Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
256 syf.
10/10 puan verdi
''İçimizde şeytan yok… İçimizde aciz var… Tembellik var… İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var… Hiçbir şey üzerinde düşünmeye, hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,9bin okunma
336 syf.
8/10 puan verdi
“Hikayeler insanı kendi kuyusundan çıkarır, başkalarının kuyularına atar,” (sf,12) Kendi kuyunuzdan çıkıp Mürşit’in kuyusuna atlamaya hazır mısınız? Öncelikle kendinizi çelikten bir umut, pamuktan bir anlayış ve geniş bir zaman dilimiyle kuşatmanızı tavsiye ederim. Mürşit’in kuyusu fazla derin. İçine düştüğünüzde içiniz öyle ağrıyacak ki
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20213,996 okunma
Reklam
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Geçmişimiz Aslında İçimizde Bir yerlerde Hep Yaşıyor...
Herkese Merhabalar, ***Bazen Kendimi Kaptırıp SPOİLER vermiş olabilirim. Sonra Vay efendim neden bunu yazdın vs. demeyin. Baştan okuyun SPOİLER durumunu sonra devam edin. Sonrasında mesuliyet kabul etmiyorum :)*** Uzun süredir kitap yorumlarımı girmiyordum, geriye dönük hepsini gireceğim. Ancak şimdi, dün gece bitirdiğim bu kitabın yorumu ile
Kral Kaybederse
Kral KaybederseGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 201516,8bin okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yarayı kapatan aşk yaradan da derin...
“ve sen kabuğuna düşman aslını inkâr iflah olmaz bir yarasın bir sevgi düşün ki Matilda iyileştikçe yaralayan aklaştıkça karalayan bir bedende çürüyen iki can…” (s.7) Matilda… Beni benden alan şiir. Bundan on ay kadar önce şiir sitesinde şiir bakınırken Matilda’ya rastladım. Çok etkilendim ve önce kendi yarama sonra ileti olarak sizin
Sudan Mürekkep
Sudan MürekkepNecat Uslu · Çalakalem Yayınları · 202135 okunma
:D
Açlık mesele değil, bir şekilde dayanabilirim. Ama çok fena sıkışmıştım. Hani odada boş bir şişe bulsam onunla bile görebilirim şu an işimi. Hatta bir ara balkondan aşağı fıydırsam mı diye düşünmedim değil. Salondaki misafirlere görünmeden tuvalete gitmeye çalışmak. Yok böyle bir gerilim. Hadi gittin diyelim. Bir de içeridekilere duyurmadan klozetin kenarına kenarına işemeye çalışmak yok mu? Sifon çekme kısmına kadar gelebilsem gerisi kolay aslında. Birden sifona asılıp kaçarım yukarı. Dayanacak gücüm kalmadı. Ne olursa olsun diyerek çıktım odadan. Parmak uçlarıma basarak indim merdivenleri. Tam tuvaletin kapısına geldim ki, o çıktı içeriden. Yemyeşil gözlerinin içinde kayboldum resmen. Evin tüm duvarları yıkıldı, koca koca ağaçlar sardı etrafımı. Bembeyaz teni bulut oldu, üzerime yağmurlar yağdırdı. Allah'ım hayallerime bile sığdıramayacağım böyle bir güzelliğin yeryüzünde işi ne? Belli ki varlıgına delil olarak göndermişsin tamam da, bizim evde işi ne? Bir masalın içinden çıkıp gelse bu kadar şaşırmam ama bu kız nasıl olur da bizim tuvaletten çıkar? Hayatımın aşkına bizim evin tuvaletinde rastladım diye anlatsam kim inanır ki bana? İlk görüşte aşk dedikleri böyle bir şey demek ki. Göğsümden bir parça söküldü, karnımda kelebekler uçuştu, içim alev aldı, bacaklarım uyuştu.Hissizleştim. Belden aşağımda bir sıcaklık, tenimde bir ıslaklık. Aşk dedikleri... "Oglum, n'aptın sen altına mı işedin?" Altıma mı işedim? Hasiktir. Ulan aşk maşk derken koyvermişim resmen.
