Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tarım politikalarının temelinde siyaset değil liyakat, kırsal kalkınmanın inşasında ise insan ve çevre faktörleri baz alınmak zorunda. Tavandan tabana değil, merkezinde çiftçinin olduğu taban­dan tavana doğru şekillenen bir tarım politikası anlayışı kırsalın gerçekleriyle örtüştüğü sürece tarım bir 'araç' olmaktan çıkar ve 'amaca' dönüşür. İrfan Donat - Tarım Politikalarını Yıkmak ...
Sayfa 141
"{T]oplumsal gerçeklerde evren­sellik yoktur. Yani ltalya'nın toplumsal gerçeği ile, Amerika'nın toplumsal gerçeği, Çin'in toplumsal gerçeğiyle Türkiye'nin top­lumsal gerçeği birbirinden farklı gerçeklerdir. (. . .) Ben ulusalcı­yım. Ben kendi toplumumun, milletimin gerçekleriyle ilgileniyo­rum öncelikle. "
Reklam
384 syf.
9/10 puan verdi
Okurken Oktay Sinanoğlu gibi bir insana ülkemizde sahip olduğumuz için çok gurur duydum. Hayata olan bakış açısı, zekası, bilgileri beni kendine hayran bıraktı. Üniversitede %100 İngilizce bölüm okumuş biri olarak yabancı dilde eğitim hakkındaki görüşlerine tamamen katılıyorum. Kendi ana dilinden olmayan akademik bilgileri öğrenirken bir çok şeyin havada kaldığı, aynı zamanda terimlerin bile Türkçesini tam olarak öğrenemediğin bir eğitimden sonra kendi dilinde iş yaparken ne kadar verim sağlayabilirsin ki? Benim de İngilizce öğrenirken düşündüğüm Oktay Sinanoğlu'nun sık sık söylediği gibi kendi dilini bilmeyen bir insan ikinci biri dili öğrenirken çuvallıyor ve ortaya şimdilerde plaza dili dediğimiz Sinanoğlu'nun Angolamanca dediği durum ortaya çıkıyor ve gerçekten çok gülünç bir durum oluyor. Bunlara ek olarak Oktay Sinanoğlu'nun sürekli olarak Amerika rüyasını bize gerçekleriyle anlatması ve geleceğin Asya'da olduğunu söylemesi çok ufuk açıcı ve Türkiye'de dönen bunca şeyin arkasındaki hikayeleri sorgulamak için çok büyük bir adım. Kitaptaki bilgiler toplumun üst kademeleri tarafından dikkate alınsa ve Sinanoğlu'nun Türkiye hayali gerçek olsa...
Bye Bye Türkçe
Bye Bye TürkçeOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 20194,898 okunma
346 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Mine Söğüt ve mest olduğum anlatımıyla, 1979 Türkiye gerçekleriyle oluşturulan şahane bir eser. Kitabı varlığından bile emin olmadığımız kaostan, cinayetlerden ve kandan beslenen Şahbaz isimli bir varlıktan okuyoruz. Genel itibariyle Şahbazın, ölüme terk edilmiş bir kızı her ay, o ayın meyveleriyle besleyerek hayatta tutmasını ve kızı her
Şahbaz'ın Harikulâde Yılı 1979
Şahbaz'ın Harikulâde Yılı 1979Mine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 2018713 okunma
85 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Zezenin gençliği...
Brezilyalı Jose Mauro de Vasconcelos'un, kendi yaşam kesitlerinden yola çıkarak yazdığı Şeker Portakalı'nı Türkiye'de yediden yetmişe herkes severek okuyor. Romanın kahramanı küçük Zeze, çocukların en yakın dostu; büyüklerin de yüreklerine yerleşmiş bir sevgili çocuk. Şeker Portakalı'nın devamı ve ikinci bölümü olan Güneşi Uyandıralım'daki Zeze biraz daha büyümüş, artık okullu olmuştur. Küçüklüğündeki sevgili dostu, dert ortağı Şeker Portakalı fidanı yoktur, ama bu kez yüreğinde sevimli Kurbağa'sı vardır. Bu dizinin üçüncü bölümü olan Delifişek'te Zeze'yi daha da büyümüş bulacaksınız. Zeze artık delikanlı olma yolundadır. Yaşamın katı gerçekleriyle karşı karşıyadır. Haklarını aramakta, özgürlüğü yaratmaya çalışmaktadır.
