Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Gençlerin hayatı önemsemediklerini görmek ne güzel, değil mi Madame Françoise?" derdi bahçıvan, Francoise'ı kızıştırmak için. "Hayatı önemsemedikleri mi? Peki hayatı önemsemeyeceksek, neyi önemseyeceğiz? Hayat yüce Tanrı'nın asla iki kere bağışlamadığı tek nimettir. Heyhat! Ulu Tanrım! Ama doğru, önem vermiyorlar! Ben 70'te gördüm onları; bu lanet olası savaşlarda ölümden korkuları kalmıyor ki; tam manasıyla birer deli olup çıkıyorlar, ciğeri beş para etmez serserilere dönüyorlar, insanlıktan çıkıp aslan kesiliyor."
-Tehlikeyi göze almayanın ne atı olur, ne katırı, der Süleyman Peygamber. -Fazla tehlikeye atılan atından da olur, katırından da dermiş Malcon...
Sayfa 154
Reklam
Mikoyan ve Suslov'un Yeni Görevi
29 Ekim'de Mikoyan ve Suslov Budapeşte'de tekrar ortaya çıktılar. Sovyet hükümetinin ertesi gün yayınlanması gere­ken ve Polonya ile Macaristan'ı doğrudan ilgilendiren bir bil­diriyi getiriyorlardı. Söz konusu bildiri, sosyalist topluluk için yeni bir yasa olmak üzere hazırlanmış, Gomulka ile mutaba­katı doğrulayan ama Doğu bloku
İçimizdeki Panurge kim?
Panurge François Rabelais'nin beş romandan oluşan Gargantua ve Pantagruel'deki ana karakterlerden biri. Hikâyede Panurge bir satıcıdan bir koyun alır ve öç almak için denize atar. Sürüdeki diğer koyunlar ve son koyunun sırtındaki satıcı da peşi sıra denize atlar ve boğulur.
Sayfa 28 - TellektKitabı okudu
“Gençlerin hayatı önemsemediklerini görmek ne güzel, değil mi Madame Françoise?" derdi bahçıvan, Françoise'ı "kızıştırmak” için. Sözleri boşa gitmezdi: "Hayatı önemsemediklerini mi? Peki hayatı önemsemeyeceksek, neyi önemseyeceğiz? Hayat yüce Tanrı'nın asla iki kere bağışlamadığı tek nimettir. Heyhat! Ulu Tanrım! Ama doğru, önem vermiyorlar! Ben '70'te gördüm onları; bu lanet olası savaşlarda ölümden korkuları kalmıyor ki tam manasıyla birer deli olup çıkıyorlar, ciğeri beş para etmez serserilere dönüyorlar, insanlıktan çıkıp aslan kesiliyorlar."
Sayfa 86 - Yapı Kredi Yayınları, 27. Baskı, Çev. Roza HakmenKitabı okudu
Geleneksel eleştiri bağlamında eleştirmenler açısından yanlış olan bir diğer nokta da polisiye roman okurunun küçümsenmesidir. Ülkemizin en yetkin eleştirmenlerinden Fethi Naci bile bu yanlış anlayıştan kendini kurtaramamıştır. İlginç bir Dashiell Hammett incelemesinde "Hammett'in kalemi bir kamera gibidir, sanki yazmaz gösterir; bunun
Sayfa 33
Reklam
"Tehlikeyi göze almayanın ne atı olur, ne katırı, der Süleyman Peygamber." "Fazla tehlikeye atılan atından da olur, katırından da dermiş Malcon."* *Ortaçağda çok okunan Süleyman ile Malcon (ya da Malchus) diyaloğundan alınmış vecizeler.
Sayfa 154 - İş Bankası Kültür Yayınları Klasikler DizisiKitabı okudu
Proclus'un Kurban ve Büyü Üstüne kitabında dediği gibi, dünyanın ve yıldızların bütün ışığının kaynağı olan güneşin gücü, aslandan çok rengi kadar özelliği ve türsel niteliğinden ötürü beyaz horozla simgelenir ve bağdaşır. Şunu da ekler ki, şeytanlar çok kez aslan kılığına girerler ve bir beyaz horoz görünce birden yok olurlar.
Sayfa 53 - İş Bankası Kültür Yayınları Klasikler DizisiKitabı okudu
Işık bütün doğayı şenletmez mi? Her şeyin olabileceğinden daha beyazdır ışık. Bunu ispatlamak için size Laurens Valla'nın Bartolo'ya karşı yazdığı kitabı¹ salık verebilirdim ama İncil'in tanıklığıyla yetinirsiniz herhalde: Matta'nın İncil'inin XVII. bölümünde denmiştir ki, Tanrımızın kalıp değiştirip görünmesinde
Sayfa 52 - 53, 54 İş Bankası Kültür Yayınları Klasikler DizisiKitabı okudu
"Gençlerin hayatı önemsemediklerini görmek ne güzel, değil mi Madame Françoise?" derdi bahçıvan, Françoise'ı "kızıştırmak" için. Sözleri boşa gitmezdi: "Hayatı önemsemediklerini mi? Peki hayatı önemsemeyeceksek, neyi önemseyeceğiz? Hayat yüce Tanrının asla iki kere bağışlamadığı tek nimettir. Heyhat! Ulu Tanrım! Ama doğru, önem vermiyorlar! Ben '70'te gördüm onları; bu lanet olası savaşlarda ölümden korkuları kalmıyor ki; tam manasıyla birer deli olup çıkıyorlar; ciğeri beş para etmez serserilere dönüyorlar, insanlıktan çıkıp aslan kesiliyorlar." (Françoise'ın nazarında, bir insanı, s harfinin üstüne basa basa telaffuz ettiği aslana benzetmek, katiyen yüceltici bir şey değildi.)
