Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Küçüklüğümde aklım mahkeme kararlarına takılırdı. Savcı hukukçu, yargıç hukukçu, avukat hukukçu... Nasıl olur da aynı konuyu ayrı ayrı görürlerdi? Kendim hukukçu olunca bunun yanıtını aşağı yukarı saptayabildim. Fakat böylesine yine de aklım ermiyor. Savcının ölüm cezası istediği bir sanığı yargıç beraat ettiriyor. Suç siyasal nitelikte ise, nedir bunun kökeninde yatan hukuk mantığı? Bu soruyu sordunuz mu, hep yanlış yanıt alırsınız. Çünkü bu bir hukuk sorunu değildir. Soru yanlış sorulmuştur. Bu gibi sorunların temelinde siyasal gerçekler yatıyor. Bunun kökeninde de sınıfsal nedenler... Öyleyse olağanüstü dönemlerin yargısal kararlarını, salt hukukun biçimsel kurallarıyla ölçüp tartamazsınız. Çünkü terazinin bir kefesine siyasal nedenler yerleşmiştir. Ağırlıklar, ölçüler değişmiştir.
Okuyalım okutturalım
Fikri Sahada Materyalizme ve İslam'a Göre İnsan / Muhammed Kutub İslam'ın Etrafındaki Şüpheler / Muhammed Kutub Biz Müslüman mıyız? / Muhammed Kutub İnsanlık Tarihinde Gelişme ve Duraklama / Muhammed Kutub İslam'da Sosyal Adalet / Seyyid Kutub Dünya Barışı ve İslam / Seyyid Kutub İslam Düşüncesinin Özellikleri / Seyyid Kutub İşte
Reklam
Üstad elini açtı. Başparmağı göstererek, 'Şu hukukullahı gösterir (başparmağı kapadı); şu hukuk-u Resulullah (işaret parmağını kapadı), şu hukuk-u Üstad (orta parmağı kapadı), şu hukuk-u valide (yüzük parmağını kapadı), şu hukuk-u peder (serçe parmağını kapadı)...' Sonra elini tam kapatarak, yani yumruk yaparak, 'Bak bu başparmak hepsini karşılıyor mu? İşte bunlar hukukullaha aykırı hiçbir şey emredemezler, (küçük parmaklar) emretseler de dinlenmez' dedi, Üstadımız."
"Emin misin? Çünkü içini kendi aletime saklıyo- rum. Kendimi tutmam zor olacak, ama yapabilirim. Peki ya sen?" diye sordu bacaklarının arasına ateşli ve ıslak bir öpücük kondurarak. Julia inleyerek ileri geri hareket etmeye başladı. "Evet, dilin muhteşem şeyler yapıyor bana." "Benim yöntemimle yapmalısın Julia."
Sayfa 39
Savaş söz konusu oldu mu kaşarlanmış moruklar dipdiri birer küheylan kesilirler. Hiçbir masraftan ve zahmetten kaçınmazlar, hiçbir sakınca önemli değildir onlar için; ister hukuk, din isterse barış çiğnensin, hatta insanlık batsın, umurlarında olmaz.
Elimize mikrofon alıp sokağa çıksak, sıradan bir insana: "Şeriat deyince ne anlıyorsun?" diye sorsak on kişiden sekizi: "Şeriat el kesmek, çok kadınla evlenmektir." diyecektir. Bu, o insanların suçu mu yoksa bizim suçumuz mu? Biz şeriatin Allah'ın sistemi olduğunu şimdiye kadar doğru bir biçimde insanlara anlattık mı, anlatmadık mı? Şeriat İslam'ın hukuk sistemidir ve o sistem Allah'ın sistemidir. O sistemin her parçasına kurban olunur. Allah en adil bir biçimde en ince ayrıntısına kadar o sistemi oluşturmuştur. Aileden ferde, fertten topluma, toplumdan devlete... Şeriat deyince insanların zihnine birileri başka şeyler nakşetmiş, sen de ona malzeme verecek işler yapmışsın. Elbette adam şeriati kötü gösterecek.
