Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kusursuzdur ya Allah,Onu sevmek kolaydır.Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir.Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir.Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini,Yaradan'dan ötürü yaratılanı sevmeden,ne layıkıyla bilebilir,ne layıkıyla sevebilirsin...
Sayfa 144
126 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Genç Werther'in Acıları | Goethe "Benim bildiklerimi herkes bilebilir - bana özgü olansa yalnızca yüreğim..." Genç Werther, hukuk stajyeridir. Kafa dinlemek için gittiği kasabada, Lotte adında bir bayanla tanışır. Werther ilk görüşte aşık olduğu bu bayan nişanlı ve evlenmek üzeredir. Yaşadığı tüm çalkantılı duyguları yakın dostu Wilhelm' e yazdığı mektuplarla anlatır. "Ah, insan öyle fani ki, yaşadığından gerçekten emin olduğu bu dünyada bile, varlığının tek bir gerçek iz bıraktığı bu dünyada bile, sevdiklerinin ruhunda ve hatıralarında o da sönüp kaybolacak, hem de çok çabuk!" Goethe' nin iki haftada yazdığı mektuplarla ilerleyen bir roman. Yazar 25 yaşında kaleme aldığı bu romanla tanınmıştır. Kitabın yayınlandığı dönemde roman kahramanı Werther' e özenerek onun giyim tarzını moda haline getiren bir kitle olduğunu söyleniyor. O dönemin avrupasında kitabı okuyanların çoğunun intihar ettiği için bir dönem yasaklanmış bir kitap. Kitapla ilgili varsayımlar şöyle; Roman kahramanı Werther'in aslında Goethe' nin kendi olduğu aynı dönem nişanlı olan bir bayana olan ilgisini anlattığı söyleniyor. Diğeri ise Goethe' nin yakın arkadaşı kitapta geçen mektuplaştığı Wilhelm' in intiharı ile sonuçlanan aşk hikayesini anlattığı söyleniyor. İki ihtimalde gerçekçi çünkü romanda geçen mekanların isimleri yazar tarafından bilerek verilmiyor. Werther'in toplum baskısı ve insan ilişkileri üzerine altını çizmelik bir çok güzel sözü var kitapta. Okumayanlara kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitap.
GmzNr
GmzNr
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in Acıları
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,4bin okunma
Reklam
'İnsanın fıtratında bekàya karşı gayet şedit bir aşk var.' diyor üstadım Said Nursi. Bugün yaklaşık 2 aydır tanıştığımız kedi yavrularından birini başka bir yuvaya emanet ettik. İçimde anlamsız bir tat var. Ruhum fâni olana razı olmuyor, kalbimi bağladığımın bekasını arzu ediyor. Kedi, aile, hayat. Ya Baki Entel Baki...
Aşk ise normal seviyesini aşan sevgiden ibarettir. Aşk, muradı bulmakla fani olur, şevk ve heves ortadan kalkar. Dolayısıyla, âşık olan zorunlu olarak bir şeyi bulur ve bir şeyi de bulamaz. Eğer âşık, maşukun cemalinden her şeyi bulursa heves ve arzusu kalmaz. Yok eğer hiçbir şeyi bulamazsa, arzu ve hevesini tasavvur edemez. Böylece müştak olan herkes, hem istediğini bulan, hem de istediğini bulamayandır.
Aşk Halinde - Kemal Kahraman
Aşk halinde geçsin,bu fani ömrüm Hülyalı bir sarhoş kadar bulutlu Ben ben miyim,değil mi suali olmasın Kendi sokaklarında kıblesiz yolcu Bir ayaz vursun da tenim duyayım Kör olsun karanlık yolum bileyim Bir şenlik bahçesinde oyun dizeyim, Devr u devran içinde mihmandar yolcu
Aşk..
Ruhların çeşitli varlıklar arasında bölünmüş parçalarının birleştirilmesidir. Bu birleşme onların en yüksek temel öğelerinde meydana gelir. Bu birleşme ruhların yüksek konumlarındaki elverişli durumlara uygun bir biçimde ve bu durumların, ruhun şekillendirdiği bütün içerisinde birbirine az ya da çok yakın olmalarına göre meydana gelir. Her şekil
Reklam
Ezelden aşk ile biz yana geldik Hakîkat şem'ine pervâne geldik Tenezzül eyleyip vahdet ilinden Bu kesret âlemin seyrâna geldik Geçip fermân ile bunca avâlim Gezerken âlem-i insâna geldik Fenâ buldu vücûd-ı fânî mutlak Bırakdık katreyi ummâna geldik Geçip âhir bu kesret âleminden Hüdâyî halvet-i sultân'a geldik Nemiz ola Hudâyâ sana lâyık Hemân bir lutf ile ihsâna geldik Umarız irevüz bâkî huzûra Civâr-ı Hazret-i Rahmân'a geldik..
Buluşma günü için kendine çekidüzen ver!
