YouTube kitap kanalımda Shakespeare'in hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/rGxh2RVjmNU
42 tane kitabı yayımlanmış bir yazarı kronolojik okumak... Zor iş. Peki neden Shakespeare'in kronolojik olarak okunması gerektiğini öneriyorum?
Shakespeare'in
YouTube kitap kanalımda Shakespeare'in hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/rGxh2RVjmNU
Nazar boncuğu nesnesini hiç sevmem, çünkü nazarın boncukça bir karşılığı yoktur. Ama edebiyatta bazı nazar boncukları var ki, üstüne saatlerce sosyal mesafeli bir ortamda
YouTube kitap kanalımda Shakespeare'in hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/rGxh2RVjmNU
Ya kafan mı güzel otur oturduğun yerde V. Henry, işin gücün yok Fransa'ya sataşıyorsun diye düşündüğüm, Shakespeare'den okuduğum 17. kitabın ve geriye kalan 24
YouTube kitap kanalımda Shakespeare'in hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/rGxh2RVjmNU
Shakespeare'in Güller Savaşı'nı anlattığı serinin en iyi kitaplarından biri bence bu Kral IV. Henry. Dünya çapında onbinlerce değerlendirmeye ve binlerce incelemeye sahip bu kitapların Türkiye'de o kadar da ilgi görmemiş olması bana biraz garip geliyor. Çünkü bu tarihi oyun serisinin içindeki Falstaff karakteri, bugüne kadar okuduğum diğer 15 Shakespeare kitabı içindeki karakterlerden çok daha baskın ve karakter özellikleri ilmek ilmek işlenmiş bir karakterdi. Shakespeare'in popülerleşmiş kitaplarında bile bu kadar komik, itici, uzun tiradları olan ve hatta kendi düşünceleriyle başbaşa kalıp onları seyirciye kusan bir karakter görülmüş olması nadirdir. Zeki Demirkubuz'un Masumiyet filmindeki Bekir'in o ünlü monologu gibi Falstaff karakteri de benim unutulmazlarım arasına girdi.
Kral IV. Henry - IIWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2014287 okunma
Orada, bir şişenin dibi sarhoşluğu itiraf eder, bir sepet sapı uşaklığı anlatır, edebi görüşleri olan bir elma eşeleği yeniden elma eşeleğine dönüşür, bozuk paranın kabartması paslanır, Caiaphas'ın tükürüğü Falstaff'ın kusmuğuyla karşılaşır, kumarhaneden gelen altın para intihar ipinin asılı durduğu çiviye çarpar, morarmış bir fetüs büyük perhizden önceki karnaval günü operada dans eden sırça pullarla sarmalanmış bir halde yerde yuvarlanır, insanları yargılayan bir yargıç başlığı Margoton'un paçavraya dönmüş eteğinin yanında yatar. Orada kardeşlikten de öte bir senli benlilik vardır. Makyajlanmış her şey orada kirlenir. Hayanın son perdesi yırtılmıştır. Lağım edepsizdir. Her şeyi söyler.
Bana iyi geliyorsun…
Norse anılarında şöyle yazıyor: “İlk sarhoş mektuplarından, gerçekten çok kurmaca ve fanteziyle ortalığı sarsacak, Falstaff benzeri vahşî bir kabadayıyla karşı karşıya olduğumu biliyordum.” Buk’un en çarpıcı resimlerinden birini çizmiştir: “Bukowski kötü biçimliydi çiçekbozuğu bir yüzle koca bir kambur, nikotinden sararıp çürümüş dişler ve acı dolu yeşil gözler. Yatık kahverengi saçları, gereğinden büyük bir kafaya yapıştırılmış gibi görünüyordu –omuzlardan daha geniş kalçalar, gülünç derecede küçük ve yumuşak eller. Kemerinin üstünden bir bira göbeği sarkıyordu. Beyaz bir gömlek, bol bir pantolon giyiyordu, mahkûmlara hapisten çıkarken verilenler gibi. Onlardan biri gibiydi, batıp çıkmış.
