“sen akıllı adam, karın var mı?”
“Karım mı? Var. Karısız olur mu?”
“Onu döver misin?
“Karımı mı? Bazen olur. Sebepsiz yere dövmem.”
“Pek güzel. Peki, o seni döver mi?”
Köylü dizginleri çekti.
“Ne diyorsun sen, bey. Sen hep şaka edersin zaten...”
Galiba gücenmişti.
“Duyuyor musun Arkadiy Nikolayeviç! Sizinle bizi
dövdüler... işte okumuş adam olmak ne demektir anla.”