Özgürlük nedir? Mutlu olmak mıdır özgürlük? Nefes almak mıdır özgürlük? Ya da istediğin şeyi yapmak? Bu kitabı okumadan önce özgürlük hakkında pek düşünmezdim, mutluluğa takmıştım kafayı. Hep mutluluğun nerede olduğunu arardım. Herhalde, bana "özgürlük nedir?" diye sorsanız, rüzgarı anlatırdım size, veya mutluluğu.. Hadi, şimdi sorun
Özlediğimden değil de zamanı geldiği içindi bir kere daha okumak istemem...ve hızlı hızlı atlayarak okudum, çünkü okumasam da ne olduğunu artık hatırlıyorum, hatırlamamak elde değil, 33 senedir okuyorum her sene, ve her sene, her okumada, kitabın sonunda, yine ağlıyorum. Şu anda hastayım, daha doğrusu hastalanıyorum; ancak bu beni yazmaktan
"Üslûbun kimliğindir." diyordu Cemil Meriç bir makalesinde...Kimliğin, kim olduğun, neye hizmet ettiğin, neyi aradığın ve neye talip olduğun...
Düşüncenin değil sadece, kalbin de, bir kitap gibi satır satır okunması, mühim mevzuların altının çizilmesi, tahlil edilmesi ve belki de en son konuşulması, bunu ne düzeyde
tarihte garanti olan hiçbir şey yoktur
tarih beklenmedik hadiselerin gerçekleşmesinin hikayesidir .
dışarıdan gelen özgürlük yoktur
hiç kimse
hiçbir zaman
kimseye özgürlüğünü hediye etmemiştir .
her halk özgürlüğünü kendi kazanmak zorundadır
aksi taktirde yok olacaktır
tarihte ameller niyetlere göre değil
sonuçlarına göre değerlendirilir
ismin ne olursa olsun
hangi dine inanırsan inan
herşeyden önce insan olmalısın
yaşamalı ve başkalarının yaşamasına izin vermelisin
kimse ırkından , dininden , meşrebinden ötürü ötekileştirelemez .
savaşta değil , barışta muzaffer olmalıyız ..
Ramazan vesilesi ile bu ayı dinsel olduğunu düşündüğüm bikaç kitap ile bitirmek istemiştim ama bu kitabın dini kitapsal herhangi bir durumu yok.Çok araştırmadan ismine aldanarak atladım ama konu aslında
Sezai Karakoç un aradığı hedeflediği ülkeyi kalkındıracağını düşündüğü bir ideal devlet yapısını anlatması denilebilir.Müslümanları Dirilişi Eri olarak
İlk defa İhsan Oktay Anar okudum ve yazarın üslubunu ve kitabın kurgunu beğendim.Daha ilk sayfalarda yazarın ustalığı belli oluyordu.
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM:
1.Herşeyden önce bu kitap tarihi bir roman değil,bana göre fantastik bir roman.Bu konuda itirazlar gelebilir ama dikkatle okunursa yazarın kendisi diyor romanında,bu bir düştü,sen
Kitabımı alıp sahile indim. Evde temizlik olunca buraya inmek güzel oluyor. Deniz kenarında küçük bir cafedeyim. Daha önceden de defalarca geldim, kediler yanımda dolaşırken kitabımı okudum bir yandan, bir yandan hiç bir zaman çok sevemediğim denize baktım. Bugün hava yine boğucu, soğuk, kara gri bulutlarla üstümüz dolu, gök denize değiyor
(Bu oldukça uzun bir hikayedir.. Pardon, incelemedir. Hazır mısınız? :)
Durun!! Durun!!
Kalkmış olamaz tren…
Anlatacağım neden geç kaldığımı..
Yıldızlı gözlerimde neden bunca isin, yorgunluğun düştüğünü.. Bu pespaye halimi, bu yaralarımı, bırakın şu trenin kolunu tutacak mecali, tüm o yolları aşıp nasıl geldiğimi..
...
Trene bindim, Ülkeme
Sait Faik Abasıyanık, durum öyküsünün önemli temsilcilerindendir. Kitapta on dört farklı hikaye ve farklı karakterler mevcut. İçeriğindeki hikayelerin gözlem gücü yüksek, dili ve üslubu bakımdan çok güzeldi. Öykülerdeki karakterlerin yaşamları, duygu ve düşünceleri olduğu gibi yansıtılmış bu sayede size karakterleri yaşamanıza imkan veriyor.