Podcasti dinlemek için YouTube linki: youtu.be/1GW8gYeapjQ
Merhaba kitapçokseverler. Mihail Bulgakov'un hayatı ve tüm eserleri serimizin dördüncü bölümünde Bulgakov'un, ölümünde devletin parmağı olduğuna inandığı Puşkin’in hayatını kaybetmesinden önceki birkaç günü anlattığı Son Günler yapıtı üzerine sohbet ediyoruz.
"Kara gökte burgaçlanıyor karlar
Durmamacasına saldırıyor tipi
Bazen yabanıl hayvan gibi uluyor
Bazen ağlıyor bir çocuk gibi"
Oyun boyunca sık sık tekrarlanan bu dizelerle anıyor Mihail Bulgakov, Aleksandr Puşkin’i...
Bir ustadan diğerine saygı duruşu niteliğindeki Son Günler(Aleksandr Puşkin) ekseninde sanatsal ifadenin siyasi çıkarlar ya da siyasi figürlerin kişisel çıkarları uğruna nasıl kısıtlandığını konuşuyoruz.
Keyifli dinlemeleriniz olması dileğiyle.
Herkese merhaba. Kurgu dışına nadiren çıkabilen ve bu tarz kitapları diğerlerinden daha yavaş ve daha zor okuyabilen biriyim. Ancak okuduğum son dört kitaptan üçü bu şekilde oldu ve ben bunlar arasında en etkileyici, en sarsıcı bulduğum -belki de ben bu tarz kitaplara alışık olmadığım için bana üst düzey geliyor- üslup olarak da en beğendiğim;
1.
Zerdüşt, uzun süre dağda inzivada kalmıştır. Varlığın, hayatın anlamını anlamıştir. Lakin artık bunu anlamak kendisine yetmemektedir. Güneş nasıl bir enerji ise ve bu enerjisini yayiyorsa ve hayata enerji vererek onu var ediyorsa, onu aydinlatiyorsa; Zerdüşt de anladiklarini aktarmasi gerekmektedir. Ve Zerdüşt dağından aşağıya, insanların
NOT : Yarım bırakılan eserler arasındadır ancak şans verdiğiniz takdirde rahat okunabilir.
Dostoyevski'nin sevdiğim eserlerinden biri oldu Karamazov Kardeşler. Fyodor Pavloviç isimli karakterin tutku dolu yaşantısı evlatlarına da bulaşmıştır. Bu baba, çocuklarına karşı çok cimri ve hayata karşı fazlasıyla bencil özellikler barındıyor. Kendi
Sevginin ve Şiddetin Kaynağı Erich Fromm'dan Sevme Sanatı, Sahip Olmak ya da Olmak ve Kendini Savunan İnsan'ın ardından okuduğum dördüncü eser.
Esere geçmeden önce Fromm'a dair birkaç cümle kurmak isterim. İnsanın düşünce ufkunu açan, önemli izleklere farklı bakış açılarıyla bakılmasına vesile olan, anlatımıyla sıkmayan bir yazar Erich Fromm. Okuduğum her kitabında belirli bir seviyeyi yakalamayı başarmış. Bu eserinde de çok önemli kavramlara dair düşüncelerini dile getirmiş: ölüm sevgisi, narsisizm ve ensest...
Eserde anlatımı desteklemek için birçoğumuzun yakından tanıdığı örnekler üzerinden gitmiş. Hitler'i hepimiz biliriz mesela... Ve düşüncelerini desteklemek için Freud gibi ele aldığı kavramlardan bazılarını detaylı olarak inceleyen alanında uzman kişilerin görüşlerinden yararlanmış. Sizinle sohbet eder gibi bir anlatımı olduğunu hissediyorsunuz ama bu sohbet hiç de öyle dayanaksız bir sohbet değil.
Kendinizi sever misiniz? Bu sevgi ne düzeyde? Gayet sağlıklı bir sevgi mi yoksa üst düzey bir kendini beğenme durumu mu? Öyleyse ne gibi sonuçlar doğurur? Özgürlük nedir? İnsan aslında özgür müdür? İnsanı diğer canlılardan neler ayırır? Şiddetin kaynağı nedir? Türleri neler? Ölüme bakış açımız ne? Daha birçok sorunun cevabını alabileceğimiz bir eser Sevginin ve Şiddetin Kaynağı.
Okuma sürecimde beğendiğim birçok satırın altını sizinle birlikte çizdim. Umarım sizi yormamıştır alıntılarım. Okunması, okutulması, üzerinde konuşulması dileğiyle...
Bir Dinozorun Anıları, Mîna Urgan’ın ölmeden 3 yıl önce yazdığı, hayatını ve anılarını anlattığı kitabı.
KİTABI TANIYALIM
Kitap altı bölüme ayrılmış. Mîna Urgan kitaba tersten başlıyor ve önce yaşlılık günlerinden bahsediyor. Sonra çocukluk ve gençliğine geçiyor. Kitaptaki en eğlenceli ve keyifli bölümler de bu ikisi. Dördüncü bölümdeyse
Hanım Evliyalardan Rabia tül el-Adevviye'nin hikayesi:
Rabia tül el-Adeviyye 714 veya 718 yılında fakir bir ailenin dördüncü kızı olarak dünyaya geldi.
Bu yüzden Rabia ismi verildi. Adeviyye lakabı ise Kays bin Adi kabilesinden geldi.
Henüz çocukken anne ve babasını kaybetti. Basra’da kıtlık baş gösterince kardeşlerinden de ayrıldı. Bir
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Bir şiir kitabına dair nasıl inceleme yapılır hiçbir fikrim yok. Ancak Ahmed Arif'e dair söyleyeceklerim var.
Refik Durbaş'ın anılarından derlenen bir bölüm;
''Ahmed Arif günün birinde Ankara'da polisler tarafından yakalanır.Hakim karşısına çıkarılmak için Istanbul'a götürülmesi gerekmektedir.Zor zamanlardır.Şair,
Bugün dördüncü buluşmamızı da geride bıraktık. Üzerine konuştuğumuz kitap ise
Mülksüzler'di. Kitap hakkında ortak fikirlere sahip olmakla birlikte birtakım fikir ayrılıklarına da düştük. Kimimiz Urras ve Anarres'in günümüz dünyasındaki kıyaslamasını yaptı, kimimiz kitapta geçen cümlelerden yola çıkarak sosyal
Bu gecenin, şu ayeti kerimede bildirilen gece olduğu söylenmiştir.
“O gecede her hikmetli iş, belirlenip hükme bağlanır.” (Duhân,4)
Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle 'Mübarek',
Kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle 'Berat',
Kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle