“Hayatımın bir dönüm noktası varsa eğer,
Seninle tanıştığım an.
Renksiz günlük hayatımı baştan başa
Güzel renklere boyayan
İfadesiz yüzümü
Gülümsemeyle dolduran
Sen
Hayatımın her şeyisin.”
Bu hayatımın dönüm noktası.
Geçmişi siliyorum, gelecek ise seçimimi yapmamı bekliyor.
İşte bu anda yarınlarıma yön veriyorum.
Geçmişte yaptığım tüm hatalar için kendimi bağışlıyorum.
Geçmişi unutarak yeni bir hayata başlıyorum.
Kendim için yalnızca deneyimlemek istediğim şeyleri seçiyorum.
Seçtiklerim(Kendiniz seçin:Sağlık, zenginlik, bolluk, mutluluk, arkadaşlık, başarı-bilinçaltı istediğiniz şeyi size sunmak için gerekeni yapacaktır.)
İŞTE-SENİN OLSUN!
" İnanılmayacak kadar güzel bir şey bu. Kaderimizin bize bu kadar yardımcı olacağını tasavvur edemezdim. Demek Galata Kulesi 15'lik toplarımızın altında paramparça olacak. Demek deniz top gümbürtüleriyle kana boyanıp leş gibi olacak. Demek Ayasofya'nın mozaiklerini, lokumları, halıları yağmalayacağım! Demek ki bizler bir çağın dönüm noktası olacağız.
Oh Tanrım!
Hayatımda bu kadar mutlu olmamıştım. Birden anladım ki hayatımın tek arzusu İstanbul'a karşı bir askeri sefere katılmakmış."
“Hayat hikayesi” ile “hayatımın hikayesi” arasında ince bir fark var: birincisi görünen, denetlenen, kronolojik hikaye; ikincisi ise hissedilen ve kişinin hayatındaki bütün olaylar arasında adeta bir dönüm noktası gibi bugün bulunduğu yeri borçlu olduğu hikaye.
Bu dünyada şans diye bir şey yoktu, insan kendi şansını daima kendi yaratırdı. Aklı başında olanlar bunu bilir ve işini şansa bırakmazdı. Aptallar ise başına gelen her talihsizlikte şansız doğduğunu düşünürdü. Bu, hayata karşı oynanan büyük bir kumardı ve sadece oyunun kurallarını bilenler kazanırdı. Benim için bu hep böyle olmuştu: Risk al ve kazan. Kaybetmek bana yakışan bir şey hiç olmadı. Bunu fark etmemi sağlayan şey, herkesin gözyaşı döktüğü mezarı uzaktan izlememdi. Babamın mezarı hayatımın dönüm noktası olmayı başarmıştı. Herkesin düşündüğü gibi aslında ölümünde kendimi hiç suçlamadım. Yeterince acımasız değilsen senden daha acımasız olanların hedefi olacaktın. Böyle bir dünyada yaşadığımızı ilk o zaman fark etmiştim. Evet, o günden sonra dönüştüğüm kişiden zerre kadar pişmanlık duymadım, duymayacaktım. Seçimlerimiz bizi olduğumuz kişiye dönüştürmezdi, olduğumuz kişi seçim yapmamızı sağlardı.
Kesin olan bir şey varsa o da hayatımın dönüm noktasında olduğumdu. Hayatımın dönüm noktası, kalbimi yerinden oynatıyordu ve bu beni mutlu mu ediyordu yoksa umutsuzluğa mı sürüklüyordu, bilmiyordum.
Şimdi bir bir hayallerimin yaşıyorum. Diyeceğim o ki hiç bir zorluğun sizi yakmasina izin vermeyin..... Hani diyor ya. Şair "umut belki yan sayfadadir" kapatma kitabı lütfen hayatınızdaki o güzel umutlara açılacak. Pencerelerin karşısına duvar ormeyin...kendinize değer verin.hayati sevin ve basın şeyleri planlamadan yaşayın...234 mukadderatin muhatabi