Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Mayıs Ayı Hikaye Yazma Etkinliği - Hikayeler (33. Hikaye Eklendi)
#29285900 ile başlatılan hikaye yazma etkinliğinde şu ana kadar yazılan hikayelerdir. (Konu: KAYBETMEK , Anahtar Kelimeler: PİYANO, RIHTIM, ÇAY) 1-
Duru Çamcı
Duru Çamcı
- #29326974 - Kötü Kaybettik 2-
Hatice
Hatice
- #29336624 - Yeşil Flüt 3- https://1000kitap.com/hayatsinemamdanbirbobin - #29354519 - Tedbil-i Zaman 4- https://1000kitap.com/0161umay - #29367328 - Özür Dilerim Efendim 5-
Semih Doğan
Semih Doğan
- #29367966 - Ders Verme Sırası 6-
Li-3
Li-3
- #29377160 - Yıllanmış Kekremsi Sevda 7-
Mithril / Nobody
Mithril / Nobody
- #29379649 - Kayıp Rüyalar 8-
Ferah
Ferah
- #29380632 - Ocak Söner 9-
Weltschmerz
Weltschmerz
- #29380892 - Yaşamak İstiyorum 10-
İclâl
İclâl
- #29382781 - Gördünüz mü? 11-
Esther. Sema
Esther. Sema
- #29384336 - Mor Kan 12-
Melike
Melike
- #29386254 - Hissizlik Camekanı 13-
Erhan
Erhan
- #29387040 - Çay ve Rıhtım ve Piyano ile Kaybetmek 14-
Fox Mulder
Fox Mulder
- #29387376 - Bir Yabancının Hikayesi 15-
Fox Mulder
Fox Mulder
(2) -#29392131 - Hayal veya Gerçek 16-
Osman Y.
Osman Y.
- #29393680 - Kaybetmek. Rıhtım,Piyano ve Çay 17- https://1000kitap.com/Phoneix- #29397996 - Sessiz Direniş 18-
Meltek
Meltek
- #29398094 - Mavi Bir Işık 19-
Rahime
Rahime
- #29423487 - Olağan Kaybedişler 20-
Komplike
Komplike
- #29428466 - Bir Şehri Kaybetmek 21-
Selim
Selim
- #29441347 - Öğle Arası 22-
Merve
Merve
- #29444835 - Cinayet 23-
Sinem Demir
Sinem Demir
- #29450282 - Çatı Katı 24- https://1000kitap.com/Haluk55 - #29458578 - Dejavu 25- https://1000kitap.com/incierdem - #29476323 - Kalp Sızısı 26- https://1000kitap.com/HakanS - #29482824 - Küçük Bir Felaket 27-
özlem
özlem
- #29488871 - Bulut 28-
Berkay Özcan
Berkay Özcan
- #29501627 - Gökyüzü 29-
Fatih
Fatih
- #29546409 - Yokuştaki Ev 30-
L Büşra A.
L Büşra A.
