512 syf.
·
Puan vermedi
Mutlaka okunması gereken bir kitap. 
Sefiller
Uzun bir kurgu, ara ara tarihsel olaylarla tümseklendirilmiş. Sıkılır gibi olacakken elinizden bırakamıyorsunuz. Tarihsel anlatım ana kurgu ile sürükleyici bir şekilde bağlanmış. En sonunda ise kurgu boyunca romana dahil olan tüm karakterlerin kaderi Jean Valjean’a bağlanır. Ailesini doyurmak için ekmek çalan ve bu yüzden mahkum olan, 19 yıl hapis yatan biri Jean Valjean. 19 yıl içerisinde kürek mahkumlarının insan dışı yaşama şartları onu da insan dışı bir kişi haline getirir. Cezasını bitirip şartlı tahliye edilince eline “tehlikeli ve güvenilmez” biri olduğuna dair damga yer. Öyle ki sığındığı kasabada ona karşı herkes kürek mahkumu olması sebebiyle pek iyi yaklaşmaz. Gittiği her yerden kovulur. Yoldan geçen birinin tavsiyesiyle papazın evine sığınmayı dener son çare olarak. Papaz ne olduğuna bakmadan buyur eder, yemek ve kalacak yatak verir. Jean Valjean'ı insan yerine koyar. O ise papazın tek mal varlığı olan gümüşlerini çalarak kaçar. Ama hemen yakalanır. Papaz bu durumu hoş görü ile karşılayarak görmezden gelir. Kendisine yapılmış bu iyilik karşısında Valjean hayatının kırılma anını yaşar. İşte buradan itibaren bir kürek mahkumunun, taşlaşmış bir kalbin yaşama tutunma mücadelesini ele alır en derin şekilde.
bu kitabın yazarı aliya izzetbegoviç onlardan biriydi. bu güzel insanların güzel yürekli mücadele örneğiydi. toplumuna yapılanlara yıllardır barış güvercini gibi çırpınmıştı. asimilasyona onurlu karşı duruşu, barışçı mücadelesiyle kendisinden sonra gelecek olan devlet adamlarına ve çağdaşlarına emsalsiz bir örnek olmuştu. halkının haklarını savunmaktan tehdit, hapis ve işkencelere rağmen yılmamıştı. (...) o zalim halka karşı sağduyulu davranmaya davet ettiğini, intikam duygusuyla değil adalet duygusuyla hareket etmelerini, eğer affedebilirlerse affetmelerini, masum olan sırp ve hırvatlar'a asla dokunulmamasını tavsiye ettiğini göreceksiniz.
Sayfa -4
«Kendini ele vermek üzere olan insanlar, kaçabilmek için çaresiz yollara başvurabilirdi; özellikle de hapis cezası gerektirebilecek boyutta bir şey yapıyorlarsa.»
Sayfa 5
Allah'tan korkmazsan, yarattığından korkarsın..
Horasan'lı âlimle İran'lı sözde âlim Erzurum'da misafir olur..
İran'lı sözde âlim Horasan'lı âlimin islâma bakışını merak eder..
Ve başlarlar uzamadan bitecek muhabbete..
Horasan'lı âlim İran'lı sözde âlime sorar;
Ee anlat bakalım, ne yaparsanız nasıl yaşarsınız?
İran'lı sözde âlim ne yapalım işte;
Fransız Hukukunda, 17 Ocak 2002 tarihli Yasa, Ceza Kanununa da bir madde ekleyerek, psikolojik tacizi cezai yaptırıma tabi kılmıştır. Fransız Ceza Kanununun m.222- 33-2 hükmüne göre, başkalarına psikolojik (moral) tacizde bulunanlar hakkında bir yıl hapis ve 15.000 Euro para cezası uygulanır
Görüşleri dolaşıma sokmak gerekir. Pazarlamadan, pazarlık yapmadan. Göze almak yani. lsmail Beşikçi uzun süre hapis yıllarından sonra çıktığında gazeteciler ona çeşitli sorular yöneltmişler. Beşikçi de bunları yanıtlarken içeri alınma nedeni olan görüşlerini yinelemiş. Avukatı konuşmasını istemediği için onu koluna girerek götürmek istemiş ama Beşikçi konuşmasına devam etmiş. İşte burada avukat haklıdır belki, ama Beşikçi yüzde yüz haklıdır.
(Reaya)
Müslümanlara özgü tutulmuş bazı kumaşlar kullanmaları halinde para yahut hapis cezası ile cezalandırılmaya devam edeceklerdi. Ermenilerin milli başlığını çıkarmaları özellikle yasaktı. (Bu istisnalar çok ilginçtir.)
Sayfa 20Kitabı okuyor
İsrail işgal tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir hüküm olarak tarihe geçti. Esir düşen bir mücahit hakkında tam tamına 67 kez müebbet ve 5200 sene hapis cezası verildi.
Yine de hapis hayatının aşağılanmalarını kolay kaldıramıyorum. Bazen, hasırımın üstünde oturmuş duvardaki üç lekeye bakarken ve bininci kez, Niye düz bir hattalar? Onları oraya kim koydu? Bir anlamları var mı, diye sorduğumda ya da odayı arşınlarken bir-iki-üç-dört- beş-altı-bir-iki-üç diye saymakta olduğumu fark ettiğimde ya da elimi bilinçsizce yüzümde gezdirdiğimde, dünyamı ne kadar küçültmelerine izin verdiğimi, bir hayvan ya da kenarlarında baba, âşık, süvari, hırsız... figürlerinin bulunduğu basit bir makine gibi, bir çocuğun topacı gibi nasıl gündelik bir şeye dönüştüğümü anladığımda... O zaman başımı döndüren bir dehşete kapılarak hücrede ellerimi kollarımı sallayarak, sakalımı çekerek, ayaklarımı yere vurarak kendime ötedeki, beni şaşırtacak, çeşitlilik içeren zengin bir dünyanın varlığını anımsatmak için koşturup duruyorum.
Sayfa 120 - 9. Baskı, Aralık 2020, İstanbul, Can YayınlarıKitabı okudu
Korkularını ya bir kutuda hapis edersin. Ya da onlarla savaşırsın...
…ruh bu acıklı, karanlık meskeninde hapis olduğu için elinden geldiği kadar açıklara çıkmayı ister ve evreni seyrederek dinlenir.
Sayfa 218 - Jaguar Yayınları, 6. BaskıKitabı okudu
"Çok çalışmak, ancak hiçbir anlam taşımadığında bir hapis cezasıdır."
Sayfa 124Kitabı okudu
