Selamlar. Oncelikle muhtemelen spoiler da olacak bu incelemede cunku spoilersiz yazinca rahat hissedemiyorum. Sanki eksik ve yanlis anlatmis gibi hissediyorum. O yuzden spoilerli olacagi icin kitabi zaten okumus olan kisilere gore yorum yapicam konuyu anlatmadan.
İlk olarak deginmek istedigim sey yayinevi yuzunden sevmedigim seyler. Bu yayinevi
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Hayatımda en zorlanarak okuduğum, her sayfasını yarım bırakma arzusuyla çevirdiğim ama sonunda inat edip bitirdiğim (garp bir şekilde iyi şeyler hissettiğim için bırakmama kararı aldığım için) bir kitaptı. Nerden başlasam nasıl incelemesini yapsam bilemiyorum. Daha önce
...?...?/1989...
Kendini haddinden fazla duyumsadığı için acıya ve korkuyuda haddinden fazla duyarlı arkadaşım için, burası tam bir cehennemdi. Her şeyiyle farklıydı Ankara'dan. Çok kültürlü, birçok etnik gruptan oluşan, bu etnik grupların bir nevi kabileci bir tutumla diğerleriyle arasına sınırlar koyarak birbirinden ayrıştığı, etnik
Küçük Şeylerin Tanrısı
“Arundhati Roy, İngiltere’nin en saygın edebiyat ödülü olan Booker Ödülü’nü 1997 yılında Küçük Şeylerin Tanrısı adlı romanıyla aldı. Lirik bir dille, şiirsi bir anlatımla, bir söz-büyücü gibi kullandığı sözcüklerle, yasak bir aşkın çökerttiği bir ailenin soluk kesen dramını anlattı. Varlıklı bir Hindu ailesinin güzel kızı Ammu,
Tehlikeli Oyunlar
İnceleme
Romanı incelemesi ve yorumlaması çok zor, hatta imkanız denebilir. Belirli bir altyapıya sahip olmak gerekiyor, bende bu altyapı ne yazık ki mevcut değil hatta bu altyapıya yakın bile değildim.
Ben de ilk 150 sayfası okuduktan sonra kitabı bıraktım, aslında dönüp tekrar okumayacaktım, ta ki şu alıntıyı 1K’da görene
Öncelikle çok değişik bir kitap olduğunu söylemek istiyorum. Herkesin kaldırabileceği bir konu olduğunu da sanmıyorum. Ben bile bazı yerleri okurken garip oldum. Ki ben genelde çok çok az şeyden rahatsız olurum kitap okurken. Yani insanlara ağır gelen şeyler bana ağır gelmez. Kurgu sonuçta der geçerim. Ama bu kitap beni bile bazı yerlerde zorladı açıkçası. Kesinlikle +18 bunu belirtmek istiyorum. 18 yaşından küçükler kesinlikle ama kesinlikle okumasın jdjdjjsjs. Kitap Charlie karakterinin kendisini keşfetmesi üzerine kurgulanmış bir roman diyebiliriz aslında. Ana kadın karakterimiz olan Charlie bir gün erkek arkadaşından ayrılıyor ve ayrıldığı gün erkek arkadaşının babası olan Emerson’ın yanına gitmek zorunda kalıyor. Erkek arkadaşıyla beraber kaldığı eviyle ilgili bir para mevzusu dönüyor o yüzden Emerson’ın yanına gidiyor. Tabi orada ufak bir yanlış anlaşılma oluyor Emerson’ın yaptığı işten dolayı. Zaten o işi öğrendiğim an bu nasıl bi iş böyle diye şok geçirdim. İnsanların fantezilerini istedikleri gibi yaşayabilecekleri bi çöpçatanlık şirketi var Emerson’ın. Aklınıza gelebilecek her türlü fantezi var. Ve o gün de Emerson Charlie’yi kendisi için gönderilen kadınlardan birisi sanıyor ve o yanlış anlaşılmadan sonra Emerson Charlie’ye bir iş teklif ediyor. Kendisinin sekreterliğini yapmasını istiyor ve olaylar bu şekilde gelişiyor. Kitabı herkes sevemez çünkü yer alan fanteziler ağır gelebilir (BDSM içeriyor) bu yüzden rahatsız olabilirsiniz. Uyarıları dikkate alarak kitabı almanızı öneririm. Keyifli okumalar:)
Kırım Hanları, büyük Moğol İmparatorluğu'nun Avrupa'da kalan son parçasıydı. Cengiz Han'ın soyundan geliyorlardı ancak başkentleri Bahçesaray'daki saray ve bahçeler gibi onlar da bozulmaya yüz tutmuştu. Yine de sade ama asil bir hayat sürüyorlardı. Servet biriktirmek törelerine aykırıydı. Bir elbise, bir kılıç ve bir at
1-)Aile
Soyadı , boyu gibi unsurların onda marjinallik uyandıran şeyler olduğundan bahseder. Varlıklı bir aileden gelmenin onda hissettirdiği baskıdan ve bunun kendi konumunu yadırgamasına sebep olduğunu söyler. Varlıklı olan ailesinin beklentileri de bu doğrultuda olmuş ama entellektüel merakı ağır basan yazar bu bekletilere cevap verememiş o
_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun.
_Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur.
_Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç?
_20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun.
_Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan
Büyük bir beklenti içerisinde başlamamış olmama rağmen beni tamamıyla hayal kırıklığından çok, beğenerek okuyan kişinin aksine benim bu kitabı okuyup onların gördüğü neyi görmediğimi düşünüyorum.
Romanın türünün dark romantizm olduğunu biliyorum fakat böylesine bir şeyi normalleştirebileceğini düşünmemiştim ya da bu tarz şeyler bana pek hitap
"Herkesin hayatının bir yerinde, elinde olmadan yaptığı ya da yapmayı düşündüğü şeyler vardı. Bazıları garip, korkutucu, saçma ve hatta üzücü bile olabiliyordu ama insana dairdi her şey."