Dünyayı ve insanları unutabilmek için aylarca bir kitaptan ötekine soluk soluğa koşturdum durdum
Bir bakıma insan gördüğü şeylerin toplamı kadar uyanık, görmediği şeylerin sonsuzluğu kadar uykuda...
Dünya büyük bir şey değildir Hasanım Ali, kimi zaman sevdiğimiz insanın yüzü, kimi zaman hayal edilen bir dokunuşun büyüsü, kimi zaman da kapıldığımız bir hevesin genişliği kadardır.
Hasan Ali Toptaş & Uykuların Doğusu
Selamlar Kitap Dostlarım tam olarak büyülü bir dünyanın kapılarını aralamak gibi yazarın kalemi ve anlatımı, kelimelere dansettiren yazarım diyorum, #kuşlaryasınagider le başlayan tanışıklıgımız diğer kitaplarıyla devam etti. Başlama kitabınız bu kitabı olmasın deme gereğini duydugumu belirtmeliyim, Gerçekle düşün birbirine geçtiği, rüya içinde rüya, hikaye içinde bir başka hikaye, kaf dağının ardından bir ses... bir varmış bir yokmuş gibi, masal tadında #fantastik bir anlatım, öyle bir beyin fırtınası yaşatıyor ki #yazar, okumanız lazım, ne desem eksik kalır masal gibi masal denir ya, işte öyle bir anlatım. Bir haksızlık sonucu işinden olan Haydar karakteri ile başlıyor kitabımız Cebrail Dedeyle devam ederken, yazarın diğer kitaplarindan da tanıdıklara rastliyorsunuz, ana hikayeden yan dal hikayelere geçişleriyle duygularınız oradan oraya savruluyor, bu duygu ve sözler cümbüşü surerken de başınız dönebilir.
Metinlerini varoluş ve yok oluş üzerine kurarak varoluşçuluğu taşrada taşımasıyla özgünlük kazanan sade dilinden yükselen müzikle giderek hayatıyazıya, yazıyı ise büyülü bir hayata benzeten yazar.