Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karga yüzlüler ( başka nasıl olur?) tünüyorlar, tünüyorlar, tünüyorlar ve tünüyorlar. Kim? Kargalar mı? Kargalar da belki. Ama insanlar en çok, insanlar.
Sayfa 29 - Yapı Kredi Yayınları - 4752Kitabı okudu
O zamanlar insanlar, daha iyiydiler denemez, kim bilir, ama daha başkaydılar. Belki de kuşları daha çok seviyordular. Belki de yürekleri yufka, daha acımayla, daha sevgiyle doluydular. Belki de doğaya daha yakındılar, kim bilir... Şimdiki insanlara viz geliyor kafeslerde küçücük kuşların ölmesi. Kiliselere, havralara artık uğrayan kalmadı,
Sayfa 38 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aslında çok az insan gerçekten sever. Rol yaparlar, sadece başkalarının değil kendilerini de kandıran iki yüzlüler gibi.
Sayfa 192Kitabı okudu
Nabza göre şerbet vermeyen, doğru bildiği yoldan dönmeyen, ufak tefek çıkarı için dün ak dediğine bugün kara demeyen, sorumunu yetkisini iyi anlamış, akıllı, onurlu yurttaşlara, bugün her günkünden daha çok muhtacız. Başta bulunanlarda sezilen ufak bir anlayış değişikliği, üstü kan köpüklü meşe seli gibi, insanlardaki kişiliği kemirip bitiren bir canavar olup yürüyor: Derece derece, tıraşcılar, iki yüzlüler çoğalıyor, pısırıklar artıyor.
Sayfa 34 - Remzi KitabeviKitabı okudu
İnsanlığın en büyük hastalığı kendini kemiren illetlerin cidden tedavisine başvurmaktan çok daima tehlikeyi hakiki derecesinden göstermeye çalışmak hastalığıdır. Bu yaraların derman bulunmaz niteliğini açık ve kesin bir dille açıklamaya uğraşanlar daima halkın lanetine uğrarlar. Yaranmak için halkı aldatan iki yüzlüler beğenilir ve saygı görürler.
Sayfa 111Kitabı okudu
Sizin düştüğünüz durumda bu, işte aziz pederler; iki yüzlü, tembel ve pisboğaz! Onu İsa sanıp onun ayak izlerinden gidiyorsunuz, çok da işinize geliyor; iki yüzlüler, tembeller, pisboğazlar. Ama İsa o değil, zavallılar, İsa'nın görünüşüne bürünmüş olan baştançıkarıcıdır ve içeri girmiştir. Hep söylerim bir kez daha diyeyim: Gerçek İsa insanlarla birlikte yürüyor, birlikte savaşıyor, birlikte çarmıha geriliyor ve birlikte diriliyor.
Reklam
Nabza göre şerbet vermeyen, doğru bildiği yoldan dönmeyen, ufak tefek çıkarı için dün ak dediğine bugün kara demeyen, sorumluluğunu yetkisini iyi anlamış, akıllı, onurlu yurttaşlara buhün her günkünden daha çok muhtacız. Başta bulunanlarda sezilen ufak bir anlayış değişikliği, üstü kan köpüklü meşe seli gibi, insanların kişiliği aşırıpgötüren canavar olur yürüyor: Derece derece, yağcılar, tıraşcılar, iki yüzlüler çoğalıyor, pısırıklar artıyor.
Eldorado … Bizcesi, Tanrı onların usunu parlatsın, her Avrupalının yüreğinde bir Atilla, bir Türk karmaşası yatar. Bu karmaşa, bu aşağılık duygusu, onları başka ulusları küçümsemeye, kendilerini de büyükten büyük görmeye götürür. Romain Rolland bile herkese insanlık dersi verdikten sonra Sudanlıları, Japonları, Faslıları, Kazakları, Senegallileri,
Sayfa 95 - Sel, 2. baskıKitabı okudu
Karga yüzlüler tünüyorlar, tünüyor, tünüyor ve tünüyorlar.Kim? Kargalar mı? Kargalar da belki. Ama insanlar en çok, insanlar.
Karga yüzlüler (başka nasıl olur?), tünüyorlar, tünüyor, tünüyor ve tünüyor. Kim? Kargalar mı? Kargalar da belki. Ama insanlar en çok, insanlar.
