Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Yahudi veya hıristiyan olanlar hariç, hiç kimse cennete giremeyecek” dediler
Ehl-i kitabın herbirinin nefislerini tezkiye etmeleri onları şu noktaya getirmişti. Yahudiler"Cennete Yahûdîler'den başkası giremez", Hristiyanlar ise "Hristiyanlar'dan başkası giremez" diyorlardı. 66 Kur'ân-ı Kerîm, bu iddiada olanların delillerinin bulunmadığını haber vermektedir. "(Ehl-i kitab)
Sayfa 282Kitabı okudu
Hz. Aişe HZ. Muhammed'e Ebu Kebir el Hüzelinin şiirini ifade etti
Şiir: Yüz çizgilerine baktığın vakit, yağmur damlalarını akıtan buluttan çıkan şimşek gibi parlak ve kar gibi ak.
Sayfa 133 - Hz. Aiş Hz. Muhammed'in yüzünden akan terleri görünce aklına gelen şiirKitabı okudu
Reklam
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
_Tanrıları, tıpkı insanlar gibi sevgi ve nefretle harekete geçen, armağan ve kurbanlarla etkilenen duygulu ve zeki varlıklar diye biliriz. İşte, dinin kökeni budur. Dolayısıyla, puta tapıcılığın ya da çoktanrıcılığın da kökeni budur. Tanrısal varlıkları yetkinliğin en son sınırlarına değin yücelte yücelte, sonunda birlik ve sonsuzluk, yalınlık ve
Hz. Muhammed (s.a.v) haram kılınan başlıca şeyler
Yazı yazmak ve şiir okumak, zekât ve sadaka almak, dünyevi menfaat ve çıkar kaygısına kapılmak, savaşta hileye başvurmak, bizzat peygambere haram kılınan başlıca şeylerdir. Bir kadını istemediği halde nikâhı altında tutmak veya ayrılmak istemeyen eşini boşamak; soğan, sarımsak ve pırasa yemek ve yaslanarak yemek yeme de ona haramdır. Yaslanarak yemek yeme meselesi tartışmalıdır. İsabetli olan görüş bunun haram değil, mekruh olduğudur. Ehl-i kitaptan olan hür kadınları ve Müslüman cariyeler ile evlenmek ve borçlunun cenaze namazını kılmak da Resul-i Ekrem'e haramdır. Fakat bu konu da tartışmalıdır. Nitekim borcu ödendikten sonra Hz. Peygamber'in ölen kişinin cenaze namazını kıldığı nakledilmiştir.
Sayfa 53 - Çelik Yayınevi
Atatürk'ün o dönemde okullarda okutulan "Tarih II" kitabı için kendi el yazısıyla yazdığı İslam'ın doğuşu ve Kur'an'ın ortaya çıkışı bölümü şöyledir: "(Hz.) Muhammed'in Peygamberliği: Muhammed'in peygamberlik vazifesinin nasıl başladığını izah etmek en nazik ve en müşkül meseledir. Muhammed'in bir
Sayfa 52 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ünlü Alman Şairi Goethe'den Hz. Muhammed'e (sav) yazılan şiir:
... Çiçeklenir ayak bastığı yerler Ve nefesiyle yeşerir çimenler Yoldaşı olur şimdi ırmaklar Ovaları doldurur gümüş ışıklar Bir ses yükselir pınarlardan. ...
Sayfa 111Kitabı okudu
Hz Peygamberin Vefâtı
Yok mu, ey yolcu, bu yoldan dönmek; Yeniden Refref'e binmek yok mu? Göğe çıktın yine... lâkin, bu sefer, Yâ Muhammed, yere inmek yok mu: Seni görmekte gecikmişleri de, Gelip, eshâbın edinmek yok mu? Ağlıyor, ağlıyoruz ardından... Bu sıcak yaşlara dinmek yok mu? Varmış Ukbâ'da buluşmak... ammâ Bize dünyâda sevinmek yok mu: Seni görmekte gecikmişleri de, Gelip, eshâbın edinmek yok mu?