Kelime oyunlarının şaşırtıcı bir alaşımı, olgun, kaba, müstehcen; dili kâğıttan bir Van Gogh gibi fırlıyordu, uyarıcı, baş döndürücü, direkt, ham şiddet, renk ve ışık dolu..
insan, görüp geçirdiklerini, sevip kaybettiklerini sanki dünyadaki ilk insanmış gibi tevazuyla ve samimiyetle kâğıda dökmeli. Bunu en iyi Bukowski’nin kaleminde gördüm..
Sir John Falstaff düzenbaz, üçkağıtçı bir adamdır.Windsortlu iki evli kadını yoldan çıkartmak için ikisine de aynı aşk mektubunu gönderir.Kadınlar ilk başta sadece mektubun kendine geldiğini sanır ve bu çirkin harekete anlam veremezler.Kadınlardan Bayan Ford’un, Bayan Page ‘e bu adamın kendisine böyle bir mektup yazdığını söylemesiyle ikisinin de birbirinden haberi olur.Kocalarına haber vermeden, adamı rezil edecek oyun planı yaparlar.Bayan Ford, sahte bir aşk mektubu yazar ve Falstaff’ı eve davet eder.John Falstaff, Bay Ford’un nasıl bir boynuzlu adam olacağını her yerde konuşurken Bay Ford bu adamı duyar ve yanına başka bir adam kılığında girerek Bayan Ford’a kendisinin de aşık olduğunu ve onunla buluşturursa kendisine servetini vereceğini söyler.Bay Ford kendi karısının Falstaff’ı, kendisi evde yokken, evlerine alacağını öğrenerek karısının sadakatinden şüphe duymaya başlar.Bay Ford kendi karısının sadakatsizliğini kanıtlamak için olayın peşinden giderken, Bayan Ford ise bu üç kağıtçı adamın oyununu bozmak peşindedir.Durum böyleyken ortaya komik bir vaziyet çıkıyor.Sonu nasıl bitecek siz okuyanlar, gülerek öğreneceksiniz :)
Windsor'un Şen KadınlarıWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2015578 okunma
William Shakespeare
Windsor' un Şen Kadınları gerek olay örgüsü, gerek karakterleri, gerekse de dil oyunları açısından Shakespeare'i n en önemli komedyalarından biridir. Okurken çok eğlendiren bir eser. Oldukça akıcı ve sürükleyici bir kitap. Daha çok güldürücü özelliğiyle öne çıkmakta kitap.
Okunması naçizane herkese tavsiyemdir.
Değerli çevirisi için Hamit Çalışkan ‘a teşekkürler.
Arka Kapaktan Alıntı:
William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar. I. Elizabeth'in Kral IV. Henry'nin birinci bölümünü izledikten sonra Shakespeare'den çok beğendiği Falstaff karakterine dair bir oyun yazmasını istediği, Shakespeare'in de Falstaff'ı ölümsüz kılmak için Kral IV. Henry'nin ikinci bölümünü yazmayı erteleyip, Windsor'un Şen Kadınları'nı yazdığı rivayet edilir. Oyunun ilk kez 1597 yılında kraliçenin huzurunda oynandığı tahmin edilmektedir. Windsor'un Şen Kadınları gerek olay örgüsü, gerek karakterleri, gerekse de dil oyunları açısından Shakespeare'in en önemli komedyalarından biridir.
Windsor'un Şen KadınlarıWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2015578 okunma
"FALSTAFF
Keşke yatma zamanı gelseydi ve her şey yolunda olsaydı.
PRENS
Niye, Tanrı'ya bir can borcun var.
FALSTAFF
Ama günü gelmedi. Günü gelmeden de ödemenin hiç lüzumu yok. Daha hesap gelmeden parayı niye ödeyeyim?"
"Falstaff, IV. Henry'de, "Karakterlerimizin kalpazanıyız," der. T.S. Eliot, sokağa çıkmadan hangi suratını takacağını sorar. Psikologlar, yalanımızın açığa çıkacağı korkusuyla sahtekârlık sendromundan muzdarip olduğumuzu söyler.
Oscar Wilde'ın bilge ukalalıklarına cevabı: "Kendin ol, bütün roller dağıtıldı."
Sorun "kendin ol" ile "kendiliğindenliği" karıştırmamamda. Kendin olmak, bilgeliğe giden yol, sabır ister. Kendiliğindenlik belirsizlikle yoldaş.."