"Bir toplum için en büyük facia, okuma yazma bilmeyenlerin yüzde çoğunluğu değil, okuma yazma bilenlerin okuldan çıktıktan sonra artık kitap okumamalarından meydana gelen gizli kara cahilliktir."(
Honore de Balzac: Ülkemizde Balzac'ın diğer büyük eserlerinin gölsesinde kalmış bir şaheser bence bu roman. İhtilal sonrası Fransız kırsalı; köylüsüyle, kahyasıyla, burjuvasıyla, sanatçısıyla ameliyat masasına yatırılmış. Farklı yer, farklı zaman, değişmeyen gerçekler... Hem yazılanların hem de yazım tarzının öne çıktığı metin okura dört dörtlük bir şölen yaşatacak kapasitede. Balzac'ın betimlemelerine siz de hayransınız, akışa bırakın kendinizi...
2.
Elsa Morante: İtalyan insanına ve günlük yaşantılara dair duygulu öyküler. Morante'nin şiirsel bir kalemi var ama anlatımı kısa ve öz. Dört beş öykü gerçekten içime işledi. Diğerleri bence vasat öyküler.
3.
Seyyidhan Kömürcü: İkinci kitabını okuduğum
Seyyidhan Kömürcü en sevdiğim şairlerden. Kitapta yer alan sekiz uzun şiirinin sekizi de çok iyi. Hepsini tekrar tekrar okuma ve bu coşkumu paylaşmak istedim. Biyografi-otobiyografi havasında yazılmış bu şiirlerde dil işçiliği, özgün bir tarz, sanatlar arası bağdaşım, imgelem, duygu, şairanelik kısacası iyi bir şiirde ne olması gerekiyorsa var.
4.
Daniel Goleman: Ülkemizde oldukça ihmal edilen duygusal zeka gelişiminin hayati önemine dair bir akademik çalışma. Gerek beyinde oluşan bozukluklar gerek çevresel faktörler sebebiyle ortaya çıkan duygusal yetenekleri zayıf bireyler incelenmiş. Bu durumdan doğan olumsuzluklar irdelenmiş. Ayrıca çalışmalar ve örnek vakalarla duygusal zekanın akademik zekadan önemli olduğu üstünde durulmuş.
5.
Curzio Malaparte: Kitabın anlatım dili yorucu hatta yer yer sıkıcı. Fakat İkinci Dünya Savaşı'na gepgeniş bakışını, farklı halkların toplumsal travmalarını anlatışını, roman-anlatı-anı karışımı kurgusunu çok sevdim.
6.
Attila İlhan: 40'lı ve 50'li yıllarda genç Attila İlhan'ın gezi notlarından oluşuyor. İlk kısımda Anadolu ile ilgili izlenimler daha sonra da İtalya üzerinden Marsilya ve Paris yolculuğu anlatılıyor. Deneme havasında yazılmış metinler İlhan'ın ileride nasıl güçlü bir şair olacağına işaret ediyor.
7.
Attila İlhan: Attila İlhan'ın ilk şiir kitabı. Açık şekilde Nazım Hikmet etkisi görülüyor. Bazen fazla lirizme kayılıyor. Ama yine de özgün dizeler ve kendine has bir şair kumaşı şiirleri sevdiriyor.
8.
Marguerite Yourcenar: Roma'nın en ünlü ve güçlü hükümdarlarından Hadrianus'un kendi ağzından hayatını anlatması gibi kurgulanmış bir metin. Hadrianus hem geçmişini anlatıyor hem de öğütler veriyor. Kitap tarihi kurgu sevenler için farklı bir tat sunuyor ama tek düze bir anlatıma sahip olduğu için yer yer donuklaşıyor.
9.
Antoni Casas Ros: Yazardan okuduğum ilk eser. Üslubunu çok beğendim. Barselona şehrini iliklerime kadar hissettiğim bu değişik romanda kurgusal oyunlar çok hoşuma gitti. Edebiyatın kendisi de burada edebi malzeme olarak işlenmiş. Dört karakter ve dört koldan ilerleyen bir hikaye. Yoğun cinsellik barındırıyor. Gerek bundan gerek karmaşık kurgusundan herkese hitap etmeyebilir.
10.
