Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nasıl oldu bilmem, birdenbire, sanki bir uçaktan bütün bir Türk ülkesini bir anda kavramışım gibi oldum. Ne sabahleyin okuduğum pis gazete, ne hocasını öldüren kavruk delikanlı, açıkçası şu İstanbul, daha doğrusu şehir denen bina ve insan, iş, güç, politika, gazete, tiyatro, sinema, radyo, dedikodu âleminden öte bir başka Türk varlığını yaşayan varlığını ölünceye kadar benimle beraber olacak ruhumda duydum. Bu, o yüz bin satan gazetelerin, adi romanların, çirkin ve meşhur sesli radyo hanendelerinin, ümitsiz, gününü gün etmeye çalışan politikacıların gürültüsünden sezilmeyen bir musiki gibi bir şeydi. Aman yarabbi, ne güzeldi bu Türk sesi! Aman yarabbi, neler söylemiyordu! Dağ, yayla, kır, orman, aç, hasta, bakımsız, bilgisiz, cahil bir kalabalık şeklinde gösterilmek istendiği zaman, öyle olan insanların bulunduğu memleketti. Ama orada sesler vardı ki hakikat denilen şeyin belki de aslı o sözlerdi.
Christian Wolff
"Filozof, hakikati sırf hakikat aşkına sever ve onun için çalışır. Felsefe ince sözden değil, hakikatten tat alır. Filozof laf ebesi değildir."
Reklam
Ramazan’ın son gecesindeyiz.. Bir Ramazan daha geçirme şerefine nail oldu ömürlerimiz. Belki kimilerimiz için son Ramazan olacak, kim bilir.. Ramazan’a veda ederken, sağlam bir muhakeme yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Her şeyi, herkesi ve dünyayı bir kenara bırakıp, nefsimizi karşımıza almamız gerektiğini düşünüyorum. Tam anlamıyla olmasa dahi,
Kur'an bir hakikat çağrısı; bir hidayet rehberidir. Bu Kitap Allah'ın sesidir, nefesidir; Allah'ın kelamıdır; onunla ne kadar iç içe girersen Allah'ın sesini, nefesini, soluğunu o kadar içinde, iliklerinde hissedersin. O soluk insanı pişirir; o soluk insanı olgunlaştıır...
Alem-i İslam'a rahmet su gibi Aksın bayram olsun bayramlarınız. Evleriniz cennet kokusu gibi Koksun bayram olsun bayramlarınız. Serilsin gönüller döşek misali Patlasın sevgiler fişek misali Hakikat durmadan şimşek misali Çaksın bayram olsun bayramlarınız. Haksızlık almasın Hakk'ın yerini Aşsın boyunuzdan aşkın derini Kimi gözyaşını kimi terini Döksün bayram olsun bayramlarınız. Mağdurlar mazlumlar ersin felaha Vuslata varanlar varsın bir daha İrfan tohumunu gece sabaha Eksin bayram olsun bayramlarınız. (Abdürrahim Karakoç)
80 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
DEHŞET NEDİR? TANIMLANABİLİR Mİ?
Selamlarımla sevgili okurlar! Bu defa Algernon Blackwood'un "The Willows" isimli öyküsü ile karşınızdayım. "Tuna Nehri'nde yolculuk yapan iki arkadaş, kanolarıyla süratle ilerlerken kendilerini âdeta başka bir dünyanın eşiğinde, söğütlerin ıssız diyarında bulur. Bu viran bölgede uygarlığa dair tek bir işaret yoktur.
Söğütler
SöğütlerAlgernon Blackwood · İthaki Yayınları · 2022403 okunma
Reklam
Sokrates
Örf ve adetler de zor kımıldayan bir ata benzer. Onu harekete getirmek, donmaktan kurtarmak için, ferdi kıymet yaratmalarına ihtiyaç vardır. Bu kıymet yaratmaları, ona önce karşı gelir ve fakat neticede tekrar ona karışır. Bu suretle her kıymet varatışı örf ve adetlerde yeni bir genişlemeve sebep olur. Sokrates örf ve adetlere karşı kovan ve Aiskhvlos un. Prometheus'un dilinden yaptığı kehaneti, hakikat haline getiren, yani Zeus'u Olympos'tan atan Titan'lara benzer. O, akın ışığı ile Zeus'un asasını kararttı; ve yıkılmaz olanı yıktı. Müdafaa ve şahadeti ile de ahlâk normlarının ebedi asasını ahlâk kahramanının eline verdi. Bu suretle, ahlâk sahasında, aklın nazari boşluğunu aksiyonla tamamlıyarak akla olan güvenini, ahlâka olan imanıyla tamamladı
Sayfa 204 - İstanbul Matbaasi
“Kadınlar şiirli aşklar hulya ederler ve aşklarında şiir ile bahtiyar olurlar” ……………… Fakat aşk , asıl aşk, hakiki hayatta aşk, bunların hiçbiri değildir. Bunlar kadınları bir müddet belki aldatır, bir kere, iki kere nihayet üç kere bu rüyalarla eglenirler, lakin dördüncüsünde asla… bütün o şiirine asılıp kalan kadınlar, nihayet bunu bulamayarak çünkü o mümkün değil bulunamaz, bulamamak hüsranını ve hatta ihtimal bir gün bulmak ümidini saklamakla beraber aşkta asıl bulunan şeyi ararlar: hakikat… Evet, bütün maddiliğiyle, o şiirlerden,hulyalardan, çiçeklerden mücerret(soyut) hakikat!
