Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yeşil Renkli Namus Gazı Operası -Aziz Nesin
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
YARIN DİYE BİR ŞEY YOKTUR Kendimi hafifçe heyecanlı hissediyordum: Bir sürü sıgara içmiştim; son olsun diye bir tane daha yaktım. Bu biter bitmez yatağa girmeliydim: Yarın vücudum dinlenmiş, zihnim açık olmalıydı. Sigarayı içerken Hâmid’den ve mesela bir Davalaciro diskuru veya Ankara’nın ünlü eleştirmecisinden, kendi diliyle yazılmış bir söyleşi
Reklam
Mektup Bu kadar sık görüşürken benim yerime mektubumun gelmesi seni her halde şaşırtacak, fakat sonuna kadar okuyunca göreceksin ki başka türlü yapamazdım. Bu mektubu çok daha önce yazmış olmalıydım; o zaman ikimiz de sonradan duyacağımız birçok vicdan azaplarından kurtulmuş olurduk. Ama gene de geç kalmış değilim, birbirimizi o kadar çabuk,
Ölüm Saati*
Yalvarırım Beyefendi, saatiniz kaçı gösteriyor? Saatim 1'dir - 2'dir- 2 buçuktur Üçü çeyrek geçiyor 4.30 Dörde çeyrek var 5'tir Altıdır 7
Bu belki onu tüketebilirdi; fakat bu kadar güzel bir şeyin içinde onunla beraber tükenmek mukadderse bundan ne diye kaçmalıydı? Sen ve yağmur, başa dönemezsiniz. İnsanın en ölümcül yarası içinde anbean büyüyen gitme hevesidir. Ölmekle gitmek aynı şey; ne ölenlerin ne de kalbindeki ıstırap verici ağrı dinmek bilmediği için uzaklara
Kitabın tamamı
TARHUN Bir tüccarın kızı olan Tarhun, ablalarına hiç benzemiyordu. Fereng, Sultan, Mahsan, Begüm, Moluk ve Anka’nın, yani tüccarın öbür altı kızının her birinin ayrı bir şımarıklığı, çeşit çeşit istekleri vardı. Bazen, onların gürültülerini, oyunlarını duyan mahallenin erkek çocukları sokağa fırlarlardı. Tüccarın kızlarının neşeli
Reklam
''Bu kadar sık görüşürken benim yerime mektubumun gelmesi seni her halde şaşırtacak, fakat sonuna kadar okuyunca göreceksin ki başka türlü yapamazdım. Bu mektubu çok daha önce yazmış olmalıydım; o zaman ikimiz de sonradan duyacağımız birçok vicdan azaplarından kurtulmuş olurduk. Ama gene de geç kalmış değilim, birbirimizi o kadar çabuk, o
OBLOMOV’UN OLGA’YA MEKTUBUKitabı okudu
Kitap hakkında 2. İncelemem ama sistem ikinciyi kabul etmeyince buraya yazdım: Tamam, kabul; beynimdeki coğrafya bölümü çalışmıyor. Doğu ve batıyı bile sağ kol sol kol iç sesiyle buluyorum. Kendimden şikayetçiyim. Şu yolları, memleketlerin haritadaki yerini öğrensin artık. Felsefenin Tesellisi sayfa 84'te takılı kaldım. Epikuros'u anlatıyor.
“Sana bir soru soracağım,” dedi Hahn misafirinin düşünmesine fırsat vermeden. “Seni dinliyorum.” “Cevap vermeden önce iyi düşün. Bana, kıskançlık ve haset arasındaki farkı birkaç kelimeyle açıklar mısın?” “Neden soruyorsun bunu?” diye sordu Lise şaşkın bir ifadeyle. Farkında olmadan koltukta doğrulmuştu. “Cevap verdikten sonra
Sayfa 142 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Boratav ise savunmasında Atsız için şunları söylemektedir: Nihal Atsız'ın Cumhuriyet prensiplerine aykırı düşüncelerinin sadece fanteziden ibaret olmadığı, üniversite yıllarından sonra yavaş yavaş anlaşılıyordu. Nihal, etrafındakilerden ya tam bir alakasızlık ya da tam bir inkıyat görmeye alışmıştı. Ben, herhalde, onun karşısında münakaşa etmeye
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.