Reklam
Ben sevgilimin arzu denizine daldım; onun gamı ile çalkalanıp duruyorum. Yaralı gönlümün huzur bulması onunla mümkün. Yarama onunla merhem sürün; başkalarından bahsedip durmayın. Bana çok güzel kızlar, Leyla gibi peri yüzlüler var diyorsunuz. Hiç bahsetmeyin başkasından. Benim dünyamda ondan başkası yok.
Sayfa 25 - Say Yayınları, 4. BaskıKitabı okudu
Bitmişlik ve zayıflıklarım sırasında felaketler ve isteklerime kavuşamama günleri yaşadım. Bazen medreselerin en arkasında yer tutabildim ve bazen bilginler meclisinde bilgiyle gönlümü aydınlattım. Bazen Allah korkusuyla yaşayanların mescidinde onların ayağının bastığı yere yüz koydum ve çok secde etmekten dolayı alnımın derisini soydum, bazen safa tekkesinde yaşayanların ibriğine su doldurmak suretiyle şeref sahibi oldum ve bazen yokluk manastırı (dünya) sakinlerinin şarabından içerek değer kazandım, bazen alçakların önünde hor görüldüm ve bazen rezillerin karşısında itibarsızlık gördüm, bazen aşk yurdunda kaygısız görünüp insan öldüren peri yüzlüler için kendimi helâk ettirdim ve bazen deliler mahallesinde reziller boynuma tokat vurdu ve çocuklar başıma taş yağdırdı ve bazen şehrim halkının siteminden gurbete düştüm ve garip insanlarla bir araya gelip onlarla yaşadım. Bazen dağların tepesi dinlenme yerim oldu ve bazen çöllerin kıyısı sığınağım oldu. Bazen bütün bu sıkıntılardan dolayı yurdumu terk ettim ve yokluk tekkesini mesken edindim ve bazen garip insanlara rezil oldum, bazen değerli insanlara hizmet etmek suretiyle nasiplendim ve sözlerim dinleyenlerin gönlüne hoş geldi.
Yitik, karga yüzlü, aşırı üzüntüden gri siyah, bağırmaktan ses­leri kısılmış, tünüyorlar. Tünüyorlar; yoksunluk, cansız, dökül­müş, karmakarışık tüyler gibi sarkıyor üzerlerinden. Sevgiden yoksun, sevgiliden yoksun, talihten yoksun.Evlerin gölgesinin sisli alacakaranlığında, kapılardan ürkerek, katran karası ve kaldırım yorgunu tünüyorlar. Ayaklarında ince pençeli ayakkabılar, dünya öğlesonrasmm erken inmiş pusunda gri tozlu, gecikmiş, önemsiz hayaller içinde, tünüyorlar. Ördükle­ri sonsuz uçurumlar üzerinde, açlıktan ve sıla özleminden tavşan uykusunda, tünüyorlar.Karga yüzlüler (başka nasıl olur?), tünüyorlar, tünüyor, tünü­ lyor ve tünüyor. Kim? Kargalar mı? Kargalar da belki. Ama insan­lar en çok, insanlar.
"İnsanlığın en büyük hastalığı kendini kemiren illetlerin cidden tedavisine başvurmaktan çok daima tehlikeyi hakiki derecesinden aşağı göstermeye çalışmak hastalığıdır. Bu yaraların derman bulunmaz niteliğini açık ve kesin bir dille açıklamaya uğraşanlar daima halkın lanetine uğrarlar. Yaranmak için halkı aldatan iki yüzlüler beğenilir ve saygı görürler. "
Sayfa 111Kitabı okudu
seyahat etmeye karar verişim
Yıl hicri takvimle 1040. Aylardan Muharremdi.Aşure gecesi Kur'an okudum, dualar ettim. Peygamber Efendimizi çok özlemiştim. Biraz dinlenmek için yuvarlak yastığıma yaslandım. Uyku ile uyanıklık arasında idim. Bir anda Yemiş İskelesi yakınındaki Âhi Çelebi Camii'nde buldum kendimi. Bu, helal parayla yapılmış bir camidir. İçinde yapılan
Sayfa 18
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.