Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gerçekten, hayal kuran mahpusların çoğu kederli, somurtkan, hasta gibiydiler. Çoğu sessiz, içlerinde nefret derecesine varmış bir husumet besleyen, umutlarını açığa vurmaktan hoşlanmayan adamlardı. Saflık, samimilik küçümsenirdi. Umutların gerçekleşmesi ne kadar imkazsızsa, hayalci de bu imkansızlığı ne kadar fazla hissederse, o ölçüde inatla, safça bu hayallere dalar, bunlardan bir türlü vazgeçemezdi.
Bir kompartıman içinde evimi, ailemi hızla geride bıraktığım şu dakikalarda geriye dönüp bakıyorum da... Ne kadar yalnız, ne kadar hayalci bir çocuk olduğumu hiç birinin fark etmediğini düşünüyorum.
Sayfa 5 - Tudem YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
..hayal kurma sanatı, hayallerimize yön verme sanatı değildir. Yön vermek, bir eylemdir. Gerçek hayalci kendine bırakır kendini, kendisinin kendini sahiplenmesini bekler.
Sayfa 611 - Can Yayınları/37. Baskı/2022Kitabı okudu
HER TIRTIL DÖNÜŞMEZ
“Kelebek olacak tırtılın önce kendi kabuğundan vazgeçmesi ve kendi varlığını gelecekteki varlığı için eritmesi gerekir. Her tırtıl kelebek olamaz, kelebek olacak tırtılın yeterince hayalci hücreler yetiştirmesi gerekir. Bu hayalci hücreler, diğer tırtıl hücreleri ile aynı yapıdadır ama bu hücreler tırtıl olmaktan sıkılan “rahatsız” hücrelerdir.
Umutların gerçekleşmesi ne kadar imkânsızsa, hayalci de bu imkânsızlığı ne kadar fazla hissederse, o ölçüde inatla, safça bu hayallere dalar, bunlardan bir türlü vazgeçemezdi.
Sayfa 313
Jiraiya ne kadar sakin ve bilgeyse Naruto da bir o kadar hareketli, hayalci, içten ve bağışlayıcıydı. Benzer şekilde, Jiraiya her ne kadar hokageliğe giden yolun mantıktan geçtiğini düşünse de, Naruto bu unvana, gerektiğinde sevdiklerini yolda bırakarak erişeceğini kabullenemiyor, arkadaşını kendi kaderine terk ederek ulaşacağı bir bilgelik istemiyordu.
Reklam
140 syf.
·
Puan vermedi
·
26 günde okudu
Kitabın ismi aynı ada sahip öyküden gelmektedir. 3 kısımdan oluşan kitapta toplamda 16 adet öykü bulunmaktadır. Yazarın 1927 ile 1934 yılları arasındaki hikâyelerini içerir. Ayrıca kitap ön sözünde Sabahattin Ali’nin kendisine yönelik eleştirel düşünceleri yer alır. Bu ilk denemeler arasında aşk tema olarak baskındır. Duygulu ve hayalci anlatımına temiz bir dil eşlik eder. Aynı zamanda gerçekçi, toplumcu bir tavır da sezilir. İnsanı ve doğayı içi içe belirleyen o güçlü anlatımın ilk örnekleri Değirmen’de belirmeye başlar. Kitaba adını veren Değirmen adlı hikâyede bir çingenenin aşkını ve aşkı için neler yapabileceğini anlatıyor. Yaz gelince çingeneler gruplar halinde köy köy dolaşıp kalacakları ve çadırlarını kuracakları bir yer ararlar. Burada, Atmaca’nın grubu böyle bir yer ararken, uzakta bir değirmen görüp oraya giderler ve hikâye başlar.
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,5bin okunma
Umutların gerçekleşmesi ne kadar imkânsızsa,hayalci de bu imkansızlığı ne kadar fazla hissederse,o ölçüde inatla,safça bu hayallere dalar,bunlardan bir türlü vazgeçemezdi.
İlk Aşk
İlk aşk, bir anlığına seni son derece heyecanlandırır. İçindeki enerjik yoğunlukla tamamen dolarsın ve istediğin tek şey budur. Böyle zamanlarda son derece ateşli ve coşkulusun, aşk ile yanıyorsun; son derece hayalci ve verimlisin; bir yağmur bulutu kadar ağır, bir yaz rüzgarı kadar yumuşaksın...
