Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
- Her suçta hepimizin az-çok mutlaka bir payı vardır. - Gerçekten cennete gitmek istiyor musun? Öyleyse daima adil ol. - İşlediği suçtan dolayı pişmanlık duymayan insan çok azdır; pişman olduktan sonra tekrar suç işlemeyen insan da çok azdır. - Tanrım, beni adaletin ayaklar altına alındığı bir toplumdan uzak tut! - Adaletin olmadığı yerde korku hakimdir. - Haksızlıkların artması, cesur insan sayısının azaldığını gösterir. - Affet ki gerçek acının ne olduğunu anlasın. - Tek başına kalsan da hak ve adaletten ayrılma; bugün bu davranışın nedeniyle zarar görebilirsin, hatta öldürülebilirsin, ama yarın heykelini de diktirebilirsin. - Adalet, dürüst insana cesaret; dürüst olmayan insana da korku verir. - Yargıçları adalet dağıtmayan bir ülkede, düzgün giden hiçbir şey olamaz. - Yasaların suç saymadığı suçlar da vardır. - Bir topluma kötülük tohumları mı ekmek istiyorsun? İşlenen suçların cezasız kalmasını sağla. - Hak; verileni almak değil, senin olanı hak ettiğini almaktır. - Rüzgar eken fırtına biçer. - Adaletsiz yönetici, adalete vereceği hesabın korkusuyla yaşar. -Adaletin olmadığı yerde yalan, şiddet ve zulüm vardır. -“Devletlerin çöküş dönemlerinde vatandaşların adalete olan güvenleri kalmamıştır” sözünü, tersten de şöyle söyleyebiliriz: Vatandaşların adalete olan güvenlerinin kalmadığı bir devlet, çöküş dönemine girmiştir.
Şimdi altın soru: Sen insanları olduğu gibi sevebiliyor musun? Yoksa sen de sevdiklerini, seni sevdikleri ve senin testlerinden geçmeyi hak ettikleri için mi seviyorsun? Sen yanındakilere kendilerini iyi, huzurlu, değerli hissettiriyor musun? Yoksa roller değiştiğinde birçok kez farkında olmadan senin eleştirdiklerin gibi misin? Biraz düşün ve lütfen tarafsız, dürüst bakmaya çalış.
Reklam
Yaşamamış gibi hissediyorum...Anlıyor musun? Yaşamadım. Her şeyden önce hayatımda hiçbir doğru dürüst kötülük yapmadım, bir kötülük yapmaya cesaret edemedim, gerçekten birine zarar veremedim. Bir kere bile. Gerçekten birilerine zarar vermiş olmayı isterdim. Kendimi daha iyi tanımış olurdum. Ona zarar versem, o da benim karabasanım olsun, canımı sıksın. Bu belki beni özgürleştirirdi.
"Beni istiyor musun istemiyor musun! Net bir cevap istiyorum! Dürüst bir cevap! Gözlerine baktığımda hissettiğim şeyle ağzından çıkan kelimeler arasında uçurumlar var ve ben artık yorgunum!"