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
hiçbir şeyin önemi yok bir yatakta debelenmekten başka ucuz hayaller ve bir birayla yapraklar ölürken ve atlar ölürken ve ev sahibeleri koridorlarda dikmiş gözlerini bakarken; canlıdır müziği çekilmiş perdelerin, sinek sürüleri ve patlamalar sonsuzunda son insan'in mağarası; hiçbir şeyin önemi yok sızdıran lavabodan başka, boş şişeden, keyiften, kıstırılmış bıçaklanmış ve tras edilmiş gençlikten başka, kendisine sözcükler öğretilip ölsün diye arkası yastıkla desteklenmiş gençlikten başka.
"Tehlikeye göze almayanın ne atı olur, ne katırı, der Süleyman Peygamber." "Fazla tehlikeye atılan atından da olur, katırından da dermiş Malcon" diye karşılık verdi Testemkin.
Sayfa 154 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
"Sonunda, bir sabah pervane sustu ve Narwhal'ı bir heyecan havası kapladı. Öteki köpekler gibi, Buck da duydu bunu ve bir değişikliğin başlamak üzere olduğunu anladı. François onları kırbaçlayarak güverteye çıkardı. Soğuk güverteye atılan ilk adımda, Buck'ın ayakları, çamura çok benzeyen, beyaz, lapa gibi bir şeyin içine gömüldü. Hırlayarak geriye sıçradı. Bu beyaz nesne her neyse, boyuna düşüp duruyordu havadan. Silkelendi, ama daha çoğu indi üstüne. Merakla kokladı, sonra dilinin ucuyla bir parça aldı. Ateş gibi yaktı dilini ama hemen eriyip yok oluverdi. Bu onu çok şaşırttı. Bir daha denedi, yine aynı sonuç. Çevresindekiler kahkahalarla güldüler, utandı; neden olduğunu da bilmiyordu, çünkü gördüğü ilk kardı bu."
Fethi Naci'ye göre polisiye ro­man okuyan herkes kültür düzeyi belli yani seviyesinin düşük olduğu apaçık ortada olan( ! ) kişilerdir. Ne diyelim, sıkı bir polisiye roman okuru olan Char­les Dickens, Andre Gide, Somerset Maugham, François Mauriac, Andre Mal­raux, Ernest Hemingway, William Failkner, Jean Paul Sartre, Jorge Luis Bor­ges gibi romancılar, Allain-Souvestre ikilisinin ünlü "Fantômas" dizisine hay­ran olup "Fantômas Sevenler Derneği" kurmaya kalkan Guillaume Apollina­ire, Blaise Cendrars, Max Jacop gibi edebiyatçılar, Churchill, Bukharin, Ken­nedy, II. Abdülhamid gibi siyaset adamları ve bu türün bizim edebiyatımızda­ki meraklıları, örneğin bu konuda kitap bile yazan Salah Birsel, "polisiye roma­nın en köklü roman türü" olduğuna inanan Çetin Altan ve bizzat sıkı bir poli­siye roman okuru olduğunu düşündüğümüz Fethi Naci'nin kendisi, herhalde Fethi Naci'ye göre "istisna" kişilerdir de biz sıradan polisiye roman okurları "kültür düzeyi belli" kişileriz!
Ben artık yaş sınırındayım ve belki de kendi sınırlarımdayım. Bazı pişmanlıklarım var. Yapmayı istediğim ama asla yapmayacağım şeyler var. Viyana Filarmoni Orkestrası'nı asla yönetmeyeceğim. Asla İsveç Kralı olmayacağım. Hiçbir zaman kaplan terbiyecisi olmayacağım. Asla Concorde pilotu olmayacağım. Olympia'da (ilk bölümde bile) asla sahne almayacağım. Asla Olimpiyat şampiyonu olmayacağım. Atlas Okyanusu'nu hiçbir zaman kürek çekerek geçmeye- ceğim .. Asla ABD Başkanı olmayacağım. Ay'da hiç yürümeyeceğim. Academie Française'e asla girmeyeceğim. Rolland Garros Turnuvası'nı asla kazanmayacağım. Asla Julia Roberts'ın kocası olmayacağım. Everest'e asla tırmanmayacağını. Scarletti'nin bütün sonatlarını (toplam 555) hiçbir zaman kaydetmeyeceğim. Asla Papa olmayacağım. Mona Lisa'nın resmini asla yapmayacağım. Asla çifte parande atmayacağım. Bolşoy Tiyatrosu'nda Kuğu Gölü balesinde asla dans etme- yeceğim. Nihayetinde pek umurumda da değil zaten.
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.