Hakikat sandığımız şeylerin hakikatliği bizim fakir kafalarımıza göredir.
Hakikat, ilk insandan beri sancaktarlarını bulmuştur. En büyük sancaktarlar, hakikat sancaktarları peygamberlerdir. Ben buna inanıyorum. Bir diriliş eri olarak, gelecek zamanın biricik kenti diriliş kentinin, diriliş sitesinin kurulması için taş taşıyan, harç taşıyan biri olarak, onların izinden gitmekten başka bir erlik ve yapıcılık bulunmadığına inanıyorum. Evet, biz diriliş erleri, Son Peygamberin Sancağı altına sığınıyoruz. Bu sancağın yere düşmemesi görevimizdir, varoluş hikmetimizdir. Bu sancak, Allah'a inanma sancağıdır. Bu sancak, insanın putların önünde eğilmemesi, onları yerle bir etmesi, insanın insan veya eşya önünde ezgince ve alçalarak baş eğmesine sebep olan köleliği ortadan kaldırıcı, insanı gerçek özgürlüğe ve teslimiyete ulaştırıcı hakikat sancağıdır.
Sayfa 11 - 12 16. BaskıKitabı okudu
Reklam
Benim inandığım ve bağlandığım dâva, ilk insan ve ilk yol göstericinin, dünyayı dolduran inkâra karşı özgür inanç gemisinin kaptanı olan Hazreti Nuh'un Ebedî Kurtuluş Sancağını uygarlıklar başkentine diken, Ateş imtihanından geçmiş ve Kurban şifasıyla azapların zehrini eritmiş Hazreti İbrahim'in, toplumu yönetecek altın kuralları sütunlar gibi ufkumuzda yükselten ve onları kıyamete kadar tarihin levhası olarak belirleyen Hazreti Musa'nın, ölüleri dirilten, ölü gönülleri diriltici soluğun sahibi Hazreti İsa'nın ve nihayet en büyük insan, en büyük yol gösterici, bütün insanlığa ışık tutucu, fiziği ve fizikötesini aydınlatıcı son Peygamber Hazreti Muhammed'in dâvasıdır. Dâvamız ve dâva için kavgamız hakikat dâvası, hakikat savaşıdır.
Sayfa 10 - 16. BaskıKitabı okudu
"Öyle birşey sev ki, o senden ayrılmasın ebeden. Hakîkât-ı aşk o. İşte o da 'Allah' sevgisi!" Muhibbî Safer Dal Efendi
Hayatımda ilk defa, birçok ozanın söylediği, onca düşünürün nihai bilgelik olarak öne sürdüğü hakikati gördüm. Hakikat şuydu; sevgi, insanın ulaşabileceği en yüksek ve en büyük hedefti. O anda, insan şiirinin, insan düşünce ve inancının ayırt ettiği en büyük sırra haiz oldum: İnsanın kurtuluşu sevgiyle ve sevgidedir. Elinde hiç bir şeyi kalmamış bir insanın dahi, kısacık bir an için bile olsa, sevdiğine ilişkin düşüncelerden nasıl mutluluk duyabileceğini anladım. İnsanın, kendini olumlu eylemle ifade edemediği ve tek yapabileceğinin çektiği acılara doğru bir yolla (onurlu bir yol) katlanmak olabileceği mutlak ıssızlık durumundaki birinin, sevdiğine dair içinde taşıdığı imgeye sığınarak tatmin olabileceğini gördüm
Bırak hakikat incitsin seni, bir yalan avutacağına
Gönlün katlansın
“Yalan bağıra bağıra söz söyler. lâkin hakikat kulaktan kulağa fısıltı gibi söylenir.Bir bağımlılığı iyileştirmenin yolu, beden ile ruh arasında bir bağlantı bulmaktan geçer.”
1.500 öğeden 15bin ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.