Yol, her birinin dünyasında farklı tanımlara yol olmuş.
"Yol," demiş bir kadın. "Uzunluk, çile..."
"Yol," demiş bir çocuk. "Yorgunluk, gurbet, gariplik.
"Yol," demiş bir genç. "Burukluk, tanımsızlık, belirsizlik."
"Yok, yok," demiş pir-i fani bir dede. İleriye mi, geriye mi
bakacağından kararsız:
"Yol, diye titremiş cansız bedeni gibi sesi de. "Yol ayrılık, yol
yolun sonu...
Sayfa 46