Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu üç araştırma da gösteriyor ki ödül olduğu zaman çocuk o işe daha çok ilgi gösteriyor ve o işle daha çok zaman harcıyor. hatta ödüllendirilmek çocuktaki heyecanı da üst seviyeye çıkarıyor ama ödül ortadan kalkınca çocuk da o işi yapmayı bırakıyor. Neden? Çünkü o işi ödül için yapmıştı. Ödül ortadan kalkınca o işi yapmasına gerek yok. İşin ilginç yanı, ödül davranıştan önce de vaat edilse sonra da sürpriz olarak verilse sonuç değişmiyor.
Ahahahha Tr'de hiçbir şey değişmiyor
İki Rus yazarının komünist düzeni yeren yazılarından ötürü mahkûm edilmesi Batı dünyasının sağcısını, ortacısını, sosyalistini, hatta komünistini bile öfkelendirdi. Eski bir komünist olan ünlü İtalyan romancısı İgnazio Silone: "Duruşma, şereften yoksun ve gülünçtür," derken, Fransız Komünist Partisi üyesi ve Marksist edebiyatçılarımızın baş tacı Aragon da vicdanının sesini susturamadı. Kararın doğru olmadığını itiraf etmek zorunda kaldı. Yalnız sayın sosyalistlerimizin, o pek kahraman hürriyet âşıklarının hiç sesi çıkmadı. Yine üstte kalmanın yollarını aradılar ve kendilerine sorarsanız, buldular! Fikir özgürlüğünden yoksun bir ülkenin insanları imişiz. Diğer ülkelerin durumu bizi ilgilendirmezmiş. Önce kendi halimize bakmalı imişiz. İftira ettiğimi sanmayın, aynen böyle yazdılar. Okuyucularını aptal yerine koyarak, geçmişin hatırlanmayacağını sanarak... Önce kendi halimize bakmak... Yerinde bir söz. İyi ama, daha önceleri neredeydiniz? Aklınız yeni mi başınıza geldi? Kosigin Rusya'sında hürriyetlerin çiğnenmesi sizi ilgilendirmiyor da, Franco'nun İspanyası niçin ilgilendiriyor? Komünist İspanyol yazarları tevkif edildiği vakit neden feryat ediyordunuz? Lorca'ya hâlâ acıklı ağıtlar yazmanızın sebebi ne ola? Salazar'ın Portekiz'inden size ne? Mozambik'le niçin uğraşıyorsunuz?
Reklam
Çok şeyin farkında değiliz, ne kötü! Bir yerden bir yere göçtük mü geride ne kalmışsa bıraktığımız gibi kalmıştır diye düşlüyoruz. Oysa yalnız ölüler değişmiyor.
Günün sonunda, ister geçmişe dönmüş olun ister geleceğe gidin, şimdiki zaman değişmiyor. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor: O hâlde o sandalyenin ne anlamı var?
Reklam
Kışa girdik kıştan çıktık ama değişmiyor insan karınca duası diyorlar ördüğüm yola.
Hafıza nankördür oğlum, her şey çabucak unutulur. Belki de insan bu yüzden değişmiyor.
Hiçbir şey değişmiyor gibi görünüyor ama zemin altımızdan kaymakta.
Sayfa 260 - İnkılâp - Pdf
Hiçbir şey değişmiyor gibi görünüyor ama zemin altımızdan kaymakta.
Sayfa 260 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Reklam
Nedir dedim bu yaşamak? Bir düş dedi, birkaç görüntü. (Ömer Hayyam)
İlerliyoruz fakat hiçbir şey değişmiyor. Bir deniz yolculuğu değil, düş bu.
Sayfa 69
Remzi
"Günaydın Burak, bugün nasılsın?" "İyiyim annecim" deyip sarılmak istiyorum. Ama tutuyorum kendimi. "Günaydın Nimet Hanm, ne olsun, hep aynı" diyorum. 'Hep aynı Burak, gerçekten hep aynı, hiçbir sey değişmiyor, hiçbir sey azalmıyor" diyor ve ağlayarak iceriye giriyor. "Allah senin belanı versin Burak" diyorum içimden, "gene ağlattın kadını. Ama ne yapsam ağlayacak, ne desem ağlayacak. Bilerek "İyiyim" demiyorum. İyiyim dersem alınır, ağlar belki diyorum. "Kötüyüm" de demiyorum, kötüysem bir de bana üzülmesin, ağlamasın diyorum. Hep aynı demek daha makul geliyor, ama Nimet Hanım hep aynı olunca da ağlıyor. Nimet Hanım'la her karşılaşmamızda aramızda hayali bir iki ucu boklu değnek beliriyor, ne ben tutabiliyorum, ne o tutabiliyor.
Güneş çıktı diye yaz olmuyor. Huy dediğinde kolay değişmiyor.
Sayfa 454Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.