Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hıristiyanlığın Yayılması
Hıristiyanlık ilk birkaç yüzyılda, Nasıralı İsa'nın çarmıha gerildikten sonra ölüp yeniden dirildiği ve insanların da ona inanarak sonsuz yaşamı bulabileceği öğretileriyle Kudüs'ten Greko-Roman dünyası boyunca yayıldı. Hz. İsa'nın müritleri ona "Tanrı'nın meshettiği" anlamına gelen ve İbranice "meshiah" ya da "Messiah" [kurtarıcı] kelimelerine denk olup Yunanca Christos'tan gelen İsa Mesih dediler. Kitab-ı Mukaddes'teki Elçilerin İşleri'ne göre ilk olarak Antakya'da "Hıristiyan" olarak adlandırıldılar. Önemli kişiler arasında daha çok Aziz Pavlus olarak bilinen ve başta Hıristiyanlara zulmeden ancak Şam'a giderken gördüğü vizyondan sonra din değiştiren bir Yahudi olan Tarsuslu Saul da vardı. Aziz Pavlus yeni inancı yaymak için 40-50 yıllarında yorulmadan seyahat etti. Müritlerinin lideri olarak Hz. İsa tarafından özenle seçilen Aziz Petrus Roma'ya yerleşip kilisenin ilk papası ya da lideri oldu. Hıristiyanlar Roma İmparatorluğu yönetiminde, özellikle de 64'te Nero ve 303-311 yıllarında Diocletianus tarafından şiddetli zulüm gördüler. 313'te, Büyük Konstantin inancın hoş görülmesi gerektiğine karar verdi ve 380'de Hıristiyanlık I. Theodosius yönetiminde imparatorluğun resmî dini oldu.
Sayfa 318 - Kronik KitapKitabı okudu
Kaldı ki, yine garip bir raslantı olsa gerek, hem Peter hem de Paul, yazıların­da - ya da İncil'e alman yazılarında ve söylevlerinde - İsa'nın "Bakire Doğumu"ndan hiç söz etmemişlerdi! Böyle­sine inanılmaz bir "Mucizeden" niçin bir tek kelime dahi olsa söz etmediler? Tanrının Oğlu İsa'ya haksızlık değil de nedir?
Sayfa 63 - AlfaKitabı okudu
Reklam
Tekfirde esas olan kaide
"Lâ İlâhe İllallah Muhammedü'r-Resúlüllah" düs-tûruna samimî bir şekilde bağlı kaldıkları ve bu düstür ile çelişki teşkil eden bir durumda bulunmadıkları müddetçe; yolları (mezhepleri) ne kadar farklı olursa olsun ehl-i İslâm'a dil uzatmaktan ve çeşitli mezhep mensuplarına kâfir demekten kaçınmalıdır. Ben diyorum ki: Küfür: "Hz. Peygamber'i, Allah Teâlâ'dan getirdiği şeyler hususunda tekzip etmektir." İmân ise: "Getirdiği şeylerin cümlesini tasdik etmektir." Bu duruma göre, Hz. Peygamber'i tekzip ettikleri için Yahudi ve Hıristiyanlar kâfırdir. Bunlar kâfır olunca Brahmanların haydi haydi kâfir olmaları gerekir, çünkü Brahmanlar bizim Peygamberimizi tekzip ettikten başka diğer peygamberleri de tekzip etmektedirler. Dehrîlerin (tanrısızların) kâfir sayılmaları daha tabiîdir, çünkü bunlar, bizim Peygamberimiz de dahil olmak üzere diğer bütün peygamberleri inkâr ettikten başka peygamber göndereni (Allah) de inkâr etmişlerdir.
Hıristiyanların ve Müslümanların Tevrat'a bakışı bazen fetvalara konu olmaktadır. Bu çerçevede bir Yahudi tarafından İbn Meymun'a Tevrat'la ilgili ilginç bir fetva sorulmuştur. Soru, Yahudi olmayan kişilere Tevrat'ın öğretilip öğretilemeyeceğiyle ilgilidir. İbn Meymun, Hıristiyanları Yahudiliğe çekmek için onlara Tevrat'ın öğretilmesinin caiz olduğunu belirtmektedir. Bunun gerekçesini de "Sünnetsizler [Hıristiyanlar] Tevrat'ın vahiy olduğuna ve değişmediğine inanıyorlar" şeklinde açıklamaktadır. İbn Meymun, Müslümanlara Tevrat öğretmeyi ise yasaklamaktadır. Gerekçe olarak da "Çünkü bildiğiniz gibi onların itikatlarına göre Tevrat vahiy mahsulü değildir" ifadelerine yer vermektedir (İbn Meymun, Teşuvot ha-Rambam, no: 149).
