Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çok tanıdık geldi:)
Sokakta giderken, Kendi kendime Gülümsediğimin Farkına vardığım zaman Beni deli zannedeceklerini düşünüp Gülümsüyorum.
Sayfa 215Kitabı okudu
"Tanımadığım bir şeyler çalıyor. Hoşuma gidiyor. Çünkü artık sırf tanıdık geldiği için izleyemediğim filmler, bakamadığım fotoğraflar, dinleyemediğim şarkılar var. Eskiden yoktu. Temas ettikçe, hepsi anlamlarının ötesinde başka anlamlara bürünüyorlar. O kadar çok bölüyorlar ki beni, zamanın içine, geçmişe doğru dağılıyorum. Akıl, fikir, kafa, göz, akson, nöron, örs, çekiç, üzengi... dağılmayın. Dağılmayın!"
Reklam
Çok tanıdık geldi .
Cihanı ellerinde tutan kara cahiller, Kendilerini pek de , akıllı zannederler . Onlar çıtıf çarşısı kibirli insanlardır. Kendilerinden başka, herkese kâfir derler .
Çok tanıdık ..
Ama kalbimin kapalı olduğunu hissettim, gülümsemesine karşılık bile vermedim.
Sayfa 96 - Can yayınlarıKitabı okuyor
"İşkencecilerden söz açmıştım. Çağımızda hemen hemen her kişide bir işkenceci tohumu vardır. Ama bu hayvanca duyguların her insandaki gelişimi bir değildir. Bu duyguları, diğer tüm duygularını örtmüş olanlar, korkunç, iğrenç insanlardır. İşkencecilerin iki çeşidi vardır: İlki bu işi gönüllü yapan, öteki zorunluluktan yapan. Gönüllü işkenceci,
Sayfa 245Kitabı okudu
Genel olarak herkese karşı samimiyet: zayıflık , kölelik ve hatta bir histeri belirtisidir. İnsanın doğası öyledir ki ilk armağanınız için kendini size secde eder, 2. armağanınız için elini öper, 3. için yavrular, 4. için birkez başını sallar, 5. için çok tanıdık gelir, 6. için sana hakaret eder ve 7. için kendisine yeterince verilmediği için seni suçlar. Sıradan ortalama bir insan, kendi kişisel kişiliğine yabancı olan tüm evrensel amaçlara hizmetin bilinçsiz bir kölesidir. Geldi ,beni vampirler gibi emdi ve gitti İnsan iyiliği unutacak bir domuz değildir, kötülüğü hatırlayacak bir kedi de değildir.
Reklam
Çay mı yoksa kahve mi?
Sıkı dostların en güzel buluşmalarına vesile olur bazen, bazen de tanıklık eder en derin ayrılıklara. Kimi için keyiftir, kimi içinse vazgeçilmez. Kimi en sevdiği kitapları onunla okur kimiyse en sevdiği kitapları onunla yazar. Hemen hepimizin hayatının içinde olan ve sudan sonra en çok tükettiğimiz o iki sıcak içecekten bahsediyorum; çay ve kahveden. Hatırlayın kaşığın cama her vuruşunda kulağınıza gelen o tanıdık ve samimi sesi. Ya da kahveyi fincana dökerken burnunuza gelen o muhteşem kokuyu. Peki, neden insanlık olarak bu iki içeceğe bu kadar düşkünüz?
Kendisine de şaşırır insan, unutmayı öğrenemediği ve sü rekli geçmişe bağlı kaldığı için: ne kadar uzağa, ne kadar hızlı koşarsa koşsun, zinciri de koşar peşinden. Bir mucize dir bu, ha deyince gelir; ha deyince gidiverir, daha önce de hiçtir, daha sonra da bir hiçtir; ama yine de bir hordak gibi çıkagelir ve bir sonraki anın huzurunu bozar.
Sayfa 5 - *
Her şeyin çok tanıdık. Ama bazen öyle ifadesiz öyle sessizsin ki sanki bir yabancısın.
"Tanrım, sana inanıyorum, inançsızlığıma derman ol. Tanrım, inanıyorum, inanıyorum; inançsızlığıma derman ol." Nafileydi, tamamen nafileydi. Sözleri sarf ederken bile beyhudeliklerinin farkındaydı ve hareketinden dolayı kısmen utanç duyuyordu. Kafasını kaldırdı. Tam o anda burnuna sıcak, kötücül bir koku geldi; son sekiz ayda unutulan
Sayfa 324 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.