Sevgili Milena,
Sana bu mektubu ruhlar aleminden yazıyorum.Ya da kulağına hatta yüreğine fısıldıyorum diyelim.
Bildiğin gibi ben öleli 3 sene oldu , neden bu kadar beklediğimi soracak olursan sebebi basit. Burada işler pek dünyadaki gibi değil, önce her fani gibi verilmesi gereken hesaplarımla meşguldüm.Asıl hesap kıyametten sonra görülecek olsa
"Aynı gökyüzünün altında farklı yıldızlara bakar insanlar,
Aynı kitabı okuyup da farklı cümlelerin altını çizmek gibi...
Peki ya ne ister bu insanlar; sevgi, güven, para..?
Sadece anlaşılmak isterler
Çünkü anlaşılmak bir evin giriş kapısıdır
Ya da kitabın ilk cümlesini okumak bir nevi...
Bütün hikaye o cümleyi okumakla başlar; bir insanı anlamaya başlamak gibi...
Siz siz olun başka cümlelerle karıştırmayın okuduğunuz kitapları; geçmişin izlerini bir başka insana dayatmak gibi...
Her kitabın kendi cümlesi vardır; bırakın geçmiş geçmişte kalsın.
Çiçeğinizin toprağını değiştirmeyin eğer büyüdüyse, bırakın orda hayat bulsun ve sakın ha üzülmeyin eğer büyümediyse. Her toprakta yetişmez kaktüs, belki de toprağı siz değilsinizdir... "
Merhaba Arkadaşlar Hepimize geçmiş olsun. Daha yeni paylaşım yapabiliyorum çünkü bende enkazdan çıkarıldım . Elhamdülillah çok şükür iyiyim ama bedenen iyiyim kalbimiz kan ağlıyor yüreklerimiz sızlıyor. yer hep sallanıyor .psikolojimiz alt üst oldu. Birçok arkadaşımı kaybettim. Daha bir çoğundan haber alamıyorum .Hocalarımdan haberim yok sevdiğim bir çok insanı kaybettim Güzel Adıyamanım yerle bir oldu. bu deprem bana çok güzel şeyler öğretti. Dünya malı o kadar boş ki bir ev almak için ömür harcayan insanlara sesleniyorum. Bir araba almak için borçlanan insanlara sesleniyorum. Bir iş yetmeyip iki işi birikte yapan insanlara sesleniyorum Hepsi o kadar boş ki umarım bunu anlarsınız. Elhamdülillah müslümanım o enkazın altında tek destekçim Allah celle celalühu'dü tek umudum oydu bundan dolayı Allah yolunda ayrılanlardan ziyan olanlardan olmayın. Arkadaşlarımın kuzenimin akrabalarımın mekanları cennet olsun Allah rahmet eylesin ölen bütün kardeşlerime Allah rahmet eylesin.
YouTube kitap kanalımdaki Azerbaycan edebiyatı videosunda bu muhteşem kitabı önerdim: ytbe.one/FM7RoOXGSok
Hayatımda ilk kez Azerbaycan edebiyatı okuyorum ve bana başlıktaki cümleyi kurduran muhteşem bir kitap önermek istiyorum bugün size: Beş Katlı Evin Altıncı Katı.
Hayatınızda hiç Anar Rızayev diye bir yazar duydunuz mu? Açıkçası ben
Bir tarihte Kayseri'ye bir Yahudi gelmiş.
Adı da Moizmiş. Ticaret yapmak için Kapalıçarşı'da bir dükkan tutmuş. Mekan komşularına sormuş;
'Bu çarşıda en çok kimden çekinmeliyim ?'
Birkaç dükkan ötesini gösterip "Bak orada bir Ahmet Ağa var onun yanına desturla yanaş." demişler.
Moiz gitmiş Ahmet Ağa'nın
Gözlemlediğim kadarıyla pek çok kişi bu kitabı yarım bırakmış veyahut bir şey anlamadığını öne sürerek beğenmediğini dile getirmiş. Ben de bu karmaşıklığa bir nebze de olsa açıklık getirme amacı ile bir inceleme yazmak istedim.
Fyodor Dostoyevski külliyatı kronolojik okuma maratonumun 11. kitabı olan