Gömü'ye giriyoruz, dedi bana, buradan yavaş geç.
Vitesi küçülttüm hemen, yolu incitmekten çekinircesine yavaşça geçtim kasabanın içinden.
Radar mı var burada, diye sordum o sırada, her defasında onun için mi uyarıyorsun beni?
Yok, dedi.
O halde, dedim; vaktiyle burada kaza geçirdin de, netameli bir yer olduğunu bildiğin için uyarıyorsun?
Yok,
Hava kararırken yer yer çözülme başladı, iyi eğitilmemiş askerlerden geriye kaçanlar oldu. Kaçanlar ateş hattının tam gerisinde Albay Halit Bey ve iki tabancası ile karşı karşıya geldiler. Yüzleri savaş kiriyle kararmış, gözleri korkudan büyümüş yılgın askerler, birden ayıldılar ama geç kalmışlardı.
Albay, kalabalığın önünde duran kaçmaya kararlı birkaç askeri korkunç bir hızla ardarda vurdu. Kalanların çeneleri kilitlendi. Demek Deli Halit Bey buydu!
Halit Bey kalanlara, tabancasıyla cephe yönünü göstererek tek kelime söyledi:
"Yerinize!"
Askerler birbirlerini çiğneyerek cepheye geri döndüler.
Bir saat sonra bazı küçük gruplar yeniden geriye kaçmaya başladılar. Karşılarına yine Halit Bey çıktı. Bir yandan kaçak grupların önündekileri vuruyor, bir yandan da ateş etmesi için orada bulunan 16'ncı Alay Komutanı Binbaşı Rahmi Apak'a bağırıyordu. Rahmi Apak'da tabancasını çekip ateş etmeye başladı. Ama o kaçakların ayaklarına doğru, yere ateş ediyordu.
Kaçaklar geldikleri hızla silahlarının başına döndüler. Bir daha da kimse kaçmaya yeltenme di cephe daha az tehlikeliydi.
Rahmi Apak o gece anı defterine, savaş tarzını hiç beğenmediği Halit Bey için şunu yazacaktı:
"Bu adamın bulunduğu bir yerde çözülme ve bozgun olmaz. Geriye gelmekten herkes titrer."
Metro 2034, Metro 2033’ün ardından gelen yılı anlatıyor olsa da ilk kitabın tam olarak devamı olduğu söylenemez. Çünkü bu kitapta işlenen konu ve maceralar ve bunları yaşayan kahramanlar ilk kitaptan tamamen farklı. Bu kitapta Artyom değil Saşa, Homer ve Hunter gibi karakterler var. Saşa, tek isteği babasıyla yaşadığı hapis hayatından bir gün
Bazı romanlar vardır.Herkes okur,çok satar.Bu popülerlik az durulsun ben de başlayacağım diyerek bugünlere kadar okuma sürecini uzatıp durdum.
Kitaba sabah başlayıp o merakla gün boyu elimde gezdirdiğim, gün bitiminde ise okuyup bitirmiş olmanın keyfine nail olma… Güzel hissiyat doğrusu …
Eserin arka kapak eleştiri,görüş bölümde bir
1961 TARİHLİ BASKIYA ÖNSÖZ
Jean Paul Sartre
Kısa bir süre öncesine dek yeryüzünün nüfusu iki milyardı: beş yüz milyon insan ve bir buçuk milyar “yerli”. Birinciler “Söz”e sahipti, ötekilerse bu sözü ödünç almışlardı. Bu ikisi arasında aracı olarak hizmet veren satılmış kralcıklar, derebeyler ve tepeden tırnağa sahte bir burjuvazi vardı.
youtu.be/6mZSn9kwJ74
Keşke erken yatsaydım dıyenlere, erken yatıp dinç kalkanlara, tatıldekilere, tatılı evde geçirenlere, tatil için gün sayanlara, alarmı defalarca erteleyip mesaiye geç kalanlara günaydın...
Şehit Yakınları ve Gazilere Tanınan Haklar
1.İSTİHDAM HAKKI :
3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun Ek 1 inci Maddesine göre İçişleri Bakanlığı'nca yürütülen şehit yakını ve gazilerimizin istihdamına yönelik iş ve işlemler, 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6518 Sayılı Bazı Kanun ve Kanun
Uzun bir aradan sonra bir kitabı bitirmenin verdiği hazzı tekrardan hatırlamakla oldukça mutlu olduğumu ve sizlerle tekrardan düşünce alışverişinde bulunacak olmamın heyecanını yaşadığımı belirterek yazıma başlayayım istedim. Siz de hak verirsiniz ki hissiyatlar üzerinden bir girizgâh ile pek değerli yazarımız Güntekin’e de selam durmuş
Oyunlarla Yaşayanlar, Oğuz Atay’ın tiyatro eseri. Kısacık toplamda 108 sayfa ama her bir sayfası dolu dolu. Tehlikeli Oyunlar eserine oldukça benziyor ama daha çok içinden bir bölüm gibi… Hani deseler; “Oyunlarla Yaşayanlar, Tehlikeli Oyunlar’ın yayınlanmayan bir bölümüdür, ilk kez iletişim yayınlarından okurun beğenisine sunulmuştur.” Vallahi