa olsa…Ve yorgunluğun sevişmelerden; sevişmelerse kuralsız bilinecek kadar kurallı.
Yirmi beş yıl yaşadıktan sonra aydınlıkla karanlığın bozuk para gibi iki taraflı olduğunu, ışığın vurduğu yerde mutlaka gölgenin de olacağını anladım. Otuzuncu yılımı yaşadığım şu anda ise şöyle düşünüyorum: Mutluluk arttıkça hüzün de iyiden iyiye artar. Keyif hissettikçe çekilen acı büyür. Bunları ayırmaya çalışırsan hayatın akışı bozulur bir araya getirmeye uğraşırsan başarısız olursun. Para önemlidir. Ancak senin için önemli şeyler çoğaldıkça, kaygılar uyku sırasında dahi peşinden gelmez mi? Aşk mutluluktur ancak bu mutlu aşk ağırlaştıkça ve taşıması zorlaştıkça insan aşksız geçen zamanlarını daha bir sever hale gelmez mi?
Sayfa 6 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Âh etmeye gelmişiz...
Bu dünyada sıkıntısızlık, zahmetsizlik, çilesizlik yoktur. Ama o çileleri, mihnetleri aslında takdîre bağlarsak, bir çeşni gibi görürsek bize tat katar. Dünya dertler meskenidir. Sıkıntı, me- şakkat, zorluklar, yıkımlar, belâlar dünyanın kârı. Çünkü "dünya" kelimesi bile "denî" kelimesiyle aynı kökten gelir. "Aşağı, alçak" demektir. Dertler çoğaldıkça gönüldeki yangın da büyür. Dertler belâ gibi görülürse hayat çekilmez olur. Ama derdi de dermânı da verenin Mevlâ olduğu bilinirse, o yangın yeri Hazreti İbrâhim'in içine atıldığı ateşin gül bahçesine döndüğü gibi gülistan olur.
Sayfa 115 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.