İslam'da gelenek yoktur.
İslam, aklı geleneklerin pençesinden kurtarmak için gelen dinin ta kendisidir.
Gelenekler, insandaki öykünme ve benzemme güdüsüyle halkın kendiliğinden kapıldıkları psikolojik akımlardır. Ülkeler ise bunun aksine zamana uymaz zamanı değiştirir.
Tüm çağdaş romanlarda olduğu gibi, Pascııal Dııarte romanında da bir dizi eski varsayım ele alı nır ve bunlardan yola çıkılır. Gizemlerini ve tarihsel gelenek lerinin içyüzünü (burnumuzun dibindeki gelenekler daha da bulanıktır ve daha güç anlaşılır) bilmeyenler için, bu varsa yımlar, romanı, kapalı bir kutu değilse bile içinden çıkılmaz bir şey yapabilir. Pascııal Dııarte ve Ailesi, yazarının, yani bendenizin sözleriyle bitmez, çağımızın başka nice romanları gibi sondan bir önceki alıcısına -okuyucuya - uzanır (son ve kaçınılmaz adresiyse, unutulup gitmektir). Birinci Avrupa sa vaşından beri, her romanın kendine özgü dünyasına girebil mek için, okuyucunun bazen pek ufak bir kazanç karşılığın da, belirli ve çoğunlukla oldukça büyük bir çaba harcaması gerekmektedir. Üstelik, girmeye çalıştığı bu kaçıcı dünyada, pusulanın ibresi çoğu zaman kuzeyi değil, yeni ve adsız bir yönü gösterir.
...en açık tepkiyi veren Sykes olur; kitaplarında, makalelerinde ve konuşmalarında başta dini gelenekler olmak üzere Osmanlıların eski törelerini ve uygulamalarını över, her seferinde adalet ve heyecanla savunur. Ne var ki, Fransız Devrimi'nin ilkeleri üzerine kurulmuş, yarım pişmiş ve yarım anlaşılmış bir Batı ideolojisine dayanarak eskinin hayranlık uyandırıcı Osmanlı geleneklerini sulandırmakla suçladığı Jöntürklerden nefret eder....
Uçmak bir martının doğal hakkıdır, özgürlük varlığının özündedir. İster boş inançlar ve gelenekler, isterse sınırlamanın herhangi bir biçimi, özgürlüğü kısıtlayan ne varsa kaldırıp atılmalıdır.
l 1982'de Nobel edebiyat ödülünü alan eser, yazarın ülkemizde en çok okunan eseri ve benim de bu nedenle kendisiyle tanışma kitabım oldu. Yazarın çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir namus cinayetini anlatmaktadır. Gabriel Garcia Marguez, 23 yıl sonra yaşadığı kasabaya gelir ve olayın şahitleri ile konuşmalarından yola
“Uçmak, bir martının en doğal hakkıdır. Özgürlük ise, var oluşun bir parçasıdır. Boş inançlar olsun, gelenekler olsun, özgürlüğü kısıtlayan ne varsa, kaldırıp atmak gerek.”
Gelenekler ve töreler insana koruyucu bir ortam sağlar, ama onun toplum içinde farklılaşmasını ve kişiliğine yeni boyutlar katabilmesini de önemli ölçüde kısıtlar.
Genel olarak toplumumuz bir şekilde ünlü, herkes tarafından tanınan (bunun iyi ve kötü olması önemli değil), değerini sosyal medyada aldığı beğenilerle ölçen bireyler olmaya başladı. Ne kadar çok beğeni, o kadar ünlü gibi bir kıstas belirlemişler kendilerine.
Son Fenomen Bükücü kitabı 128 sayfadan ibaret.
Kahramanımız Balkabağının Rüyası ile
İnsanların her şeyi yok ettiği, bir tek aşkın baki kaldığı bir gerçeklikte bir incir ağacının şahitliğinde yaşanan savaş, aşk, ölüm, kültür ve dostluk hikayesi...
Kurgu 1974 yazı, 2000'lerin başı ve 2010'ların sonu paralelinde ilerliyor. Anlatıcı bazen incir ağacı bazen de üçüncü şahıs oluyor. Kıbrıs'ta içinde bir incir ağacının büyüdüğü tavernada Kıbrıslı Rum Kostas'la Kıbrıslı Türk Defne'nin gizli ve yasak aşkıyla başlıyor hikaye. Sonra Londra'ya uzanan bir acı, ayrılık, savaş ve umutla katmanlanıyor hikayemiz.
Sadece insana değil; ağaçlara, bitkilere, kuşlara, böceklere, farelere hatta sivrisineklere dair o kadar ilginç ve muhteşem bilgi yer alıyor ki kitapta. İklim krizine, insanın doğaya yaşattığı bu büyük katliama da farkındalık yaratıyor yazar.
Öte yandan gelenekler, görenekler, mutfak kültürü hatta batıl inançlara kadar o kadar saygı duymuş ki yazar, hiçbir tarafı kırıp dökmeden nazikçe dokunmuş herbirinin yüzyıllarca aktarılmış bu hazinelerine.
Kitabın sonunda , ne vardı sadece sevmeyi becererek yaşayayabilseydi şu insanoğlu, dedim kendime.
Yazarımızın kalemine sağlık.