Zahiri..
Görünen, görünürdeki..
Biz sadece görüneni görüyoruz, peki ya göremediklerimiz?
Sadece gözümüzün önünde olanları değil, asıl amacı görebiliyor muyuz?
Hayata iyi taraflarından bakmayı, güçlü olmayı, gerçekten sevmeyi..
Julia küçücük bir kızdı. Bir kabilenin reenkarnasyon inançlarından dolayı hayatını çok acı bir şekilde, yaşayamadan kaybetti. Dayısı (Brain) olacakları kara kaplı bir defter sayesinde öngördü ama engel olamadı.
Bunu yapamadı ama bir madde çetesini çökertmeyi, insanları kurtarmayı başardı.
Kitabımız aslında iki bölümden oluşuyor gibi, ilk başta Julia baş karakterimiz gibi gözüksede, Brain bizim hayata bakış açımız ve diğer yarısında yaşadıkları, bize gösterdikleri kitabı son yarısında çok akıcı hale getirdi.
Kadına verilen değerler kısmını çok sevdim. Yazarımız o kadar güzel işlemiş ki, gurur duydum resmen. Göremediklerimizi gösterme biçimini sevdim. Tabi eleştirdiğim bir kaç nokta var. Asil ve deha kelimeleri o kadar fazlaydı ki. Biliyorum tamam Brain zekisin bu kadar da egoya lüzum yok dedirtti bana.