Sayfa 157 - Siyer yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bazı arkadaşlarım Padişah ve Saltanata taraftardırlar. Ben değilim. Bazı arkadaşlar tekke ve zaviyelerden tüten uyuşturucu fikirlerle milletin yönetilmesinden yanadırlar. Ben değilim. Bazı arkadaşlarım içkiyi yasak edip, kadını kafesin arkasına ittin mi, her işin kendiliğinden yoluna gireceğine inanırlar. Ben inanmam. Bazı arkadaşlarım "Kanun mu istiyorsun, işte Şeriat" derler. Ben ise "Hukuk" derim, "Akıl" derim ...
Müslim ve Buhârî'nin ve diğer pek çok muhaddislerin ittifakla tahric ettikleri şu hadisi dinleyelim: "Sizler kendinizden öncekilere, karış karış, dirsek dirsek uyacaksınız. Hatta birisi kelerin deliğine girse, siz de gireceksiniz." Yani: "Mü'min olduğunuz halde, örf, âdet, hukuk, giyim kuşamda, zikirlerde, Pers ve
Sayfa 12 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Reklam
Ayasofya camii kime satıldı?
Soruyor gençler: Gerçekten de Tek Parti devrinde camiler kapatıldı mı? "İbadete kapatılmış olan Ayasofya örneği taş gibi önümüzde dururken başka kanıt aramaya ne hacet" diyorum kendilerine. Bir şaşkınlık vakfesi. Yüzleri karışıyor. Kimilerinin buruşuyor hatta. "Nasıl yani?" diye soruyorlar. Bu bölüm, işte o "Nasıl
Sayfa 215 - TimaşKitabı okudu
Her kültür, her toplum biçimi, şimdi ya da tarihsel geçmişte, yeryüzünde bulduğumuz her çeşit insanlık, ahlaki özelliği olan birtakım inanışlarla derinden belirlenmiştir. Tüm ulusların dillerine, ahlakça\ahlaki görüş-noktaları bakımından, neyin ödül ve övgüye değer ya da tersine neyin kötü ve itilmesi gereken bir şey diye görüldüğünü bildiren
–En iyi ada­let, hukukla sağlanır. –Hukuk mu kaldı ya?
Ya Allah'ın hükmü ya da cahiliye hükmü.
"Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin hakka inanan bir toplum için kimin hükmü Allah'ın hükmünden daha güzel olabilir?" buyurmakta ve böylelikle hükmü üçüncüleri olmayan iki türe ayırmış olmaktadır: Ya Allah'ın hükmü ya da cahiliye hükmü. Yeryüzündeki her bir yer, yeryüzündeki her bir ümmet, eğer Allah'ın indirdiği ile hükmetmiyorsa cahilî bir ümmettir. Çünkü cahilî şeriatların ve hukuk sistemlerin hükmüne başvurmaktadır.
Şu sözüne bayılırım. Sana da söylemiş galiba Doğan amca, "Polis olmasın, avukat olmasın, hukuk olmasın, benim hayatımda hiçbir şey değişmez, ben yine aynı şekilde davranırım," dedi. Çok güzel, değil mi? Ben bunu eğitimlerde de anlatıyorum, sorumluluk mu, zorunluluk mu, diye ve babamınki sorumlu olmanın en güzel göstergesi. Benim babamla ilgili söylemek istediğim şey şu, onun benim için en önemli özellikleri, gücünü insan sevgisiyle ve bilgeliğiyle birleştirmesi ve gelişime açık olması. Damdaki Kemancı filmindeki gibi, acaba? Ya da? Deyip başka bir bakış açısıyla, kendinin dışında ama kalbine aklına uyan yeni bir bakış açısıyla yaklaşabiliyor konulara ve insanlara. Dilerim bu özelliği bu kitabı okuyan herkese yayılır.
Sayfa 265
1.215 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.