- #29613091 - Duygularımın Yabancısı Değil de Yerlisiydim 31-
NigRa
NigRa
- #29698676 - Zaman Kapsülü 32-
Umut S. Balcı
Umut S. Balcı
- #29764363 - Çardaktaki Kadın 33- https://1000kitap.com/kelebeklerdeaglarr - #29829345 - Kırık Hava
··
80 görüntüleme
Metin T. okurunun profil resmi
Eskiden karşılaşırdım çok. Sosyal medyada olduğum zamanlar. Düşünsenize, biri bir argüman sunmuş, başka biri karşı bir argümanı yazmış altına. İçinde bir yığın soru. Hem de çok mantıklı. Hadi bakalım, ne diyecek şimdi, diye bekliyor dostları. Cevap gelirdi er ya da geç. Derdi ki mesela, de'ler da'lar ayrı yazılır. Hay Allah, bunca yazılan şeyden bu mu kaldı elinde diye düşünürdüm, senin amacın cevap yazmak değil, can yakmak. Böyle bir işgüzarlık yapmak niyetinde hiç değilim. Ama, tek tek öyküleri eleştirecek de değilim. Bu arada kimi öykü kimi hikaye demiş. Bu konuda inanılmaz bir çekişme yaşanır ülkemizde. Bana göre bir roman bir de öykü vardır kurmacada. Fakaaat, romanın da öykünün de bir hikayesi olur. (Çekişmeyi böyle aştım ben kafamda ))) Hepsini okudum tek tek. Kimin yazdığını bilmeden hem de. Beğendiklerim oldu, beğenmediklerim de. Ama o kadar enteresandır ki kurmaca mevzusu, en beğenmediğine yapılacak üç-beş cümlelik bir ilave, öyküyü en beğendiğin öykü konumuna sokabilir. Değil mi? Bence öyle. Ama bu da oldukça öznel kalmaz mı? Çok sübjektif olur evet. Dolayısıyla yapacağım her eleştiri ya da övgünün kıymeti harbiyesi cürmüm kadar olur. Ve dostları eleştirmek zor zanaattır. Ben yine de dürüst olup benim için en öne çıkanları yazmak istiyorum. Öncelikle, gelişigüzel sıralamamla en güzel başlangıç cümleleri, “Farkıma varmaksızın çıkıp giderken her zamanki gibi benim onu gözlediğimi bilmiyordu.” “Çocukken daha henüz minicikken, bedeninde ilk kanayan yeri düşmesiyle dizleri olmuştu.” “Düşmesi” kelimesine hiç gerek yoktu. Okura güvenmelisiniz. “Bunaltıcı bir sabaha açmıştım yine gözlerimi.” “Hayatımın en mutsuz anıymış, bilmiyordum” Çok davetkar bir giriş. “Her gün aynı şeyleri yapar, tek bir gün bile oraya, o rıhtıma gitmekten usanmazdı.” “Güneş, ince, zarif vücudunda askılarının içinden geçiyor, derisine nüfuz ediyordu kuşluk vaktinde.” Biraz sorunlu ama güzel bir cümle. “Kaçınızın çocukluğuna dair önemli anılarının bir parçası olan özel ufak tefek eşyaları vardır?” Akıllıca bir soru, her zaman dikkat çekicidir. “Emre, kan ter içinde uyandı yine uykusundan.” Neden acaba? İsimler, şimdi bazılarınız diyecek ki, ya biz isim bakmadık ki! Baksaydınız aga, üzgünüm valla. Kötü Kaybettik, çok davetkar. Ocak Söner, değil mi? Kayıp Rüyalar, gizemli. Yıllanmış Kekremsi Sevda, acayip. Hissizlik Camekanı, merak uyandırıcı. Sessiz Direniş, ajitatif. Cümleler de cümleler. “Kayıplarımın, kabuslarımın, gözyaşlarımın adıydı yağmur.” “duyduğum her şeyi çıkarabiliyordum.” Hadi canım sen de. “Evden çıkmadan evvel, gönlünde başlattığı manevi sinemasını kapattı” yani. “Kim bilir daha neler neler söylemedi ve ben duymadım yıllarca” Bence de. “Neden mi yazıyorum bunları?” Neden? “Piyanonun tuşları içime işliyordu sanki ve ben içimden geldiği gibi dans ettim.” Dans edilesi. “Onca yıllık ömrümde bir kez bile kendi ayakkabıma bakmamıştım ben o zamana kadar.” Nedenini merak ettim. “Zaman bu dünyada en hızlı tükettiğimiz gıdadır. Yer yer ama hep aç kalırız.” Hakkaten