Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
887 syf.
7/10 puan verdi
Savaş ve Barış 1 … “İnsanların çoğu onu yapıyor diye yanlış, yanlış olmaktan çıkmaz.” Tolstoy’un kaleminden Savaş ve Barış, 1867-1869 yıllarında yayınlanmış ve 1812 yılında baş göstermiş Fransız ve Ruslar’ın savaşlarını anlatıyor. Yaşanan katliamlar, ölümler, yaşamak için verilmek zorunda olan mücadeleler… İnsan yaşamak için neden mücadele verir ki… zaten yaşamak en doğal hak değil midir? “Nasıl oluyor da milyonlarca insan elbirliği ile cinayet işliyor.” Kitapta yaşam hakkı elinden alınanların çaresizliğini okuyoruz. Yaşıyor olsa bile artık yaşayamayan insanları okuyoruz. “Yiyordu,içiyordu,uyuyordu,uyanıyordu ama yaşamıyordu.” Adeta ölümün hüküm sürdüğü bir dönem. Yalnızca imzalanmış olan bir kağıt parçası yüzünden mahvolmuş insanlar… “Bazıları bana sitem etti. Savaş için de barış için de! Ama her şey tam zamanında oldu. Beklemesini bilen için her şey zamanında olur.” Kitabın dili biraz ağır olsa da, kalın bir kitap olsa da bence korkulmaması gerekiyor. İlk başta ağır geleceğini düşünebilirsiniz fakat ilerledikçe artık kitaba alışılıyor. Kitaba kendinizi hazır hissettiğiniz anda hiç zaman kaybetmeden başlanmalı bence. Kitap savaşlar üzerinden o kadar çok öğretiyor ki. Ertelenmemesi gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum:) Herkese tavsiye eder, okuyacaklara keyifli ve derinden okumalar dilerim:) Kitapla kalın :)
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202220,9bin okunma
376 syf.
5/10 puan verdi
Uzun zaman önce okuduğum bir kitap ama incelemesini yazma konusunda biraz üşengeç olduğumdan şimdi yazıyorum. Bu kitaba başlamadan önce beklentilerim çok yukarlardaydı çünkü kitabın tatlı alıntılarını, kitabın kendisini, kitap için yapılan editleri her yerde görüyordum ve okurlar bu kitabı o kadar övüyorlardı ki kitabın aşırı iyi bir şey
Bizimle Başladı Bizimle Bitti
Bizimle Başladı Bizimle BittiColleen Hoover · Epsilon Yayınevi · 20216,4bin okunma
Reklam
169 syf.
10/10 puan verdi
·
36 günde okudu
Sessiz çığlıklar
İncelemeye başlarken Ataerkillik kavramına giriş yapmam gerekiyor. Ataerki kavramı, "erkeklerin kadınlar üzerinde egemenlik kurduğu, onları sömürdüğü, baskı altına aldığı toplumsal yapı ve pratikler bütünü"ne karşılık gelir. Ataerkil ideoloji ise daha ilk şekillenme aşamasından itibaren erkeği rasyonellik (akıl/zihin), uygarlık ve kültür
İslam'ın Bilinçaltında Kadın
İslam'ın Bilinçaltında KadınFatima Mernissi (Fetna Ayt Sabbah) · Ayrıntı Yayınları · 199535 okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İsrail-Filistin Tarihi Üzerine
Yazar bu kitabı yazmak adına o kadar çok emek ve zaman harcamış ki Sandy Tolan'ı gerçekten takdir etmemek elde değil. Binlerce kaynak, röportaj görüşme, arşiv... Yakın tarih İsrail-Arap devletleri ve halkları hakkında yazılan gayet güzel ve tarafsız bir araştırma, inceleme yazısı olmuş. Kitabı okurken ben de sanki o dönemde yaşamış bir Yahudi veya
Limon Ağacı
Limon AğacıSandy Tolan · Pegasus Yayıncılık · 20166,4bin okunma
508 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Sydney Carton :(
Charles Dinkens'ın İki Sehrin Hikayesi okuduğum en muazzam klasiklerden biri oldu.İki sehir Paris ve Londra arasında geçen olaylar...Karakterleri bireysel olarak tanımaya başlıyoruz.. Sonra karakterlerin birbirleriyle olan şahane bağlantısını okuyoruz. Kitabı okumadan önce Fransız Devrimi ile ilgili bilgilerinizi tazelemenizi tavsiye
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202058,5bin okunma
600 syf.
