Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Düşüncelerimiz, enerjiyi bir noktaya yönelten bir lazer tabancası gibidir. Bir ampulun ışığı ile bir lazerin ışığı arasındaki en önemli fark, yayılmadadır; birinde fotonlar, her bir yöne uçuşur, diğerinde ise bir noktaya yoğunlaşır. Aynı bu şekilde, düşünce gücümüz de her zaman ve her yerde mevcut olan enerjiyi yönlendirir ve bu enerjinin belli
Reklam
Düşüncelerimiz, başkalarının da haberi olacağı bir şekle büründüğünde içimizdeki varlığı sonlanır, tıpkı annesi tarafından dünyaya getirilen bir çocuğun dünyayı da varoluşu başladığı zamandan itibaren annesinin içindeki varlığın son bulması gibi.
Sayfa 19 - Sen YayınlarıKitabı okudu
Cagdaş İslam _başka bir deyişle:"modernite" içindeki islam_ sömürgecilik çagı yaşanmamış olsaydı şu an olduğu gibi olmazdı. Modernite, İslam'a Avrupa'daki herhangi bir dinden çok farklı bir şekilde geldi. Dahası İslam'a dair, bu dinin ilerleyişi ve gerilemesi hakkındaki düşüncelerimiz hâlâ sömürgecilik bağlamında verilen yargılarla şekillenmektedir. Sömürgecilik üzerine eleştirel bir tartışma yapmayı başarabilirsek ve buna İslam hakkındaki düşüncelerimizi dâhil edersek İslam hakkında daha sağlıklı düşünebiliriz.
Belki de korkuları ile başa çıkmakta yanlış bir yol seçmiş olan bu gibiler, korkmaya başlayınca düşüncelerini değiştirmeye, eğlence, iş ya da başka bir şey düşünmeye çalışırlar. Oysa her çeşit korku, korkuyla yüz yüze gelmekten sakınıldığında daha fazla artar. Bir kimsenin, düşüncelerinin yönünü değiştirmek için harcadığı çaba, görmek istemediği hayaleti daha da korkunçlaştırır; her çeşit korku karşısında yapılacak en doğru iş, korkuyu mantıklı ve sakin olarak, ama dikkati yoğunlaştırarak, korku ve konusunu her yönüyle tanıyıncaya kadar düşünmektir. Korkulanı tanımak onun korkunçluğunu yumuşatacak, konu tümüyle sıkıcı bir hale gelecek ve düşüncelerimiz, daha önce olduğu gibi irade gücüyle değil, konunun artık ilgi çekici olmaması nedeniyle başka yönlere çevrilecektir. Ne zaman herhangi bir şey üzerine fazla düşünme eğilimi duyarsanız, yapacağınız en iyi iş, o konuyu sırnaşık çekiciliği sönüp gidinceye kadar düşünmek, hatta yeter gördüğünüzden daha fazla düşünmektir.
... her çeşit korku, korkuyla yüz yüze gelmekten sakınıldığında daha fazla artar. Bir kimsenin, düşüncelerinin yönünü değiştirmek için harcadığı çaba, görmek istemediği hayaleti daha da korkunçlaştırır; her çeşit korku karşısında yapılacak en doğru iş, korkuyu mantıklı ve sakin olarak, ama dikkati yoğunlaştırarak, korku ve konusunu her yönüyle tanıyıncaya kadar düşünmektir. Korkulanı tanımak onun korkunçluğunu yumuşatacak, konu tümüyle sıkıcı bir hale gelecek ve düşüncelerimiz, daha önce olduğu gibi irade gücüyle değil, konunun artık ilgi çekici olmaması nedeniyle başka yönlere çevrilecektir. Ne zaman herhangi bir şey üzerine fazla düşünme eğilimi duyarsanız, yapacağınız en iyi iş, o konuyu sırnaşık çekiciliği sönüp gidinceye kadar düşünmek, hatta yeter gördüğünüzden daha fazla düşünmektir.
Sayfa 63 - Say Yayınları 8.BaskıKitabı okudu
Reklam
Düşüncelerimiz başkalarının da haberi olacağı bir şekle büründüğünde içimizdeki varlığı sonlanır.