Sabbat'ın şekillenmesindeki en büyük etkiyi Katharlar ve Waldensian'lar olarak bilinen ortaçağ heretiklerinin yaptığı iddia edilir. Ancak bu etkinin izi Romalılar'ın ilk Hıristiyanlarla ilgili düşüncelerine kadar sürülebilir. Sabbat kelimesi Sabbath kelimesinden türetilmiş gibi görünmektedir ve bu, büyük ihtimalle kasıtlı bir Yahudi
Sayfa 42 - KAL KE DONKitabı okudu
( Nuh’un büyükbabası Enok ) _Meleklerin Düşüşü ve Masonluk_ _İnsanoğulları çoğalınca, güzel ve alımlı kızları oldu. Melekler, göklerin çocukları onları görüp şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: “Gelin insanların arasından kendimize eşler seçelim ve onlardan çocuklarımız olsun.” Liderleri Semyaza onlara dedi ki: “büyük bir günahın cezasını
Reklam
Osmanlı'nın Arap coğrafyasından çekildiği 1918'de Filistin'de Yahudi sayısı 50 bin civarında iken 1947'de İsrail Devleti kurulduğunda bu sayı 650 bin olmuştu. Aralık 1917'de Filistin'i işgal eden İngiliz ordusu içinde 7 bin Yahudi gönüllü vardı. İngiltere ve sonraki müttefiki ABD, Yahudileri Filistin'e taşımak
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
( Eleştirel bir Bakış )
_Dinde zorlama yoktur. (Bakara 256) _Ama, kim İslamdan çıkıp başka bir dîn'e yönelirse sapkındır ve af yoktur. (İmran 90) _Çünkü, tek gerçek din islamdır. (İmran19) _İslam dışı tüm inançlar batıl ve sapkınlıktır.(Hadis) _İslam hakim gelene kadar kafirlerle savaşın.(Enfal39) _Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff 8)
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
Reklam
İlim gitti mi?
Ziyad b. Lebid (r.a.) şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (s.a.v.) birtakım şeyler anlattı ve arkasından: "İşte bunlar ilmin gittiği zamanda olur" buyurdu. Ben de: "Ey Allah'ın Rasûlü, biz Kur'ân'ı okumaktayız, bunu evlatlarımıza da okutmaktayız evlatlarımız da kendi evlatlarına okuturlar. Bu halde iken ilim nasıl gidebilir?" dedim: "Ey Ziyad, Allah hayrını versin, ben de seni Medine'nin en kavrayışlısı (fakihi) bilirdim. Yahudi ve Hıristiyanlar içindekilerle amel etmeden Tevrat ve İncil'i okumuyorlar mı?"buyurdu" (Ibn Mâce, Fiten: 26) Tirmizî'nin rivayetinde "Bak işte Yahudi ve Hıristiyanların yanında Tevrat ve İncil, onlara ne fayda sağlıyor?" şeklinde cevap vermiştir. Buna göre ilim ortada olacak ama onunla amel edilmediği için yok sayılacaktır. Bu hadis Ubade b. Samit (r.a.)'a sorulduğunda, hadisin doğru olduğunu belirttikten sonra ilimden ilk kaldırılacak olanın huşu olduğunu bildirmiş sonra şöyle demiştir: "Büyük bir camiye gireceksin de burada huşu içinde bir kimse neredeyse göremeyeceksin" (Tirmizi, tim: 5, Dârimi: Mukaddime: 29)
Sayfa 634
Hristiyanlığın yayılması
Hıristiyanlık ilk birkaç yüzyılda, Nasıralı lsa'nın çarmıha gerildikten sonra ölüp yeniden dirildiği ve insanların da ona inanarak sonsuz yaşamı bulabileceği öğreti leriyle Kudüs'ten Greko Roman dünyası boyunca yayıldı. Hz. lsa'nın müritleri ona "Tanrı'nın meshettiği" anlamına gelen ve lbranice "meshiah" ya da "Messiah" [kurtarıcı] kelimelerine denk olup Yunanca Christos'tan gelen İsa Mesih dediler. Kitab-ı Mukaddes'teki Elçilerin lşleri'ne göre ilk olarak Antakya'da ''Hıristiyan" olarak adlandırıldılar. Önemli kişiler arasında daha çok Aziz Pavlus olarak bilinen ve başta Hıristiyanlara zulmeden ancak Şam'a giderken gördüğü vizyondan sonra din değiştiren bir Yahudi olan Tarsuslu Saul da vardı. Aziz Pavlus yeni inancı yaymak için 40-50 yıllarında yorulmadan seyahat etti . Müritlerinin lideri olarak Hz. lsa tarafından özenle seçilen Aziz Petrus Roma'ya yerleşip kilisenin ilk papası ya da lideri oldu. Hıristiyanlar Roma imparatorluğu yönetiminde, özellikle de 64'te Nero ve 303-311 yıllarında Diocletianus tarafından şiddetli zulüm gördüler. 313'te , Büyük Konstantin inancın hoş görülmesi gerektiğine karar verdi ve 380'de Hıristiyanlık 1. Theodosius yönetiminde imparatorluğun resmi dini oldu.
Bozgunculuk Bozgunculuk yapanların dünya üzerinde ki planlarını dine yamamak isteme amaçları nedir? Bunun yanıtı çok basittir. Bilmediğimiz farklı hiçbir konudan bahsetmeyeceğim. Sadece yaşanan gerçekleri tarihi akışı içinde sizlere sunuyorum. Biraz uzun bir derleme olmakla birlikte farkındalık düzeyimizi değiştirecek bir yazı hazırladım.
İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.