öyle. “Kapattım altını hemen, bilgisayarın yanına baktım, bitirdiğim Jack orada duruyordu piyanonun üstünde.” O Jack’ı ben de tanıyorum. “Adamdan önce ucuz viski kokan nefesi doldu evin içine.” Değil mi ya? Şık bitişler olur. Okurun kafaya iner. “Piyano benim sahip olduğum tek eşya, ha bir de semaverim var öyle ya, ihtiyarlık işte…” Gülümsedim. “Gerçek oralarda bir yerdeydi ve ben yine gerçeğe ulaşamadan kaybetmiştim.” Bunu gerektiriyordu kahramanın kafası. “Bir daha da o yabancıyı gören duyan olmadı.” Tam, öykü bitti, dedirten türden. “Siz dersinizi verdiniz, şimdi ise ders verme sırası bende.” Devamı olacak aga. “O gün kazanır mıydı kendi de içindeki sevgi gibi, o gün en zengin insan olur muydu dünyadaki? Olurdu.” Kendi bağlamış hükmünü. “Gökyüzü berraklaştı, kırlangıç uçtu, deniz kokusu rüzgarın esişiyle banktaki kızın yüzünü ve gönlünü yaladı. O sırada anladı ki bu bir kaybediş değil bir tebdil-i zamandı.” Şıktı çok. “babamdan bir nefesle saklı o kırmızı kadife kutusunun içinde..” Boğaza yumruk oturtan. “Yaşam hangi zamanda kaybetti beni ?” Kaybedenler Ve en beğendiğim öyküleri birazdan yazacağım nedenleriyle. O kadar merak içindeyim ki, kim ne yazmış diye? Başlıklara bakmayacağım diye şaşı oldum ayol. :)))
Erhan okurunun profil resmi
Utandım şimdi ses yok dediğime , eline sağlık hocam. 2 hikaye (pardon öykü) daha eklendi ama sonra- onlara da bakarsan mutlu olur heralde yazarları :)
2 sonraki yanıtı göster
Metin T. okurunun profil resmi
Sıralama yok ha, bilesiniz. Kaybetmek. Rıhtım,Piyano ve Çay, çok samimiydi anlatım. Diyaloglar hayat vermişti öyküye. “sonra amca?” sorusu çok düzdü. Oysa daha zenginleştirilebilirdi. Hayal ve Gerçek, kafa karıştırıcıydı. Merak uyandırıcı ve sorgulatıcı. Çünkü bir polisiye kotarmış kılavuz sözcüklerden. Özgün. Çay ve Rıhtım ve Piyano ile Kaybetmek, postmodern buldum. Terse yatırdı. Zengindi çok. Hissizlik Camekanı, Geceyi bölen bir ışık, ışıkla gelip gözüme saplanan çok derin bir sancı. Banyo, su sesi, suya karışan hıçkırıklar…Bağıra bağıra ağladığını duyuyordum. Demek ki insan babasını kaybedince böyle oluyordu. Acısını suya anlatmak bana anlatmaktan daha iyi gelecekti demek ki ona. Yanı başımdaydı ama o elini uzatmasa ona dokunamazdım. Harbi güzel cümleler. Mor Kan, büyülü gerçekçilik vardı. Kayıp Rüyalar, masal anlatmış gibi. Değil ama. Asla değil. Sıkı bir yeniden yazma vardı. Postmodern. Yıllanmış Kekremsi Sevda, hüzünlü hikaye ancak böyle matrak anlatılırdı. Mizah ayrı bir yetenektir, hüzün de olsa anlatılan. Ders Verme Sırası, gerçekten bir ders vardı. Asla didaktik olmayan. YEŞİL FLÜT, klasik bir öykü, bir anı. Ama hüzünlüydü çok. Mavi bir Işık, Dünya ve Mavi, isimler çok akıllıcaydı. Metafor olarak işlevseldi çok. Sessiz Direniş, Beraber salona girdiğimizde her şey hazırdı. Haftada bir gün sanki hiç üzülmemişiz, zorluklar yaşamamışız, şiddet görmemişiz, tecavüze uğramamışız gibi bir hayal dünyası yaratıyorduk kendimize. İşte o günlerden birindeydik. ’’Hanımlar, yine döktürmüşsünüz’’ diyerek kendimi belli ettim. Umudu yeniden var ediyordu. Bir Yabancının Hikayesi, Götürdüğü mekana bakar mısınız yahu? Yaratıcı değilse nedir bu? Gördünüz mü? Felsefe vardı bu öyküde. An'ı sorguluyordu. Hepten metafor. Yaşamak İstiyorum, Biraz daha yoğunlaşsa, sıkı bir küçürek-minimal öykü çıkacaktı. Ocak