Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yahudinin, milletleri Almanya’ya karşı kışkırtarak saltanat sürme çabası
Yahudi'nin, yalnız milletlerin Almanya'ya karşı meydana vurdukları düşmanlığı devam ettirme hususunda bütün saklı entrikalarını harekete geçirmekle yetinmediği ve bu husumeti imkân nispetinde şiddetlendirmeye çalıştığı şüphesiz, bu faaliyetin zehirlediği milletlerin gerçek faydalarıyla çok az bir surette birleştiği de aynı derecede muhakkaktır. Genellikle Yahudi propagandasının yönetildiği milletlerde yalnız kendi adamları, kendilerinin en fazla başarı beklediği şahıslar eliyle tahrik edilen milletin zihni üzerinde etkin olmak için kılavuzlar kullanır. Kanı olağanüstü karışık olan bizim milletimiz yanında, Yahudilik kudretinin beklediği çatışmayı idare için, az çok "kozmopolit" fikirler kullanır. Bunlar barışçı ideoloji tarafından ilham edilmiştir ve onun kafasında doğmuştur. Özetle Yahudi enternasyonal eğilimlere taraftarlık gösterir. Fransa'da var olduğunu gördüğü ve kudretini oldukça takdir ettiği şovenizmden istifade eder. İngiltere’de iktisadi menfaatler dünya politikası düşüncelerini harekete geçirir, özetle, her zaman, parçalanmış bir milletin zihni becerisi esaslı ayırıcı özelliklerinden faydalanır. Ancak bu çeşitli imkânlarla siyaset üzerinde kesin bir otorite kurar. Böylece parlak delillerin kendi propagandasına yüklediği engellerden kurtulur. Gizli maksatların ne istediğini neden dolayı savaştığını kısmen ifşa eder. Tahrip işlemine daha büyük bir hızla devam eder. Onu takiben, nihayet, bütün devletleri bir harabeye çevirir. Ebedi Yahudi imparatorluğunun bu harabeler üzerinde yükseldiği ve hükümran otoritesini yürüttüğü görülecektir.
Sayfa 486Kitabı okudu
Aşağıda insaniann yaygın olarak rüyalarda gördüğü on tema, Freudyen kuram bağlamında muhtemel anlamlarıyla sıralanmıştır: 1. Hazır olmadığınız bir sınava girmek: Bu tür bir rüya sadece akademik bir testle ilgili olmayıp, genellikle rü­ yayı görene özeldir. Örneğin bir oyuncu, sözlerini ha­tırlayamadığını ya da senaryodaki yazılan okuyamadığını
Reklam
Genellikle, geçmişten gelen bir aşi­nalık sonucu, bizi engelleyen ya da gelişimimizi yavaşlatan insanlarla birlikteyizdir. Belki böylesi bir ener­jiye ebeveynimizden, kardeşlerimizden, akraba veya tanıdıklarımızdan alışığızdır. Hatta bazen bizi olumsuz etkilemesine rağmen bu enerjinin etkisinde kendimizi "yuvada" his­sederiz. Oysa ki, bu tanıdık, olumsuz rezonans alanında kal­dığımız müddetçe olumlu şeyleri hayatımıza çekmemizi sağlayacak yeni bir rezonans alanı oluşturmamız oldukça zor olacaktır.
Sokratik sorular, genellikle temel sorunları gündeme getirir, onların altında yatanları sorgular ve tartışmaya açık düşünce alanlarının peşinden gider.
Sayfa 53 - Psikonet YayıncılıkKitabı okudu
Yazgı, ilerlemek ya da ilerlememektir. Çünkü genellikle varoluşların çoğu kısırdır.
Genellikle, kavrayış ne denli fazlaysa, yanılma da o ölçüde fazladır: Zekâ ne denli fazlaysa, akıl o ölçüde azdır.
Reklam
“Başkanlar ve generaller, bir konuda önemli kararlar alacak önemli kişiler genellikle, en vasıfsız insanlardır.”
"İnsan yaşamının mutlak en önemli olgusu sevilen bir insanı özlemek, istemek. Onun yanındayken de özlemek, istemek. Oysa yaşam genellikle insanın bir başına kalması. Uykuda. Uykuyu ararken. Derin uykuların ötesinde bile zaman zaman düşünde sezinlenmiyor mu insan birbaşınalığın çaresizliğini."
Umut doğar genellikle, her şey umutsuzlaştığında.
Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bizimle dalga geçer gibi masadan düşüp duran bir kalem ya da inatla açılmayı reddeden bir çekmece öfkelenmemize yol açar. Bu öfke genellikle bu nesnelerin aslında bizi aşağıladıkları inancından beslenir. Örneğin kalemin bizi canımızdan bezdirmek için yere düşüp durduğuna, bunu yaparak da bir anlamda, başkaları tarafından onaylanan zekamızı ya da bulunduğumuz mevkii hiçe saydığını göstermek istediğini düşünürüz. "
Sayfa 192 - Seneca
İşte yanlış ışık, çağımızın yeni kilo alma sebebidir. Ben burada gece boyunca yapay ışığa maruz kalmaya kısaca LAN diyeceğim (Artificial Light at Night). Endokrin bozucular (endocrine disruptors) dediğimizde akla ilk olarak genellikle kimyasallar gelir. Ancak ben yeni bir endokrin bozucu maddenin LAN olduğunu söylemeliyim. Evet, LAN bir endokrin bozucudur. Peki, LAN nasıl olup da endokrin sistemini ya da metabolizmamızı bozar sorusunu yanıtlamadan önce size yaklaşık 44.000 kişi üzerinde yapılmış bir çalışmadan bahsetmek istiyorum.
Ama aşkta eşitlik olmaz ki zaten. Bazen kefelerden biri, bazen de öbürü ağır basar. Aslına bakarsanız genellikle hep aynı kefe ağır basar ya.
Kendilerine güvenmeyen kimselerin başkalarına da güvenmedikleri çok iyi bilinmektedir. Böyle bir tanının kaçınılmaz sonucu, haset ve cimrilik gibi karakter özelliklerin ortaya çıkmasıdır. Bu gibi şüpheci kimselerin içerisinde bulundukları yalnızlık, genellikle başkalarına zevk vermek ve başkalarının mutluluğunu paylaşmak istemedikleri anlamına gelmekte; böyle bir tavrı dile getirmektedir. Tanımadıkları kimselerin mutluluğu bile onlara neredeyse acı vermektedir. Bu gruptan olan bazı kimseler, kendilerinin bütün insanlardan üstün olduğu duygusunu sürdürebilmek için, kolay kolay yok edilemeyen etkili bir mekanizmaya başvururlar. Her ne pahasına olursa olsun üstün olmak istedikleri için öyle karmaşık bir davranış kalıbı geliştirirler ki, ilk bakışta onların insanlığa adamakıllı düşman oldukları hiçbir zaman akla gelmez.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.