Sayfa 298 - Destek Yayınları
Muhteşem kesinlikle tavsiye ediyorum. ÜŞENMEDEN OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM ! BÜTÜN ANNE BABALARIN VE ÖĞRETMENLERİN OKUMASI GEREKEN BİR HİKAYE Bir gün seminere başlamadan önce kısa boylu güler yüzlü birisi geldi, Hocam elinizi öpmek istiyorum, dedi. Ben el öptürmekten pek hoşlanmadığım için, yanaktan öpüşelim, dedim, öpüştük. Aramızda şöyle bir
Haydut Karokep Jarvinen konuşmasında Haydut Karokep’in hayatını hatırlattı: -Efendiler! Bundan yirmi beş yıl önce bütün Finlandiya’yı heyecan ve dehşet içinde bırakan Johan Karokep ismini hatırlıyor musunuz? Karokep, bir hırsız ve hayduttu. Büyük şehirlerdeki bankaları, işyerlerini ve kiliseleri soyardı. Hırsızlık yaparken âdeta polise
Reklam
Evli olmayan anne'yi, ulaşabildiğin her yerde ahlaksız yaratık diye kovuşturmuyor musun, küçük adam? ''Evlilik'' yani doğru dürüst çocuklarla, ''evlilik dışı'', yani bozuk çocuklar arasında kesin bir ayrım yapmıyor musun? Ey, bu uydunun mihnet hanesindeki zavallı adam! Kendi sözlerini kendin anlamıyorsun. İsa bebeğe saygı gösteriyorsun. İsa çocuk, nikah kağıdı olmayan bir anne tarafından doğuruldu. Böylece, farkında olmadan, isa çocukta kendi cinsel özgürlük özlemine saygı gösteriyorsun, ey, evlilik bağımlısı küçük adam. ''Evlilik dışı'' doğan isa çocuğu, evlilik dışı çocuk tanımayan Tanrı'nın oğlu diye yücelttin. Ama sonra, kendi zalim, darkafalı gerçekliğinde, bu kez Havari Paulus olarak, gerçek aşkın çocuklarını kovuşturuyor ve gerçekten nefretten olma çocukları, kendi din yasalarının korumasıyla donatıyorsun. Sen sefil küçük bir adamsın!
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Kayıp babasıyla doğacak çocuğu arasında kalmış bir kadın… Hayatın anlamını arayan bir insan: Karen Kimya… Kapıları sırlara açılan bir kent… Sırların mucizelere dönüştüğü geceler. Mucizelerin hakikat sayıldığı zamanlar… Yedi yüz yıl öncesinden gelen bir fısıltı… Aşkı sadece aşkla tartanların ıtırlı soluğu… Ölümün yok edemediği bir sevda… Yıllara
Gelin, olasılıktan söz edelim. İlk önce, olasılık dediğimizde en sık akla gelen çekilişlerden, piyangolardan söz edelim. Amerika’daki en büyük piyangoyu, Povverball’ı kazanabilme olasılığı 120.000.000′da l’dir. Povverball’ın ilk oynanmaya baş­landığı 1997′den beri elliden fazla insan bu olasılığı alt üst ederek büyük ikramiyeyi kazanmıştır.
Reklam
'Her zaman dürüst biri olduğunu, bununla da gururlandığını biliyorum. Ama kendine tek bir soru sor: İnsan niye gerçeği söylemek zorunda? Bizi böyle yapmaya zorlayan ne? Sonra içtenliği niçin bir erdem olarak görmemiz gerekiyor? Farz et ki, bir balık olduğunu, bizim hepimizin de balık olduğunu ileri süren bir deliyle karşılaştın. Onunla tartışır mısın? Ona yüzgeçlerin olmadığını göstermek için önünde soyunur musun? Yüzüne karşı ne düşündüğünü söyler misin? Hadi, söyle bana!” Ağabeyi susuyordu; Edward sözlerini şöyle sürdürdü: “Ona yalnızca gerçeği, onun hakkında gerçekten düşündüklerini söylersen, bu, bir deliyle ciddi bir tartışmaya girmeye razı olman ve senin de deli olduğun anlamına gelir. Çevremizdeki insanlar konusunda da aynı şey söz konusu. Gerçeği onların yüzüne karşı söylemekte ısrar edersen, onları ciddiye alıyorsun demektir. Bu kadar önemsiz bir şeyi ciddiye almak ise insanın tüm ciddiyetini kaybetmesi demek. Ben, delileri ciddiye almamak ve kendim de delirmemek için yalan söylemek zorundayım.” Gülünesi Aşklar Milan Kundera
Bilal 25 yaşında yakışıklı bir gençti. Adını dedesi koymuştu, Bilal-i Habeşi gibi olsun diye. Evet sesi Hz. Bilal gibi güzeldi, fakat sesini helal olmayan yerlerde kullanıyordu Bilal. Konservatuvar öğrencisiydi.. Tek hayali büyük bir şarkıcı, popstar olmaktı. Öyle güzel sesi vardı ki, şarkı söylemeye başlayınca bütün üniversite başına toplanır
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.