Aklını başına al da, fâni olan bu dünya zindanında kimsede vefâ arama! Bu dünyanın vefâsı bile vefâsızdır!
Divan-ı Kebir Seçmeler
Divan-ı Kebir Seçmeler
''GEÇER'' Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer, Ömr-i fani gibidir, gün de geçer, dem de geçer, Gam karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer, Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer, Gece gündüz yok olur, an-ı dem adem de geçer, Bu tecelli-i hayat aşk ile büktü belimi, Çağlıyan göz yaşı mı, yoksa ki hicran seli mi?
Satranç oyununda, piyadeler, süvariler, filler ve nihayet vezirler ölürler, fakar karşı karşıya kalan şahlardır ki, birisi diğerinde fâni olarak en sonunda tek varlık olurlar.
Reklam
Yol, her birinin dünyasında farklı tanımlara yol olmuş. "Yol," demiş bir kadın. "Uzunluk, çile..." "Yol," demiş bir çocuk. "Yorgunluk, gurbet, gariplik. "Yol," demiş bir genç. "Burukluk, tanımsızlık, belirsizlik." "Yok, yok," demiş pir-i fani bir dede. İleriye mi, geriye mi bakacağından kararsız: "Yol, diye titremiş cansız bedeni gibi sesi de. "Yol ayrılık, yol yolun sonu...
Sayfa 46
Dinî-tasavvufî edebiyat terimlerinde gönlün Divan edebiyatında olduğu gibi pek çok şeye teşbih edildiği görülür. Ancak bunlar içinde tasavvuf düşüncesinin sembolik ifadesinde yer alan ayna unsuru çok kullanılır. Ayna nasıl ışığı aksettirirse, gönül de tevhid sırrını, iman nurunu yansıtır. Ayna vahdetin, toz ise kesretin remzidir. Ayna tozlandığı zaman nasıl bakanı göstermezse, gönül de tozlandığı yani hakkı, hakikati unutup bu fâni âleme daldığı zaman ilâhî tecelliye mazhar olamaz. Gönül aynasını temizlemek, cilâlamak gece gündüz Allah''ı zikir ile gerçekleşir. Böyle parlak gönüllere aşk dolar. Aşkla dolu gönül her an diridir. Gönül bahsi uzundur, oysa bizim yerimiz dar. Zaten gönül ehli olanlara da fazla söz gerekmez.
Sayfa 192 - Dergâh
Aşkta hiçbir zaman eksik olmayan bahanelerden biriyle iki taraftan biri bağı koparır, kaçar ve ötekinde bir aşk yarası bırakarak kendini kurtarır. Bu safhaları geçirmeyen devamlı, hatta ebedî bir aşk yok mudur? Var, fakat tarihe geçecek, roman ve film konusu olacak kadar az. Kelimenin bütün mânâsı ve haysiyetiyle aşk, budur. Ölmez. Çünkü sevgilide Allah’ı arar ve ona yaklaşır. Cinsî ve fanî tarafımızı aşar. Bu aşklara, âdi fingirtilerin ve âşıkdaşlığın her köşe başını tuttuğu zamanımızda da rastlamak mümkün oluyor. Filmler ve romanlar, sanıldığı kadar yalan söylemiyorlar. Ben, otuz yıldan fazla, ilk günün sıcaklığıyla sevmeye devam eden insanlar tanırım. Bunların az olması gerçek aşkın İlâhî değerini gösteren ölçüdür. (1952)
Ben dost ile dost olmuşam kimseler dost olmaz bana Münkirler bakıp gülüşür selâm dahi vermez bana Ben dost ile dost olayım cânımı feda kılayım Ölmezden evvel öleyim dünyâ bâkî kalmaz bana Terk eyledim cümle işi Hakk yoluna kodum başı Dost yüzünü göreliden sabr ü karâr olmaz bana Ben aşık-ı bîçâreyem başdan ayağa yâreyem Ben bir deli dîvâneyem aklım da yâr olmaz bana Kimseler bilmez hâlimi aşk odu yaktı cânımı Seçemem soldan sâğımı nâmûs ü âr olmaz bana Sanmanız beni deliyem dost bahçesinin gülüyem Mevla'nın kemter kuluyam kimse baha saymaz bana Bülbül oluban öterem dost bahçesinde biterem Gül alıram gül sataram bâğ u bostân olmaz bana Derviş Yunus bir nicedem fânî cihânı terk edem Yâne yâne dosta gidem perde hicab olmaz bana
Sayfa 452Kitabı okudu
Sufiyem, canım pahasına savunurum canı; yeminimdir, karıncaya dahi kıyamam. Kuş görsem Süleyman gelir aklıma; balık görsem Yunus. Kollamaktır vazifem, yaşatmaktır. Baktım bir adam bir adama zarar verecek, zayıfı korumak için elimden geleni yaparım. Velâkin şiddet yoktur adabımızda. Elimden gelip geleceği, hancı ile yolcu arasına cansız bir perde gibi çekmek olur şu fani bedenimi.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.