Delifişek
DelifişekJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 202127,3bin okunma
Bır düşünelim: Türkiye'nin, bilmem kaç ölçümünde, kabartma bir haritasını yapmak istiyen bir uzmana, "Aman, bataklıkları, çölleri gösterme." Denilebilir mi? Her işin başı, bu memleketi, acı tatlı, bütün gerçekleriyle, hayale kapılmadan, olduğu gibi tanımaktır.
Sayfa 2 - Akın BasımeviKitabı okudu
Reklam
199 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Türk şairi Oktay Rifat'ın 1975 Türkiye'sinde geçen ve şairane bir üslupla kaleme aldığı bir romanı okudum. Şiirle romanı harmanlayarak yazılan eser, okuyucuya şiirsel bir deneyim sunuyor. Romanın dilinde, üslubunda ve anlatımında Oktay Rifat'ın şairlik özellikleri belirgindir. Hikaye, üç çocuk annesi evli bir kadın olan Filiz ile
Bir Kadının Penceresinden
Bir Kadının PenceresindenOktay Rifat · Yapı Kredi Yayınları · 2019716 okunma
Türkiyemizin "bahtı kara" sanılan "hasta adamın hastalıklı çocukları" olarak "yok edilmeleri" kararlaştırılan evlatları, 1919'da Mustafa Kemal'in yaktığı ışığın aydınlığında, el ele, yürek yüreğe gelerek, bir uzun soluklu uygarlık yürüyüşünü başlattılar. "Kurtuluş" ardından "Kuruluş"la simgelenen, bir ulusu yoktan, yok edilmişlikten, tutsaklıktan varoluşa, özgürlüğe, bağımsızlığa ulaştıran "Cumhuriyet projesi", çağdaş Türkiye'nin yeniden yapılanması için, o günün gerçekleriyle geçerli olan her ayrıntıyı hesaplayarak, "Aydınlanma Devrimi"nin yapı taşlarını bir araya getirmiştir.
"Ütopik Ümmetçilik" (mi?)
İhvân çizgisinin Mısır, Suriye, Irak ve diğer ülkelerde seküler Arap milliyetçisi askerî rejimler tarafından ezilmesi, İhvân'dan ilham alan diğer siyâsî hareketlerin (Tunus'ta Nahda, Türkiye'de Millî Görüş, Pakistan'da Cemaat-i İslâmî vb.) de aşağı yukarı benzer tecrübeleri yaşaması, "Çözüm İslâm'da" sloganıyla, ana vurgusunun sadece İslâm olduğu bir siyâsî üslûbu yaygınlaştırmıştır. Gayet haklı gerekçelerle "ütopik ümmetçilik" olarak isimlendirebileceğimiz bu bakış açısına göre, Müslümanlar arasında kesintisiz, sınırsız ve sadece "İslâm kardeşliği" ortak paydasına dayalı bir birlik olmalıdır. Ülkeler arasındaki sınırlar kalkmalı, bir uçtan bir uca "pasaportsuz-vizesiz" gidilebilecek bir "ümmet coğrafyası" hayalinin gerçekleşmesi için çalışılmalıdır. İnsan fıtratından kaynaklanan farklılıkları ve ayrışma noktalarını yok sayan, ırkları ve insanın kendi ırkıyla kurduğu duygusal bağları es geçen, tamamen hayalî bir birlik ve beraberlik öneren bu "ütopik ümmetçilik", elbette hayatın gerçekleriyle ve Ortadoğu'nun bünyesiyle tamamen uyumsuz bir proje teklif ediyordu. Temelden ve hakikatten yoksun böylesi bir projenin, yolun sonunda iflas etmesi ve kitlelerin umudu olmaktan çıkması da kaçınılmazdı.
