Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bölüm - XVIII
Tilkiyi daha iyi kullanmayı bilen daha başarılı olmuştur. Ama bu doğayı iyi saklayabilmek ve büyük bir sahtekår ve hilebaz olmak gerekir: İnsanlar o kadar safdildirler ve ânın gereklerine öyle kölece boyun eğerler ki, aldatan kişi, her zaman aldatılmaya hazır birisini bulacaktır.
Sayfa 102Kitabı okudu
Biliyorsun , uygarlığın gelişimi kaçınılmazdır ama doğayı yok ettiğimiz zaman hiçbir işe yaramayacaktır bu . Daha önce de söylediğim gibi, dengesini bozmadan yararlanmalıyız ondan . Eğer bu dengeyi koruyamazsak, hem doğa hem de övündüğümüz o teknolojik uygarlık yok olacaktır ..
Sayfa 278Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar, at gözlüğünün atların kazalara sebep olacak kadar irkilmesini, korkmasını ve kaçmasını engellediğini düşünüyorlar. … Madem insanlar bu kadar akıllı, emir versinler de ileride doğacak bütün tayların gözleri yanlarında değil, alınlarının tam ortasında olsun. Doğayı geliştireceklerini, Tanrı’nın yaptıklarını yamayabileceklerini sanıyorlar hep.
İnsanların doğayı yorumlayıp, bundan kaçabileceklerini ummaları delice!
Sayfa 215
Tanrı doğayı yaratıp yeri göğü var et­tiğinde, buna karşı Şeytan da insanı sahiplenmiş, onu bil­gi ağacının meyvesiyle beslemişti. Bilgi edinen insan, di­ğer canlıların yapamadığını yaptı, varoluşunu bildi. Bildikçe varlığına hayran oldu. Kendisinden başka kimseyi sevmedi, Tanrı'yı bile. Tanrı'ya bağlılığı, ölümden sonraki yaşamı iste­mesindendi. Ölçü, kendi varlığıydı. Doğayı ezdi, canlıları öldürdü. Zamanı geldiğinde Tanrı'yı da öldürecekti. Dünyada kötülük bu yüzden çoğunluktaydı.
Bu doğayı yaratan her neyse ya da kimse, nasıl bir sadistti ki "Öyle bir düzen kuracağım ki sırf yaşamak için herkes birbirini gebertecek!" diyebilmişti. Birbirini yiyen o hayvanlar, her şeyi yiyen o insanlar, bütün cesetleri yiyen o böcekler, o böcekleri yiyen başka böcekler... "Hepsinin de amına koyayım!" diye bağırıyordum. "Bu doğayı hayal edenin de, bütün bu et yiyip kan içme sahnelerine mucize deyip, hepsi için şükredenlerin de ta amına koyayım!"
Reklam
Hiç kuşkusuz insan bağımlıdır; ölümün, yaşlanmanın, hastalığın etkisi altındadır; doğayı denetim altına alıp tümüyle kendi işine yarar bir hale getirse bile o ve onun dünyası evrende minicik lekelerdir. İnsanın bağımlılığının ve sınırlanmışlığının farkına varması başka bir șeydir; bu bağımlılıktan, bağımlı olduğu güçlere tapmaktan zevk alması başka bir șeydir. Gücümüzün sınırlı olduğunu gerçekçi ve ılımlı bir biçimde kavramak bilgeliğin ve olgunluğun temel bir öğesidir; tapmaksa mazoşist ve kendini yok edicidir. Bunlardan ilki alçakgönüllülüktür, öteki kendini aşağılamadır.
Sayfa 56
Her ne kadar bizler uygarlığın içine sonradan karışmış değil doğmu olsak da evrimsel bir bakıs açısından kültürlü bir toplumun içine brakılmış vahşi birer yaratığız. Doğayı en az diğer insansılar kadar tercih ediyoruz; tabii, beyinlerimizin, girift işlemsel mekanizmaları evrimin amaçladığı şekilde uygulanabildiğinde en iyi biçimde çalışması anlamında. Modern uygarlıkta yaşamak, vücutlarımızın ve beyinlerimizin başarılı olduğu bir şey değil
Dünyann gizemli görünen kavram ve ilkelerinin sırlarını çözüp doğayı ve bize verdiği işaretlerin anlamlarını kavradıkça, yaşadığımız kara parçasına bakış açım değişti. Hayal edemediğim, daha derin bir anlayış ve hayranlıkla bakmaya başladım evrene. Her şey çok daha fazla mana kazandı.
Duygular, yaşanması gereken değil, uyuşması gereken gerçeklerdir. Her duygu özeldir ama her duygu kusursuz değildir.Sen, kusursuz duyguların renkleri olarak doğayı avuçlarında tutan iyiliksin.
Reklam
Beton, arabalar, kıyafetler, durmak bilmeyen vıdıvıdılar... Tüm bunlar bir insansının en yakındaki dondurucunun içine dalp kıyametten sonra yeniden uyandırılmayı umması için yeterli.
Nefretlerimiz de ilgilerimizde ortak yazar abey
Yazının, konuşmanın ve müziğin altında yatan sırlar gerçekten de son derece derin. Bu gizli şifreler öyle güçlü ki kuyruksuz maymunları insanlara dönüştürebilir. Aslna bakarsanız bunlar kuyruksuz maymunları insanlara dönüştürdü. Bu da herhangi bir mistiğin size söyleyebileceğinden çok daha derin! Ayrica neredeyse kesinlikle daha doğru. O yüzden gazetenin burç yorumu sayfasını ve şu Dan Brown kitabını masanızdan kaldırın ve bildiğimiz en derin kadim gizli şifrelerle ilgili bu kurgu dışı öykü, bizim yaratılışımızön öyküsü için biraz yer açın.
Bugün bile çiçekçilerle kuaförlerin asalak olmadıklarını kabullenmekte güçlük çekerim. Herkese ait bir doğayı sömürerek yaşıyorlar.
Sayfa 165
Doğayı her zaman sevmişimdir. Doğayla işbirliği yapıp seni sevdiğimi kelebeklerle anlatmak aşkın yeni renklerini belirleyecek. Sence bunlar gerçek olur mu? Söylediklerim senin için bir delinin hayali mi ? Yoksa bir aşığın geleceği inşa etmek için evreni şekillendirecek kadar sevdalı adamın gerçeği mi?
Batı düşüncesi, insanı yücelteceğim diye, önce doğayı "budamış", sonra da insan kavramını sınırlamaya başlamıştır:
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.