Artık ne kürk, ne post isterim
Başım hoş değil devran ile.
En gerçeğinden dost isterim
Gelsin elinde derman ile.
Sayfa 136Kitabı okuyor
Heidegger'in teknik ile teknoloji arasındaki farkı ortaya koyan bir misali var.
Şöyle: Yelkenli kayık veya gemi insan yapısıdır. Suda yüzebilmesi rüzgâra bağlıdır. Tarım toplumunun adamı olan gemi sahibi tabiatla dost olmayı şiar edinmiştir. Tabiat ve insan yelkenli gemide el ele verir. Gemici rüzgârı-mevsimi-bulutu-denizi tanımak zorundadır. Bir biçimde "kâinatın kitabını" okur. Kainatın kitabını okumak farzdır.
Rüzgâr müsaitse yol alır, sert ise bekler bir duldaya çekilir. Tabiata kafa tutmak, onunla savaşmak, onu yenmek kibir alâmetidir ve Hudûdullah'a aykırıdır. Buna mukabil "buharlı gemi" yelkenliye nazaran bin kat, on bin kat daha güçlüdür. "Buhar makinası" sanayi devrimini başlatan unsurların başında gelir. Onun için rüzgâr esmiş esmemiş vız gelir. Dalgaları yarar, mesafeleri aşar, yekpare zamanı delerek geçer. Haz ve hız döneminin müjdecisi olup göbeğinde "teknoloji"yi saklar ve insanoğlunun "tabiatla savaşı"ndan zaferle çıkar.
Sayfa 161Kitabı okudu
Bazı insanlardan kopmak güç. Bu bazen aileden biri olur bazen eski bir dost bazen yeni biri. Zihnimizde yok saysak da varlığı bir türlü son bulmuyor, kopamıyor insan. Ne tuhaf. Aynı kitapta geçiyor: "Yaşayan birinin yası nasıl tutulur diye soruyordu kendi kendine." Her şey bu soruda gizli: yüreğimizden söküp attık mı birini, yasını tutmalı ve önümüze bakmalı.
Dost...Dostluq...Necə də önəmsiz və xəyaldan ibarət anlayışlar imiş bunlar.Güvən...Asanlıqla birinə güvənən deyiləm deyib də hər kəsə güvənmək...Güvəndiyin dostun tərəfindən belindən bıçaqlanmaq...Güvən və dost...İnsan dostuna güvənməyəcəksə kimə güvənəcəkdi ailəsindən başqa...Bəlkə də haqlıydı böyüklər...İnsanı gerçəkdə düşünən,sevən və güvənən sadəcə onun öz ailəsi idi...Dostluq et amma güvənmə,yaxınlıq et amma daim uzaqda dur.Çünki dost dediyin şəxs də gün gələr öz mənfəəti üçün düşmənin olar.
Bu iddia hiç inandırıcı geldi mi sana ?
“Bizim dinimiz sizin dininize çok benziyor, o halde biz toplu olarak kendi dinimizi bırakıp , sizin dininize geçiyoruz “ şeklinde tarih uydurmanın hiçbir bilimsel tarafı olamaz . Çünkü topluluklar hiçbir zaman dost veya düşman bir topluma göre din değiştirmezler ..
Sayfa 127Kitabı okudu
Ameli Tavsiye ..
Etrafınıza gerçek bir mürebbî bulmak dikkat ve basiret ile bakınız!.. Bir kere bulunca da bir daha kaybetmemek ve azami istifadeyi sağlamak için elden gelen her fedakârlığa katlanınız!.. Unutmayınız ki, "dost kalmak, dost olmaktan zordur!.."
ASK
Nedir bu"aşk" pek bilmem. Kitap gibi galiba. Baslarken heyecan veriyor. Kalbimde kelebekler uçuşturuyor. Nefesimi kesiyor. Acaba ilerde ne olacak diye düsündürüyor. Sonra birden canımı yakıyor. Bitecegini hatırlıyorum. Bitmeye başlıyor. Iz bırakıyor. Bitiyor. Sonra eski bir dost olarak kalıyor. Ask bu galiba.
Sen “dost” sözcüğünü kullanan kaç insanda sahici bir duygu gördün şimdiye kadar ?
Sayfa 24Kitabı okudu
Dost sözcüğünün böyle bir anlamda kullanılmasını yadırgamıştın. İnsan dostu gelecek diye korkar mıydı hiç ?
Sayfa 23Kitabı okudu
Sevgili Dost,
"Kalbimi alıp uzaklara gitmek istiyorum."
Yalnız Şiiri
Bir taş üstüne oturup
dağlara baktım.
Üzerine güneş vurmuş dağların.
Nedense birden,
bakıp bakıp dağlara,
türkü söylemek geldi içimden.
..
Ama ne bir dost var yanımda dinleyecek,
ne bir yolcu,
ne bir düşman.
Hem pek acıklı olur benim türküm,
böyle bir ağlayıp
bir güldüğüm zaman.
A. Kadir