Sayfa 122 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tam yirmi beş yıldır başta İstanbul'da olmak üzere Türkiye'de ve dünyanın başlıca metropollerindeki evlerde, camilerde, kültür merkezlerinde İslam dinini daha iyi öğrenebilmek için toplanan hanımlara dinlerini anlatan bir vaize. Dinimizi asıl kaynaklarından doğru bir yöntemle anlama, toplumsal ilişkiler ve sorumluluklar, günlük hayatın
Bir Vaizenin Günlüğü
Bir Vaizenin GünlüğüFatma Bayram · Kaknüs Yayınları · 2022153 okunma
Reklam
460 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Orhan Pamuk'u çok sevdiğim söyleyemem. Tamamen yazarlığı ve yazınıyla alakalı birkaç sebepten dolayı da genellikle önyargılı bir şekilde okumaya başlıyorum O'nu. Kar'da ise bu duyguyu pek yaşamadım. Her bir sayfası Türkiye'nin gerçekleriyle doluydu. Okurken kendimi tamamen ait bulduğum bir dünyaydı yani. Sakil veya uygunsuz olduğunu asla düşünmediğim şekilde Biz'den bir kitap bu. Okurken her sayfayı heyecanla, ne olacağını bekleyerek çevirdim. Bazı pasajları birkaç sefer okudum. Sebebi ise ağır olması değil çok hoşuma gitmesiydi. Kitabın içeriğine çok girip okuma keyfinizi bozmak istemem. Bu kitabı tekrar okumak istiyorum en azından birkaç sene geçip detayları unutmaya başladığımda. Tadı damağımda kaldı.
Kar
KarOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202114,4bin okunma
Parlamenter sistemin yozlaşmış kadrolarından başarılı bir başkanlık veya yarı başkanlık sistemi çıkacağını sanarak, kendimizi aldatmayalım. Hangi model olursa olsun, insan faktörü bozuk olan bir modelden başarı bekleyemeyiz. Model arayışını Türkiye'nin kendi gerçekleriyle, bilgi çağına açılan günümüz dünyasının gerçeklerine dayalı olarak yapmalıyız
456 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Milli Mücadele sürecini
Yılmaz Özdil
Yılmaz Özdil
’in kalemi ile bilinen, bilinmeyen ve unutulan tüm gerçekleriyle baştan okumak… Mustafa Kemal önderliğinde başlayan Milli Mücadele’nin önemine yaraşır, diğer tarih kitaplarına göre herkes tarafından anlaşılır bir dille yazılan
Son Cüret
Son Cüret
kütüphanemin en güzel yerinde yer alacak. Milli Mücadele sürecinde adını bildiğimiz kahramanların yanı sıra adlarını bilmediğimiz kahramanlara, kadın mücadelesinin gücüne, düşmanın insanlığa sığmaz işkencelerine, varlığı bilinen dışarıdaki düşmanların yanı sıra içeride mücadeleye hainlik yapanlara da yer verilmiştir. Tam da denildiği gibi “Canlarını verdiler ama vatanı vermediler.” Sadece bununla da kalmayıp Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak, gelişmesi, güçlenmesi ve saygınlığını kazanması için mücadeleye devam ettiler. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımıza saygıyla…
Son Cüret
Son CüretYılmaz Özdil · Sia Kitap · 20202,947 okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
rengarenksin tek bir rengin içinde, hem de tüm parlaklığınla
Hayatı yaşamayı gerçekten biliyor muyuz? Elimizdeki imkânlarla mutlu olmayı ne kadar başarabiliyoruz? Yaşadığımız yerin güzelliklerinin ne kadar farkındayız? Yaşamak derken gerçekten yaşıyor muyuz ?.. Zaman zaman
Hayatın Kıyısında
Hayatın Kıyısında
olduğumuz zamanlar olur; kimseyi görmek istemeyiz ölmeyi isteriz yok olup gidince zaten kimsenin umrunda olmayacağımızı,
Hayatın Kıyısında
Hayatın KıyısındaJennifer Niven · Pegasus Yayınları · 20162,676 okunma
105 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.