·
Puan vermedi
#okudumbitti . . Fi-Akilah Azra KOHEN #okurgezerbooksyorumluyor . . ✓ Hiçbir kadın boşluk hissettiği bir yere ait olamazdı. . . Konusu; Fi 2013 yılından beri merakla okunan ve tavsiye edilen,çok fazla ses getirmiş ayrıca diziye uyarlanmış bir kitap serisinin birincisidir.Kitapta en çok beş karakter üzerinde durulur.Bunlar Özge,Bilge,Deniz,Duru ve
Fi
FiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201419,2bin okunma
Reklam
Eğer açık bir insan olarak kalmayı başarmışsanız veya dünyayı bilinçli bir şekilde kabiliyetinizi şu an aktif olarak geliştiriyorsanız aşağıdaki sağlıklı duygu alışkanlıklarından bir kısmının farkına varmak ya da bazılarını geliştirmek isteyebilirsiniz: - Etik ve ahenk hakkında doğuştan gelen içgüdülerinize uygun şekilde düşünür, hisseder ve
Sayfa 109 - kuraldışı yayınlarıKitabı okudu
60 syf.
10/10 puan verdi
@ozkanirman ’ın kalemi ile bir kez tanışıp, onun o lezzetli anlatımının tadını alınca, daha fazlasını okumak istiyor insan. Soğuk bir #kışgecesi ,soba başında, #çıtırçıtır yanan odun sesleri eşliğinde, yer minderlerine oturmuşsunuz. Sobanın üzerinde #kestane pişiyor, yanında mis gibi kokusunu salan #mandalina kabukları, fokur fokur kaynayan
Hakkı’nın Hakkı
Hakkı’nın HakkıÖzkan İrman · Majör Yayınları · 202149 okunma
"Büyüyle ilgili tezler de ortaya atmış bulunuyorum. Bu tezlerde büyünün iki türü olduğunu gösterdim. Biri, tümüyle cinlerin işlemleri, güçleri ile ilgili olanı; Tanrı tanığımdır, bana kargışlı, ucube bir şey gibi göründü. İkincisi, tepeden tırnağa incelendiğinde, doğal felsefenin en yüksek gerçekleşmesinden başka bir şey olmadığını gösterir.
Bize uygun gelen ahlak kurallarını başkalarına da zorlamaya hakkımız olup olmadığını kendi kendime soruyorum, sen de aynı şeyi düşünmelisin. Örneğin ben hodbinlikten nefret ederim ve elimden gelse kırbaç zoruyla adaleti dünyaya uygulamaya kalkışırım, ama insanların ancak adalet içinde doğal hayatlarını yaşayabileceklerini sanmanın delilik
Reklam
Hukukun hukuk olduğundan beri ilk ve başlıca amacı, cezaya çarptırılan kişiyi değiştirerek iyi yapmak, düzeltmektir. Oysa bir suçluyu asmaksa, ona doğal hak olan değişme hakkını tanımamaktır. Ama bundan da kötüsü, doğanın ve toplumun değişmez anayasası olan sonsuz değişim yasasına inanmamak, yani ayaklarımızı bastığımız, havasını soluyup suyunu içtiğimiz dünyaya inanmamak ve yine inanmadığımız kendimizi de yadsımaktır.
Kendi yurtlarında Kürt aydınlarına verilmeyen bu temel özgürlükleri İsveç, karşılık beklemeksizin yeni Kürt aydınlarına vermiştir. Hem de elbette çok doğal bir hak olarak.