Sayfa 35
Dünyanın bugünkü genel şartları, yüzyılların akıl larda ve karakterlerde yerleştirdiği gerçekler karşısında hayalci olmak kadar büyük yanılgı olamaz. Tarihin ifadesi budur; ilmin, aklın, mantığın ifadesi böyledir.
Sayfa 384
Reklam
Nişabur ve Horasan bölgesinin en önemli bilim insanı İbn Sina'ydı. Bizden önce yaşamış bu büyük bilgenin adını duyar, kitaplarını okurduk. Ona hayran olmamak ne mümkün. Onun zamanında yaşamayı ve onunla tanışmayı çok isterdim. Hatta bazı konuları onunla tartışmak için neleri vermezdim. İnsanların bazıları beni anlamıyor, hayalci buluyorlar. Onunla konuşsam, düşüncelerimi ve hayallerimi ona açsam beni takdir edeceğini hatta teşvik edeceğini biliyorum.
"Soğukkanlı bir hayalci ise İflah olmaz, ömrümün sonuna dek çocuk kalır."
Sayfa 133
Hayal dünyası incinir, yorulur da… Sonsuz dedikleri hayal, sürekli bir gerginlik içinde bulunmaktan tükeniyor. Çünkü zaman geçip insan olgunlaştıkça, eski ülkülerin yerine yenilerini koyamayınca yıkıntılar arasından yeni bir şeyler bulup çıkarmak zorunluğu oluyor. O zaman hayalci, tıpkı ateş yakmak isteyince, sönmüş külleri karıştırarak köz aradığımız gibi, vaktiyle kalbini duygulandırıp gözlerini yaşartan eski hayallerini canlandırmaya çalışıyor. Biliyor musunuz Nastenka? Ben artık o anlamsız, ürünsüz, ama ruhumun aziz saydığı hayal dünyasına hoşça kal dedim. Yalnızca arkada kalan tatlı bir geçmiş gibi anımsıyorum. Bu dünyanın bana anı olarak bıraktığı yerleri zaman zaman dolaşarak, halin içinde geri gelmez geçmişi yaşamayı pek severim. Bunun için bir gölge gibi amaçsız ve başıboş şehrin ıssız sokaklarında sık sık dolaşırım. Neler anımsarım o zamanlar…
Gerçekdışılık ve düşler içinde yaşıyoruz. Temel hayali konumumuzdan vazgeçmek, sadece zihinde değil de ruhun hayalci kısmında da bundan vazgeçmek, gerçeği ilk kez duyumsamak, gerçeğe, ebediyete uyanmak demektir; hatta hakiki ışığı görmek, hakiki sessizliği duymaktır. O zaman duyulur izlenimleri ve psikolojik izlenimleri doğrudan algılama tarzında, duyarlığın kökeninde bir dönüşüm meydana gelir. Akşamleyin, bir yol üstünde, çömelmiş bir insan gördüğümüzü sandığımız yerde, ansızın bir ağaç fark ettiğimiz zaman ya da bir fısıltı duyduğumuzu sanıp da bir yaprak hışırtısı olduğunu anladığımız zaman meydana gelen dönüşüme benzer bir dönüşümdür bu. Aynı renkleri görür, aynı sesleri duyarız ama aynı tarzda değil
ÇÜRÜTÜLEMEZ HAYAL KIRIKLIĞI
Tiksintilerinin coşkusunu hiçbir şey azaltamazdı: Bir önermeler baharında çiçeklenen ve onun hayalci dogmatizmine, kibirli zırvalarına meydan okuyabilecek doğrular var mıdır’? Onun kesinlikleri karşısında hiçbir gençlik ateşi, hatta hiçbir zihin özürü direnemez; zaferleri de hem bilgeliğin hem cinnetin oybirliğiyle ilan edilir. Onun gedik vermeyen imparatorluğu, sınırsız hükümranlığı önünde dizlerimiz bükülür; ondan habersiz olmayla başlar her şey; her şey ona boyun eğilmesiyle biter; ondan kaçan ve ona indirgenmeyen hiçbir fiil yoktur. Şu dünyadaki son kelime’dir; bir tek o, hiç hayal kırıklığına uğratmaz...
Metis YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.