Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Haklı Bir Yunus Emre Övgüsü
Lakin en basit bir dil ile bütün o tasavvuf esaslarını öyle sanatkârca bir surette ifadeye muvaffak olmuş ve eserlerini halk arasında o kadar kuvvetle yaşatmıştır ki, yalnız edebiyatımızda değil, Acem edebiyatında da bunun benzeri görülmemiştir.
İnatçılıklarının da mutlaka haklı bir sebebi vardır ama...
"Kadınlar inatçıdır, bir şeye takınca kimse onları değiştiremez."
Sayfa 150
Reklam
Yeterli hissetmek üzerine
Ona ne kadar zamandır takı tasarımcılığı yaptığını sorduğumda yanakları kızardı ve "Keşke, ben yeminli mali müşavirim gerçek bir takı tasarımcısı değilim." dedi. Şu anda senin küpelerini takıyorum abaküsünü değil, diye geçirdim içimden. Kulaklarımı işaret ettiğimde ve "Elbette siz bir takı tasarımcısısınız." dediğimde gülümsedi ve "Bu işten fazla para kazanmıyorum sadece sevdiğim için yapıyorum." karşılığını verdi. Bu bana ne kadar saçma gelse de anlıyorum. Kendime yazar demekten nefret ediyorum çünkü bana haklı gelmiyor. "Yeterince" yazar değilim. Kendinden süphenin üstesinden gelmek, tamamen yeterli olduğumuza inanmak ve dünyanın olmamız gerektiğini ve kendimizi adlandırmamız gerektiğini söylediği şeyi bırakmakla ilgilidir.
Aşk dediğimin hayatımı haklı kılmak için hayal ettiğim abartılı bir düzmece olduğunu ilk kavradığımda kendimi bomboş, altüst olmuş hissettim..
Sayfa 416 - Alfa KitapKitabı okudu
... insanoğlu yanıldığını kendine konduramıyor. Kendi düşüncesi hakkında ilk olasılığı, daima haklı olduğu yönünde. Aklını kutsal kabul etmek ve haklı hissetmek onun doğasında var.
Sayfa 243 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
"Âlemlere rahmet için gönderildi dediler, inandım. Araştırdım; insanlara işkenceyi emrettiğini, karşı çıkanları en acımasız yöntemlerle öldürttüğünü, kollarını bacaklarını parçalattığını, kendisine muhalefet edenlere militanlarını gönderip özel planlarla suikast düzenletip katlettiğini, rahmet peygamberi olarak kendisine inananlara
Reklam
Haklı bir yerde.
Tanrı hikmetinin bize uygun gördüğü bilgisizlikten kurtulmak için sarf ettiğimiz boş gayretlerin cezası her zaman böyle lükse, ahlâksızlığa ve köleliğe düşmek olmuştur. O hikmet, bütün yaptığı işlerin üzerine kalın bir örtü çekmekle bizi boş araştırmalara dalmaktan korumak istemişti. Ama biz onun hangi dersinden istifade etmesini bildik? Yahut, hangi dersini ihmal ettik de başımıza belâ gelmedi? Milletler, şunu bilmiş olun ki, tabiat, çocuğunun elinden tehlikeli bir silâhı çekip alan bir ana gibi sizi ilimden korumak istemiştir. Bize açmadığı her sır, başımıza dert getirecek bir şeydir; bilgi edinmekte zahmet çekmemiz, onun en hayırlı tedbirlerinden biridir. Böyle iken insanlar bozulmuş; ya bir de bilgili doğmak felâketine uğramış olsalardı o zaman ne ka- dar daha kötü olurlardı.
"Böyle süslü laflara değil, bir amaca ihtiyacım var. Bütün hatalarımı ve pişmanlıklarımı silecek, başıma gelen her şeyi, sanki ona varmak için yaşamışım gibi haklı gösterecek bir amaca ihtiyacım var."
Sayfa 30 - Yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
İnsan
Bir cümledir insan arşta ferş arasında ve hep haklı Vardım işte demek için ömür denen cisimde saklı.
Hayata bir çocuk gibi bakabilmek, diyorum şimdilerde. Hırslardan azade, kin tutmadan, hata yapınca pişman olarak ve bazen de utanmak, nasıl da güzeldi düşününce. Yarın için endişe duymamak, her şeyin daha güzel olabileceğine inanmak nasıl da güzeldi. Dünyaya bir defa bakarız çocuklukta, geri kalan hatıradır, der bilge. Haklı olmamasını dilerdim, dünyaya daha sonrasında da defalarca bakmak isterdim. Fakat insan yaşamanın manasını çocuklukta anlıyor. Geri kalan ne varsa hatıra.
Reklam
Binbaşı Kemal: - Kumandanım inşallah yakında Bağdat'ı alırız... dedi. Kemal'in bu sözüne karşılık Karabekir: - Kemal Bey, Türk'ün asırlarca kanını ve emeğini emen bu topraklardan kurtulmak, Türk'ün saadetine hizmet eder. Gönül buralarını bu suretle bırakmaya razı değildi. Fakat mademki oldu, artık biz Türk emeğini Türk topraklarına verelim, Arabistan'ı Arap'a bırakalım. Kumandanın bu cevabı hepimizi şaşırtmıştı. Bu top- rakların kaybından Karabekir âdeta haz duyuyordu. İçimizden çok ağır düşünceler geçirdik. Oysa zaman, Karabekir'in düşüncesini haklı çıkardı. Her yeni fikir, daima böyle beğenilmez ve muhalefetle kar- şılanır. 1917'de tepkiyle karşılanan fikirler sonradan milletin malı olmuştur.
ŞİMDİKİ ZAMANIN GÖZDEN DÜŞÜRÜLMESİ
Günlük işlerinde başarı sağlayamayanlar, imkânsız olan şeylere el atma eğilimi gösterirler. Onların eksik yanlarını gizleyen bir araçtır bu. Çünkü mümkün olanı yapma girişimimizdeki başarısızlığımızın suçu sadece bize aittir; fakat mümkün olmayanı yapma teşebbüsümüzdeki başarısızlığımızı, o işin zorluğuna bağlamakta haklı oluruz. Mümkün olanı denemeye kıyasla, imkânsız olanı denemekle gözden düşme riski daha azdır.
İnsan haklı hareketin mutlak sürekliliğini kavrayamaz. İnsan herhangi bir hareketin yasalarını ancak o hareketin rasgele seçtiği öğelerini incelediği zaman anlayabilir. Bununla birlikte, insanın yaptığı hataların büyük bir kısmı, sürekli hareketin sürekli olmayan öğelere rastgele bölünmesinin sonucudur. Antik çağlarda sofizm adı verilen ünlü
Sayfa 317Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.