Sayfa 78 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Önemli Bir Toplantı
"Biz, (Muhammed'e) şiir öğretmedik; (şiir) Ona yakışmaz da. O(na vahyedilen) sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır." (Yâsin, 36/69)
Sayfa 200 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
(Hz.) Muhammed'in Yakarması
Gerçi saklandığı yere, pek yüce olan girince, o bir bakışta tanınan melek dimdik, görkemli ve parıltılar salan: yalvardı, bütün iddialardan vazgeçerek, İzin verilsin diye gezgin kalmasına eskisi gibi, dalgın tacir olarak yani; okumuşluğu yoktu, - fazla gelirdi ona, bilginlere de, görmek sözün b ö y l e s i n i Melekse, buyururcasına, gösteriyordu levhasında yazılmış olanı yalvarana gösteriyor ve istiyordu tekrar: O k u. Okudu o da: öyle ki, melek hayrandı. Çoktan okumuş denirdi artık ona, yapabilendi o, kulak veren ve yapandı.
Reklam
Peygamber efendimiz Hz Muhammed'e (sav) övgü..
Bayındır yapılar yağmurdan, güneşin kavuran ışınlarından yok olur gider." Ben öyle yüce bir şiir sarayı yükselttim ki yelden de yağmurdan da zarar görmeyecek.Ben artık ölmeyecegim; hep diri kalacağım; çünkü ben sözün tohumunu attım bu toprağa." Aklı, dini, düşüncesi ve bir sözü olan kişi bana ölümümden sonra övgüler gönderecek. "Binlerce selam ve binlerce övgü; bizden saygılar Mustafa'ya(S.a.v); onun tertemiz ehl-i beytine de bu arı din için övgüler ve saygılar."
1- Mersiye 2- Naat 3- Zülfikarnâme 4- Miraçnâme 5- Devriyye 6- Taşlama
1- Alevî ulularına özellikle, Hz. Hüseyin'e ağıt olan bir müzik ve şiir biçimidir. Hece kadar aruz vezniyle de yazılır. En yaygın türü "Muharremiye" dir. 2- Peygamberleri, On İki İmam'ı ve diğer Alevî ulularını öven şiirlerdir. Hacı Bektaş Veli için yazılanlar ciddi bir toplam tutar. 3- Hz. Ali'nin yiğitliğini ve dillere destan kılıcı Zülfikar'ı anlatır. Temeli, "La feta illa Ali, la seyfe illa Zülfikar" yani "Ali'den üstün yiğit, Zülfikarden keskin kılıç yoktur" şeklindeki hadise dayanır. 4- Hz. Muhammed'in miracını konu edinen ve müzik eşliğinde okunan şiirlerdir. En meşhuru “Ali bizim Şahımız/Kâbe kıblegahımız" misralarının bulunduğu miraçnamedir. 5- Alevî edebiyatının en karmaşık ve izah edilmesi en zor olan türlerinden biridir. Ancak genel bir kanı olarak Kur'ân'da bulunan “Onlar ki kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman: ‘Biz muhakkak ki Allah içiniz (O'na ulaşmak ve teslim olmak için yaratıldık) ve muhakkak O'na döneceğiz (ulaşacağız),' derler" ayetinden hareketle yazıldığı kabul edilir. Sünnî gelenekte de bu türün örnekleri bulunur. Alevîlerde bazen müzik eşliğinde okunur. Cismin ve ruhun Allah'a ulaşmasını ifade eder ki bu aşamaya “fenafillah” denir. 6- Alevî edebiyatında kişileri ve bozuk düzeni, yanlış ve eksik düşünceleri eleştirmek için yazılan ve müzik eşliğinde okunan şiirlerdir. Genellikle Sünnî toplumun Alevîlere yönelik yanlış düşüncelerini eleştirmek maksadıyla kaleme alınmıştır. Son dönemde milli konularla ilgili taşlamalar da yazılmıştır.
Sayfa 95 - KRİPTOKitabı okudu
Yâ Rab hemîşe lûtfunu kıl reh-nümâ bana  Gösterme ol tarîki ki yetmez sana bana  Kat' eyle âşinâlığım andan ki gayrdır  Ancak öz âşinâların et âşinâ bana  Bir yerde sâbit et kadem-i i'tibârımı  Kim rehber-i şeri'at ola muktedâ bana
Sayfa 158 - Kapı Yayınları, FuzûlîKitabı okudu
Kurân'ın özellikleri her defasında farklı bir veçheden karşımıza çıkar . Biz ona nasıl bakıyorsak o da bize kendini o hâlde ifşa eder . O , insanlara toplu olarak hitap ettiği gibi , onları bi reysel olarak da muhatap alır . Ve etkisini de o istikamette geliştirir . Hemen akla gelebilecek olan örnekleri sıralayabiliriz . Hz . Ebu
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.