Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir yazısında bakın ne diyor Camus: "Ne olursa olsun, her şeyin anlamsız olduğu, her şeyden umut kesmek gerektiği düşüncesiyle nasıl kalır insan?.. Her şeyin anlamsız olduğunu söylediğimiz anda bile anlamlı bir şey söylemiş oluyoruz. Dünyanın hiçbir anlamı yoktur demek, her çeşit değer yargısını ortadan kaldırmak olur. Ama, yaşamak ve örneğin, yiyip içmek kendiliğinden bir değer yargısıdır. Ölmeye yanaşmadığı sürece, insan yaşamayı seçiyor demektir. O zaman da, görece de olsa, yaşamaya bir değer veriyoruz demektir. Umutsuz bir edebiyat ne demek olabilir? Umutsuzluk susar. Kaldı ki susmak bile, eğer gözler konuşuyorsa, bir anlam taşır. Gerçek umutsuzluk can çekişme, mezar ya da uçurumdur. Umutsuzluk konuştu mu, hele yazdı mı, hemen bir kardeş el uzanır sana, ağaç anlam kazanır, sevgi doğar. Umutsuz edebiyat sözü birbirini tutmayan iki sözdür. Çünkü edebiyat olan her yerde umut vardır.”
"Şimdi oğullarım; siz bu bahçıvanı maddi ölçülerle tanımak istiyorsanız; yanılgıya düşersiniz. Oysa Allah tek, eşsiz ve maddi olmayan bir varlıktır. Maddi sınırlar içinde düşünülemez, anlaşılamaz, biçimlendirilemez. Ona inanır, güvenirsiniz. Bu bir iman meselesidir.” “İyi de Derviş Yunus!.. Benim varlığım madde iken ve duyularım bile maddeye yönelik iken onu maddenin imkanlarıyla bilmek, tanımak istemem neden yersiz olsun?” “Hayır, yersiz değil, bilakis doğru bir arayış oğul!.. Lakin sen onun her yerde ve her şeyde hazır olduğunu fark etmekle yetinmiyor, bir de madde gözüyle görmek istiyorsun. O senin gördüğün her şeyde vardır; bir yaratıcı olarak, bir düzenleyici ve hayat verici olarak. Çünkü o öncesiz ve sonrasızdır; değişmez ve dönüşmezdir; her şeye gücü yeten ve her şeyi bilendir.” “Şu anda benim neyi merak ettiğimi de bilir mi?" “Elbette bilir.” “O halde neden merakımı gidermez?” “O merakı giderecek olan sensin oğlum. Zaman ve mekanı değerlendirerek, sebeplere ve sonuçlara bakarak... Hislere, tecrübelere ve duygulara bakarak... O merak ancak sevgiyle giderilir. Alemde sevgiden büyük bir umut da, sevgiden öte bir korku da yoktur. Sevgiliden korkmak, korkunun en yüksek derecesi, sevgiliden umut etmek umudun en yüksek kertesidir. Sevgilisi olmayan biri, yaşadığını sansa da yürüyen ölüden ibarettir!..”
Reklam
“İnsanlar her iki tarafı da dinlemek zorunda bırakılıyorsa her zaman umut vardır; yalnızca bir tarafı dinerlerse hatalar katılaşıp önyargıya dönüşür, doğru da artık doğruluk etkisi yaratmaz olur, çünkü abartılarak yanlış haline getirilmiştir.”
Çünki onun dediği gibi, bazı eşyalar özeldir ve benim tek görevim onu saklamaktı... Sadece şemsiyeyi değil, onun bir cümlesini de hep aklımın bir köşesinde sakladım: "Her zaman umut vardır. Hiç umut kalmadığında bile."
Sayfa 125Kitabı okudu
Umut tükenmiş gibi görünsede ikinci bir şans her zaman vardır... Ya yoksa?
Gerçek şu ki: Yalnız insan aynı zamanda trajik insandır; hayatı her zaman çok sever, yani neşeli insandır. Bu ifadelerde herhangi bir çelişki yoktur. Bir koşul diğerine işaret eder ve onu gerekli kılar. İnsan trajedisinin özü, tiyatronun iddiaları ne olursa olsun, çatışmada değil yalnızlıktadır. Tıpkı usta trajik yazar Eyüp, Sofokles, Dante,
Reklam
“İnsanlar her iki tarafı da dinlemek zorunda bırakılıyorsa her zaman umut vardır; yalnızca bir tarafı dinlerse hatalar katılaşıp ön yargıya dönüşür, doğru da artık doğruluk etkisi yaratmaz olur, çünkü abartılarak yanlış haline getirilmiştir.”
Ne yapacaktık peki? Hepimiz eninde sonunda mezara gidecektik, bizim uğraşımız, bir örümcek ağında hala hayatta olduğundan dolayı kurtulmayı uman sineğin uğraşından farklı değildi. “Hayatta olduğu sürece umut vardır,“ demişti Margrete, ne için peki? Daha fazla yaşamak için mi? Bugün hayattaysan yarın da muhtemelen yaşıyor olacaktın, yani ölüm birazcık ertelenmiş olacaktı, o zaman gençken insanın umudu büyük, yetişkinken biraz daha az, yaşlılıkta daha da az ve ölüm döşeğinde iyicene azdı. Her saat değer kaybeden bir umut ne biçim bir umut olabilirdi?