Düşüncelerimiz başkalarının da haberi olacağı bir şekle büründüğünde içimizdeki varlığı sonlanır, tıpkı annesi tarafından dünyaya getirilen bir çocuğun dünyada varoluşu başladığı zamandan itibaren annesinin içindeki varlığının son bulması gibi.
_Harcamaktan keyif aldığınız zaman boşa harcanmış zaman değildir. _DüşünceIerim için öImeyi göze aImam, çünkü yanıIıyor oIabiIirim. _Her istediğini elde edememek, mutluluğun ayrılmaz bir parçasıdır. _Mutluluğun sırrı, dünyanın korkunç bir yer olduğu gerçeğiyle yüzleşmektir. _İşte evren karşımızda duruyor ve hepsi bu. _Ya bu din adamları bize
Kitaptaki Güzel Alıntılar ZENGİNLİĞİNİZ DOSTLARINIZ OLSUN. WILLIAM SHAKESPEARE Gönüllüler olmaksızın kurbanlar da olmaz. Bilge kişilerin aklı ve yılların deneyimi atıflarda ebedileşir. BENJAMIN DISRAELI Başkalarının yanlışlarından öğrenmeliyiz. Hepsini kendimiz yapacak kadar çok zamanımız yok. GROUCHO MARX
Reklam
Obsesif-kompulsif bozukluğu olan birinin savaştığı içsel deneyimlerse istenmeyen düşünceler ve ardından yaptığı ritüellerdi. Örneğin, evden çıktıktan sonra, " Kapıyı kilitledim mi acaba?" " Ütünün fişini çektin mi ?" gibi düşüncelerin aklına düşmesine "tahammül edemeyen" biri, o düşüncelerden kaçınmak için evden hiç
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir. _Vücudun merkezi de başta
Bu sözcüklerin her biri olağanüstü güce sahiptir: “Özür dilerim, beni affet.” demek suçluluk duygusuna girdiğimiz anlamına gelmez. Aslında tamamen farklı bir şey söz konusudur. En basit ifadesiyle, herkes kendi hayatının ve hayatta başına gelen her şeyin yaratıcısı durumundadır. Gerçekliği, her birimizin sahip olduğu hatalı anılar üzerine kurulu bilincimizi uyandırmak üzere, bilinçaltımızın biz farkında olmadan düzenlediği büyük bir deney sahası gibi düşünmek mümkündür. O halde suçluluk duygusu nerededir? Bu durumda, yaşamımızdaki olaylar düşüncelerimizin durumunu gösteren basit bir işarettir...Düşünceler de, genellikle, omlara atfedilen bir değer yargısı olmadan, bütün olarak “ruh hali” diye tanımlanır... “Özür dilerim, beni affet.” sözcükleri düşüncelerimiz tarafından üretilmiş uyumsuz olay için özür talebi gibi de sunulabilir. Ne de olsa bu olumsuz anıya sahip olduğumuzu bilmiyorduk ve sorunlu kasıtlı olarak ortaya çıkarmadık. O halde, Tanrı’ya hitap ederek, bu hoş olmayan durumu yaratan hatalı düşüncelere sahip olduğumuz için bizi affetmesini isteriz. O anılarla aramızdaki bağı kesecek olan bu bağışlamadır. Bağışlamak özgürleştirir. Çok önemli bir unsurdur. Genellikle, sağlığın bağışlamayla başladığı söylenir.
Sayfa 50
_Tüm özü düşünmekten başka bir şey olmayan ve var olmak için herhangi bir yere gereksinimi bulunmayan, herhangi maddesel bir şeye bağımlı olamayan bir töz olduğumu anladım. _Tanrı ben olsaydım tanrının varlığına inanabilirdim. _Zihinde hiçbir şey yoktur ki daha önce duyularda olmuş olmasın. _Yanılmış olabilirim, altın ve elmas diye aldığım
_Asıl mesele, şimdiye dek kimsenin görmediğini görmek değil fakat daha çok şimdiye dek kimsenin düşünmediği bir şeyi düşünmektir. Dolayısıyla bir filozof olmak, doğa bilimcisi olmaktan çok daha fazla şey talep eder. _Orta çağlar bize tecrübe etmeksizin düşündüğümüzde nereye gideceğimizi gösterdi. Yaşadığımız yüzyıl da düşünmeksizin tecrübe
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.