Yola yoldaş olunmaz
Evet Aşkın acemisiyim ben. Biliyorum. Ya çok seviyorum bilmeden, Ya batıya gidiyorum hep, Günü uzatmak için. Böyle ne kadar sürebilir Yola yoldaş olunmaz,
Reklam
Sabahattin Ali'nin, eşi Aliye Hanım'a yazdığı mektup
“Benim Sevgili Aliye’m, Mektubunu aldım. “Ben fena kız değilim, senin meyus olmayıp saadetin için hayatımı şimdi fedaya hazırım!” diyorsun. Aliye, bana böyle şeyler yazma… Sonra ben sana deli gibi âşık olurum. Senin ne iyi kız olduğunu biliyorum. Muhakkak ki hayatımda yaptığım ve yapabileceğim en iyi iş seninle hayatımı birleştirmek oldu. Bundan
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Cânım Sait Faik’im
İncelemeyi yapmaya karar verdiğimde aklıma ilk gelen yorum Gülten Akın’ın şu dizeleri oldu; “Âh, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.” Sait Faik öyle ince, öyle insan bir yazar ki.. Durup ince şeyleri düşünmek bir yana, üzülen hatta oturup ağlayan bir insan. Böyle bir insan varmış yani. Herhangi bir masaldaki bir efsane değil. İşten, güçten, arkadaşlık ilişkilerinden, güncel yaşamdan, hatta kendimden çok bunaldığımda,kötü hissettiğimde hep bir deniz kenarına gider vapurları, gemileri izlerim. İyi gelir bana. Artık hayattan yorulup nefes almaya ihtiyaç duyduğumda Sait Faik’i okuyabileceğim. Aynı etkiyi yaratıyormuş meğerse. Öyle hissettim. Okurken içim o kadar dolup taştı ki, hayata dair umut verici, yaşamakla eşdeğer satırları, ağlattı, güldürdü. İnce ruhunu kitaptan bir alıntıyla aktarmak istiyorum; “ —Ne oluyorsun be? dedi. Şair misin, ne boksun? —Martı öldü de... dedim. —Martı da ölür, dedi. İnsan ölmüyor mu? ..Ben martıya bir mersiye yazmış, ateşin karşısında okumak üzereydim.” Kitabın sonlarına doğru, yalnızlık içinde kendine yalnızlık eşleri bulup, balıklara, kuşlara, ağaçlara duyduğu üzüntü kadar kendine de acıdığını, ama hala umutlu olduğunu anladığım hikayesinden bir alıntı; “Nereden gelirse gelsin, dağlardan, kuşlardan, denizden, insandan, hayvandan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin!.. Bir hişt hişt sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler, insanoğulları.. —Hişt hişt. —Hişt hişt. —Hişt hişt. “
Seçme Hikayeler
Seçme HikayelerSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20205,5bin okunma
Civanmert (1 Hikaye)
Ormanda yürüyordum. Yüksek çam ağaçlarının yeşilinin tüm tonları ile renk cümbüşüne bezendiği, gökyüzünün masmavi berraklığı ile güneşin billur ışığının birlikte bu doğayı daha da güzelleştirme konusunda adeta yarışıyorlarmışçasına hareket ettikleri bir günde, patika yolda yürüyordum. Geçmişte yaşadıklarımı düşünüyordum. Hafızamın bir
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
ÇIPLAK AYAKLI ÇOCUKLAR!