Sayfa 44 - Siren YayıncılıkKitabı okudu
Bak,Nazım Hikmet ne diyor: "Ben çiçeklerin samimiyetine inanıyorum. İster tenekeye ekin,ister en pahalı saksılara; emeğiniz kadar güzelleşiyorlar.." Hayattaki güzellikler için emek ver. Her emeğin ve iyiliğin karşılığı elbet bir gün sahibini bulacaktır. İcini ferah tut ve her zaman umut et. Şimdi başını kaldır ve gökyüzüne bak; yıldızlar oradalar ve her zaman orada olacaklar.Gündüz vakti bile yıldızlar gökyüzünde,biz onları göremesek bile,onlar her zaman oradadırlar.. VE EN ÖNEMLİSİ, HER ZAMAN BİR UMUT VARDIR. BUNU SAKIN UNUTMA.
Sayfa 251Kitabı okudu
Nefes aldıkça umut vardır.
Her şeyin başı umuttur. Umut her zaman, her yerde, her şeye rağmen benim hakiki varlığımdır.
Sayfa 175Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar her iki tarafı da dinlemek zorunda bırakılıyorsa her zaman umut vardır; yalnızca bir tarafı dinlerlerse hatalar katılaşıp önyargıya dönüşür, doğru da artık doğruluk etkisi yaratmaz olur, çünkü abartılarak yanlış haline getirilmiştir.
Elimizde Adres kalmamıştır
Bir gün bütün gemileri yaksak ulaşacağımız yere dair elimizde hangi adres kalacak? Tarık bunun cevabını biliyordu. Elinde bir adres yoktu ama adresleri kendisi yazacaktı. Beklentisi yoktu, tek hedefi ayak bastığı toprak parçasını adres defterine ekleyebilmekti. Bunun için elindeki tüm adresleri yakmıştı. Kahraman bir kaşif edasıyla İber Yarımadası'nın içlerine ilerleyen bu fatih daha sonra eski adresine sıradan bir asker olarak döndü, sessiz sedasız köşesinde hayatını tamamladı. Onun en büyük farkı sıradan bir nefer gibi çekilebileceği bir köşesinin olmasıydı. *** İnsan hayatı adreslerle malül. Adresler ararız , yeni adresler ekleriz. Kimi adreslerden umut kalmadıkça yenilerini ararız… Yeni, heyecanlar, yeni umutlar… Düşünce ufkumuz da kaşiflere muhtaç, bilgeliğin, birikimin, ferasetin aydınlığında istikamet üzre oluruz. Yeni fetihler gereklidir kalplere, yeni adresler gereklidir fikirlere... Fikir, düşünce ufkumuz sürekli yenilenme ister. Yeni adresler eski adreslerin tarifiyle bulunabilir. Aksi durumda çıkmaz sokakların karanlık dehlizlerinde kaybolma riski her zaman vardır .
Türklerin Tanrısı (Türük Tengrisi)
Tengri: Gök, tanrı, gök tanrı. Bu sözcük için en eski tanıt, Hiung-nular ile ilgili Çin yıllıklarında, tcheng-li biçiminde geçer ve bu, şüphesiz iki heceli bir sözcük olan tengrinin Çince çevriyazısıdır. Sonraları, Çinliler tengri için teng-ningli (ya da tengyili) biçiminde üç heceli bir sözcük ortaya atarlar: Ortadaki 'nin düşmesi normal,
Yasam; neşe ve hüzünle, yalnızlık ve yoldaşlıkla, gurur ve pişmanlıkla doludur. Yaşamak demek, bunların hepsini deneyimlemek demektir. Bazı şeyler kalp kırıcı olabilir ama hiçbir zaman gerçekten kalbinizi kırmazlar. Her zaman daha aydınlık bir gelecek için umut vardır ve bu umudu hiç beklemediğiniz yerlerde bulabilirsiniz.
Bundan başka birçok kişi için ayrı olmadan kurtulma anlamına gelen başka yollar da vardır. Kendi kişisel yaşamından umut ve kuşkularından konuşarak, çocukça avranıp çocuklaşarak, dış dünyaya karşı genel bir ilgi göstererek ayrı olmanın üstesinden gelme denenir. Hatta, kişi öfkesini, nefretini, o güne dek içinde gemlediği her şeyi dışa vurarak da yakınlaşma sağlıyabilir. Bu, evli çiftlerin sadece yatakta ya da öfke ve nefretlerini birbirlerine dökmelerinin ardından aralarında doğan, o sağlıksız çekiciliğe ışık tutmaktadır. Ne var ki bu tip yakınlaşmaların tümü zaman içinde yavaş yavaş eriyip yiter. Sonuçta kişi sevgiyi yeni birisinde, bir yabancıda aramaya başlar. Yabancı bir kez daha "yakın" kişi haline dönüşür.
1.346 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.