Ayrılığın Hediyesi
Şimdi saat sensizliğin ertesi
Yıldız dolmuş gökyüzü ay aydın
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
Bir ben kaldım tenhasında gecenin
Avutulmamış bir ben...
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
Ki bu yaşlar
"14 yaşımdayken karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldığım da beni zindana atılar ve orada tam 6 ay bedava ekmek verdiler. Hayatın adaleti budur."
“Ne rezil bir hayat bu!” diye fısıldadı.
“Ekmek paranı yitirmemek için el etek öpmeye mecbursun!”
ykyKitabı okudu
Diyebilirim ki ekmek kadar gerekli bir besindi müzik yaşamam için...
Sayfa 11
Sahi Muazzez; sensizligin yüz ölçümü ne ?
İnadına Aylaklık!
İnsanlar hep ölçülü-biçimli mi olması gerek? Ya da işi gücü mü olması gerek? Bir insan sokakta kendi kendine gülemez mi? İnsanlar, İnsanlar gibi mi yaşamalı? Bunu yapmayan insan 'Aylak' damgası yiyecekse, varsın yesin be! İnadına Aylaklık!
Ölçülü-biçimli olmaktan bahsetmişken, Bazen insan ölçüsünü kaçıramaz mı bazı şeylerin? "Ölçülü ol, Ölçülü ol" diyorlar, evet de bu ölçü ne? Kaç cm? Kime göre bu ölçü? Bu göreceli ölçüyü kaçıran 'Aylak Adam' sayılıyorsa, inadına Aylaklık!
İş demişken sahi biz ne için çabalıyoruz? Gençliğimizin baharında sırf birazcık rahata erebilmek ya da karnımızı birazcık doyurabilmek için b*ktan işler arıyoruz. -Ki artık bulamıyoruz da- Ekmek kavgası mı bu mücadelemiz? hayat sınavı mı? Biz neyin savaşını veriyoruz? En kötüsü ise galiba, 'Aylak Adam' olmaktan korkuyoruz. Savaşımız bu. Tarafımız ise belli, inadına Aylaklık!
Her insanın yaptığı gibi mi sevmeli, gülmeli koşmalı, eğlenmeli, uğraşmalı, çalışmalı, yaşamalı. Bunları farklı yapan biri 'Aylak Adam' damgası yiyorsa, inadına Aylaklık!
Hiç kitabın kurgusundan bahsetmedim değil mi? Boş verin Aylak Adam'da bahsetmiyordu zaten. Sadece aylak aylak yaşayıp yavaş yavaş gösteriyordu bize eğriyi, doğruyu, gerçeği, geçmişi, geçmemişi...
Neyse işte; 
Yusuf Atılgan'ın da dediği gibi "Kötü yaşıyoruz, kötü!"
İnsanların çok büyük bir mutluluğa ihtiyacı yoktur Tolgonay. Bir çiftçi için mutluluk, kendi tarlasını sürüp ekmek ve ürün almaktır.
Sayfa 13Kitabı okudu
"Hayat durmadan pahalanıyor, bu da insanları gittikçe daha kötü yapıyor. Sığır etinin kilosu oldu on dört kapik, ekmek desen iki buçuk..."
Sayfa 138 - yordamKitabı okudu
PİSLİK NEDİR?
Lise sondaydım...
Felsefe hocası derse girdi, "Arkadaşlar bana pisliğin tarifini yapar mısınız?" dedi...
Birer birer cevap verdik ama hoca hiçbirimizinkini doğru kabul etmedi.
"O zaman siz yapın tarifini hocam" dedik...
Hoca ayağa kalktı ve;
"Pislik, bulunmaması yerde bulunan şey veya kişidir!" diye bir tarif yaptı...
"Nasıl yani?" dedik.
"Çok basit arkadaşlar..." dedi,
"Örneğin annenizin saçını öper koklarsınız. Ama o saçın bir telini dahi yemek tabağınızda görseniz iğrenirsiniz ve o saç pislik olur."
"Yine tabağınızdaki yemeğin yağına ekmek banarak yersiniz ama o yağın bir damlası bile elbisenizin üzerine damlasa o yağ artık bir pislik olur sizin için."
"Ve bir kimse bulunmaması gereken bir makamda bulunuyorsa eğer, unutmayın ki, o da bir pisliktir."
ALINTI
Ruhun kasvetli, karanlık kuytularına biraz olsun güzellik katmak istedim. Bunu bir ekmek kızartıcısıyla yapabilirsin, bir şiirle yapabilirsin, elini bir yabancıya uzatarak yapabilirsin. Nasıl yaptığın hiç önemli değil. Dünyayı bulduğundan daha iyi bir durumda bırakmak. İnsanın elinden gelecek en iyi şey budur.
EpubKitabı okudu
Hakiki çay, yanında tereyağlı ekmek ve sizin kitabınız . . . büyük bir nimet.
.
Sayfa 39 - EpsilonKitabı okudu
Ben seni terk edilmiş evlerin posta kutusunda bekledim…