Acı ve ıstırap. Acı fiziksel dünyaya, ıstırap ise psişik dünyaya aittir. Birbirinden ayrı ama birbiriyle bağlantılı ve etkileşim içinde olan iki alandır bunlar. Acı belli bir noktada yer alabilir (baş ağrısı, karın ağrısı), oysa ıstırap bütün varlığımıza zulmeder, bizi yıpratır, zayıflatır, çoğu zaman da değerimizden düşürür. Acı doğal bir rahatsızlık şeklinde yaşadığımız bir şeydir, kabul edilirdir, nettir: Bir testere parmağımızı kesece olursa, elimizin ağrıması doğaldır ve bunda herhangi bir tuhaflık görmeyiz. Acı mazur görülür. Ancak ıstırap için bu geçerli değildir. Istırap bize haksızlık, talihsizlik, hak edilmemiş bir ceza gibi gelir: Ona olan ilk tepkimiz isyandır, başkaldırıdır. Istırap bizi incitir, hatta değerimizden düşürür.
Harika..
Hyperion! -şimdi ateşli elimi tuttu ve sesi azametle yükseldi- Hyperion! Bana öyle geliyor ki, sen daha büyük şeyler için doğdun. Bu, seni eziyor. Genç savaşçılar gibi fazla çabuk düştün, henüz hedefin kesin, yumruğun güçlenmemişken. Ve doğal olarak isabet ettiğinden çok isabet aldığın için de ürkekleştin ve hem kendinden hem de her şeyden şüphelendin. Çünkü sen şiddetli olduğundan daha çok hassassın. Ama bununla hiçbir şey kaybolmuş değil. Eğer gönlün ve eylemin bu kadar erken olgunlaşmamış olsaydı, şimdiki gibi olmazdı zihnin, eğer düşünen insan, acı çeken, köpürüp coşan insan olmasaydın. İnan bana, güzel insanlığın o dengesini bu kadar temiz kabul edemezdin, eğer onu bu kadar çok kaybetmemiş olsaydın. Kalbin sonunda huzur buldu. Buna inanmak istiyorum. Bunu anlıyorum. Ama şimdi sonun geldiğini gerçekten düşünüyor musun? Kendini aşkının cennetine kapamak mı istiyorsun? Ve sana ihtiyacı olan dünyayı ayaklarının altına çölleştirmek ve üşütmek mi istiyorsun? Senin, ışık gibi, her şeyi canlandıran yağmur gibi ölümlülerin ülkesine inmen gerek; Apollon gibi aydınlatman, Jüpiter gibi sarsman, canlandırman gerek; aksi halde cennetini hak etmiyorsundur.
kendi değerini kendin oluşturabilirsin ancak. eğer diğerlerinden değer görmek için onların istediği gibi olursan değer görmek için dışa bağımlı hale gelirsin ve her zaman olduğu gibi dışa bağımlı olmak seni kırılgan ve bağımlı yapar. kendin için atacağın adımlarda, bugüne kadar çevrende oluşan sisteme aykırı davranacağın için eleştiriler alabilirsin. insanlar seni eskisi gibi olmamakla, bencil olmakla, diğer insanları umursamamakla suçlayabilir. uyumsuz birisi olduğun bile söylenebilir. ama kendşn olmaya giderken, hak ettiğin değeri kendin içinde keşfetmeye çalışırken bu tür şeyleri duymaya hazır olmalısın. çünkü böyle yaparak var olan sistemi bozarsın, diğer insanların çıkarına ters hareket edersin. doğal olarak onlar kendi çıkarlarını korumak isteyeceklerdir. onlardan aldığın bu tür geri dönüşleri attığın adımların olumsuz geri dönüşleri olarak değil değişimin doğal sancıları olarak yorumlarsan daha kolay atlatabilirsin.
Sayfa 200Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.