Attila İlhan:Daha önceki okumamda malesef çoğu şiirin dünyasına girememişim. Şimdi İlhan'ın yaşam öyküsüyle beraber, kitap bambaşka bir anlam kazandı. Bu kitap doğrudan şairin hayat sergüzeştiyle ilgili, bu noktaya dikkat edilmezse eksik bir okuma olacağını düşünüyorum. Tabii geçen zamanda benim de görüşüm olgunlaştı, şiirlerdeki kimi yerleri gezip gördüm. Şimdi bir kitabı ikinci kere okuyup daha çok sevmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Özellikle "Kaptan" şiirinin müptelâsı oldum. Daha önce verdiğim 8 puanı da 9 olarak güncelledim:)
11.
Orhan Kemal: Eserin isminin götürdüğü çağrışımlar ne kadar yerinde! Orhan Kemal başka eserlerinde görüldüğü gibi yine "halk"a eğilmiş. Bir evin içine yakından bakmış. Bir emeklinin , bir işçinin, bir ev hanımının iç sesi olmuş. Onların mücadelerini, özlemlerini, korkularını canlandırmış.
12.
Attila İlhan: Hem toplumcu hem bireyci şiirlerden oluşan bir kitap. Ama aşk teması öne çıkıyor. Kitap Sisler Bulvarı ile bir bütünmüş aslında, yayımlanırken bölünmüş. Aynı sıkışmışlık, aynı melankolik ruh hali bu şiirlerde de var. Hepsi Attila İlhan'ın özgün kalemini yansıtıyor. Şair sanki attığı her adımı şiir için atmış:)
13.
Tahar Ben Jelloun: İki kitap art arda okunduğunda bütünlük sağlıyor. İki öykünün birbirine girmiş parçaları gibi tasarlanmış. Kuzey Afrika'nın bir gerçeği olan "kadınlığın" hikayesi...Ve bu hikayenin fantastik, büyüsel, şiirsel bir dışavurumu. O kadar acıya herhalde böyle puslu bir kurguyla dayanılabileceğini düşünmüş yazar.
15.
Selim İleri: Attila İlhan kendine has bir yaklaşım geliştiren ve bu yaklaşıma göre eser veren bir sanatçı. Onun hayatını ve sanat anlaşını bilmek eserlerini daha iyi özümsemeye yardımcı olur. Bu yönden meraklıları için harika bir söyleşi olmuş.
16.
Henrik Ibsen: Yazarın diğer büyük oyunu Nora'dan sonra okunduğunda eleştirel gerçekliğin daha iyi anlaşılabileceği bir oyun. Kimdir Hortlaklar? İnsanın hayatına pranga takan iki yüzlü düzen, aksak ahlak anlayışı, gerici insanlar...Ve bunların sürekli tekrar eden döngüsü.
18.
Attila İlhan: Bela Çiçeği, Ferda, Emirgan'da Çay Saati gibi ilk defa duyduğum ve sevdiğim şiirler oldu. Çok farklı konularda ve değişik duygulara sürükleyen şiirler var. Ben bir şiir kitabında belli odak noktaları olmasını seviyorum. O yüzden dikkatim dağıldı.
19.
Erich Fromm: İsminde "sevgi" olsa da daha çok insandaki kötülük eğilimine odaklanmış bir çalışma. Özellikle narsizm ile ilgili kısımlar epey ilgi çekiciydi.
20.
Adnan Binyazar: Edebi dili çok yüksek bir roman. Duyguları okura geçirmekte çok başarılı. Ama tekrar tekrar aynı noktalara geri gelmesi beni sıktı.
21.
Stephen W. Hawking: Bu kadar önemli bir kitabı böyle açık bir dil ile okuyabildiğim için çok mutluyum. Zamanda yolculuk, uzay, dünyanın geleceği, Tanrı gibi gelmiş geçmiş en zor sorulara tartışmacı bir üslupla yanıt aramış Hawking. Cevapları ise son derece tatmin edici.
1."On dokuz yıl boyunca, her gün 12-16 saat yazı masasının başından kalkmayan Balzac, ölümüne kadar ürettiği doksan kadar yapıtını "insanlık Komedisi" genel başlığı altında topladı."
#204972158
10. Attila İlhan'ın "dünya halini yaşadığı" muhteşem şiirler:
"İlk gençlik yıllarımın bir başka heyecanı:
yolculuk! o zaman dilimizden düşürmediğimiz bir deyimle 'dünya halinde yaşamak'.#207013989
19."İnsanlar arasında ruhsal ve ahlaksal açıdan ölümü sevenlerle yaşamı sevenler (necrophilous'la biophilous) arasındaki ayrımdan daha büyük bir ayrım düşünülemez."#207613904