Söner, Bunu daha önceden okudum. Yazanı da tanıyorum. :)))) Özür Dilerim Efendim, Bir monomani başlıyor. Yeni bir Kemal, bir Bekir mi doğacak yoksa? Tebdil-i Zaman, Gökyüzü berraklaştı, kırlangıç uçtu, deniz kokusu rüzgarın esişiyle banktaki kızın yüzünü ve gönlünü yaladı. O sırada anladı ki bu bir kaybediş değil bir tebdil-i zamandı.Harika bir bitiş. KÖTÜ KAYBETTİK, Mekan ve zaman çok net. Zordur böyle işleri kotarmak. Bir de, çok az ama, harikulade iç ses vardı. Ah bir de bilinç akışına çevirseydi ne güzel olurdu. Bakın, Annemin sesiyle irkiliyorum "kızım sen beni dinlemiyor musun ?" Afedersin anne televizyona dalmışım. Yalan !!! Zihnimde binbir türlü düşünce, gittiğim yere varamıyorum, vardığım yerden dönemiyorum. Göğüs kafesim daralmış iyice,nefes alamıyorum. Sanırım havadaki oksijen miktarı azaldı artık, hep sanayileşmeden bunlar, lanet olası sanayi devrimi. Oradaki tek cümle, Yalan!!! var ya, aha o işte. Şimdi diyeceksiniz ki, 18 öykünün 18'ini de anmışsın yahu! Doğru. Ben güzellikleri arakladım. Bizim işimiz bu aga :)))))) Bakın ne diyor Necip Gerboğa, "Senin kitap incelemelerinin şöyle bir tehlikesi var: Senin incelemeni referans alıp kitabı okuduğumuzda, kitabın kendisinin incelemeden daha zayıf kalma ihtimali mevcut:) çünkü sen bir okuduğuna bin katıp aktarıyorsun bize." Doğru. Çünkü ben çirkini görmek yerine, güzellik avlarım. Ellerinize sağlık dostlar. Harbi zevk aldım yazdıklarınızı okumaktan.
1 önceki yanıtı göster
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler değerli yorumların için Metin Hocam, hikaye yazan bizlerden daha çok uğraşmışsın gerçekten. Eminim senden faydalanacak çok arkadaş olacaktır benim gibi. Ellerine sağlık.
Metin T. okurunun profil resmi
Sana gücenmeyiz, illa da ilk 3'ü yaz derseniz, onu da yaparım. Ama katılımcı 15 kişinin beğenisi olmalı bu yorumumum altında. Ne kapris ama :)))))
Erhan okurunun profil resmi
Diğer taraftan arkadaşları yönklendirdim Metin Hocam- o 15 kişi tamamlanır birazdan :)
5 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Metin T. okurunun profil resmi
Word'e aktardım ya, hani yazarları görüp kafa bulandırmamak için, bazı öyküleri okuyorum ya şimdi. Bazı öykülerde bazı kelimeler hepten büyük harfle yazılmış. Hepsi de aynı kelimeler. Piyano, Rıhtım, Kaybetmek, Çay. Allah Allah, diyorum, bu kelimeler neden hepten büyük harflerle yazılmış ki? Haykırmak mı istemiş yazarı acaba? Niye böyle gözümüze sokmuş acaba? Sonra anladım. Bunlar anahtar kelimeler galiba dedim. Çok güldüm sonra ama. Okura güvenmelisiniz yazarlar. :))))) Ömrünüze bereket dostlar.
Metin T. okurunun profil resmi
Bu 18 öyküyü yazarlarına bakmamaya çalışarak worde kopyaladım art arda. Hatta, belki gözüm kaçmış olabilir diye bir 4 saat sonra okumaya başlayacağım. Sonra Allah ne verdiyse artık, yerden yere, duvardan duvara. Kızmak, gücenmek yok ama! :))))
Erhan okurunun profil resmi
Dört saat geçti Metin hocam- ses yok ama hala:)
1 sonraki yanıtı göster
Li-3 okurunun profil resmi
Ooo buralar hep dutluklu 30 tane hikaye olmuş şimdi.. Süper :))))
Osman Y. okurunun profil resmi
22 hikayeyi de okuyanlar parmak kaldırsın. Parmak emoji benden :)
Fox Mulder okurunun profil resmi
Erhan Bey, Osman Bey'in profilini güncelleyin isterseniz, hata veriyor. :)
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.