Heidi gibi taze keçi sütü içsem, peynirinden yesem, samandan bir yatakta gökyüzünü ve yıldızları seyre dalarken uykuya dalsam, dağlarında gün batımına dek çıplak ayaklarla dolaşsam, kaç yaşına kadar yaşarım acaba? Kitapta; samandan yapılmış yatakta bir delikten yıldızları seyrederken uykuya dalmak, keçi sütü, kızarmış et ve peynir, beyaz ve siyah ekmek, rüzgârlı ve karlı dağlar, mis gibi kokan çiçekler ve dinginlik gibi öyle ferah şeyler anlatılıyor ki okuyanın mutlu olmaması elde değil! Ben de aynı duyguları yaşadım! Gelin görün ki, Heidi’nin gerçek hikayesini, yazarın neyden esinlendiğini öğrenince içim fena oldu. Özellikle, Heidi’nin ayakkabı giymeyi reddetmesinin ardında yatan sebebi, çocukluk sanırken, meğerse gerçek ne kadar da farklıymış! Refah sıralamasında, dünya sıralamasının başında yer alan İsviçre gibi bir ülkenin, geçmişindeki utancı, çocuk kölelerini anlatmaktaymış oysa. Bir şekilde devlete borcu olan veya hapsedilmiş ebeveynlerin ortada kalmış çocukları, ebeveynlerinin borçlarına karşılık çalıştırılmak üzere haraç mezat satılmaktadır. Çıplak ayaklı çocukların gerçeği buradan gelmektedir. Köle çocukları satın alanlar, bunları öteki çocuklardan ayırabilmek için çıplak çalıştırmışlar. İşte, gerçek hikâye bu. Heidi, ön planda mutlu bir çocukluğu anlatırken; arka planda ise İsviçre’nin büyük utancı çocuk kölelerini anlatmaktadır. Hem sevinç hem de hüzünle beraber anacağım bir eser olacaktır, Heidi. İyi okumalar…
Heidi
HeidiJohanna Spyri · T. İş Bankası Kültür Yayınları · 20084,943 okunma
Reklam
448 syf.
1/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Brenda Novak'tan okuduğum ikinci kitabın yorumuyla merhabalar. Karlar Düşerken'i fena değil diyerek sevmiş olsam da serinin bu kitabını gerçekten hiç sevemedim. Devamı spoiler içerir. Karakterleri de yaşadıkları ilişkiyi de sevmedim. Kitabı okurken epey sıkıldım da ama Addy'nin hikâyesi nereye varacak diye merak ettiğim içim yine
Bir Yanımız Bahar
Bir Yanımız BaharBrenda Novak · Martı Yayıncılık · 2017477 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"İçim bulanıyor, duydunuz mu; bütün bu çirkef şeylerden içim bulanıyor!.." Zaten ayakta  duramıyor; elindeki bastonla, yanındaki uşakların yardımıyla düşe kalka, zor-bela yürüyorsun. Saçın, sakalın, bıyığın takma; dişlerin protez; gözün ise perdeli... On dakika evvel gördüğün, duyduğun bir şeyi; on saniye sonra unutuyorsun. Napoleon
Amcanın Düşü
Amcanın DüşüFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20173,269 okunma
Çocukken annemle öyle çiçek çiçek bir ilişkimiz yoktu. Çünkü karakterimiz çok farklıydı. Annem tanıdığım en realist insanlardan biri, ben tanıdığım en romantik insan:) O aklıyla konuşur, ben duygularımla... Şöyle anlatayım:) Ayak tırnağım batmıştı, ufak bir operasyon gerekti. Doktor steril şartlar nedeniyle beni yalnız aldı ameliyathaneye, annemi
626 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Bol bol spoiler içerir!!!
Herkes kitabın çok saracağından bahsediyordu sardı da 626 sayfa nasıl bitti anlamadım. Jane' in Mrs.Reed'e karşı kendini koruması kendini asla ezdirmemeye çalışması gerçekten hoşuma gitti. Mrs.Reed'den de anneliğinden de tiksiniyorum öyle çocuk mu yetiştirilir peki ya Jane'nin amcasına Jane'nin öldüğünü söylemesine ne demeli kıskançlığa bak yetim
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,1bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Gabriel Garcia Marguez'in Yüzyıllık Yalnızlık tan sonra okumuş olduğum ikinci kitabi Kırmızı Pazartesi .Bir çok paylasimda ve arkadaşlarla olan yazismalarimda sandim ki Marguez kitaplarinin siralamasi var ve o siraya gore okumam gerekiyor.Aksine olayın kasabada geçmesi dışında kitaplari birbirine bağlayan bir unsur göremedim.Bu ikisi için bu
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,5bin okunma
168 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.