Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir şeyler hazırlanıyordu mavi camların dışında farkında değildi mavi camların içindekiler. Dışarda ay kızarıyordu, çevresinde ince beyaz bir duman.
Sayfa 11 - Cem yayınevi IV Kitap 2
Tecrübe ettiğimiz dehşetin çapı o kadar genişti ki, onu bir ucundan tutamıyor, bir yerinden anlamaya başlayamıyor, üzüntünün uçsuz bucaksız uzayında toz zerrecikleri gibi dönüp duruyorduk. Kar küremiz kırılmış, içindekiler her yere saçılmıştı.
Reklam
Hane ayrı bir dünyadır a dostum. Bize hikaye gelir. Kapalı kapılar ardında hanelerde neler olduğunu bir duvarlar, bir de duvarların içindekiler bilir.
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Başlanan işi bir daha geri dönmeyi gerektirmeyecek şekilde bitirmeliyiz
Bir çalışmayı tekrarlamaya asla ihti­yaç duymamak, yaptığımız her şeyin nihai olmasına gayret etmek zamandan olağanüstü tasarruf sağlar. Bu nedenle öğ­renci okumalarını sağlam bir şekilde, canla başla yapmalı, yazarak özetlemeli, gerekiyorsa faydalı olacağını düşündüğü alıntıları kopya etmeli ve notlarını derhal içindekiler listesindeki başlıklara paylaştırmalıdır ki istediğinde onları yeniden kolayca bulabilsin.
Top, onlar için gürültüden ibaretti. İşte bu yüzden savaşlar sürüp gidebiliyor. O savaşın içindekiler bile, savaşırken onu imgeleyemiyorlar. Karınlarına kurşunu yemişken bile yoldan geçerken “hâlâ işe yarar” buldukları eski sandaletleri yerden toplamaya devam edebilirlerdi. Çayırda yan yatmış koyun da böyledir işte, bir yandan can çekişir bir yandan otlanmaya devam eder.
Reklam
Allah ile kul arasındaki perde nefsiymiş, bu âlem ve içindekiler değil.
İnsanın içindekiler de bir kitabın içindeki sayfalar gibiydi bazen.
Halk arasında "nişasta bazlı şeker" olarak bilinen tatlandırıcıyı bizler, değişik isimlerle tüketiyoruz. Satın aldığımız ambalajlı gıdalarda farklı isimle karşımıza çıkıyor. İçindekiler bölümünde; "mısır şurubu", "glikoz-fruktoz şuru­ bu", "yüksek fruktozlu mısır şurubu" vs. yazıyor. Evet, isimleri farklı olsa da özünde hepsi ayru; işlenmiş en­ düstriyel şeker! Bu sebeple... Nişasta kökenli şekere, -mısır nişastasından yapıldığı için­ "mısır şurubu" veya farklı isim denmesi kafanızı karıştırmasın; Hele... "Şurup" adırun yanıltıcılığına kanmayıruz! Bildiğimiz "şerbet" ile hiçbir ilgisi yoktur!
Bize gelince; dilimizi yabancılara değil, köylülerimize bile okutturamadık; geri bir tarımdan başka elimizde milli denebilecek bir sanatımız yok, zeka ve dimağımızm çalışma alanı pek sınırlıdır. Kalbimizin çarpması pek zayıftır. Gene bereket versin ki, herkesin faydalandığı o genel sofrada hissemize düşen kırıntılarla bir çeşit şöyle-böyle idare etmekle görünüşü kurtarmaya çabalıyoruz. Gustave Le Bon, Durkheim, Bergson ve daha başkaları olmasaydı, dimağımızın içindekiler eski tasavvufun dışına çıkamazdı. Fransız edebiyatının etkisi olmasaydı, ruhumuz harabat edebiyatının içinde bunalıp kalmış olacaktı.
Reklam
Tecrübe ettiğimiz dehşetin çapı o kadar genişti ki, onu bir ucundan tutamıyor, bir yerinden anlamaya başlayamıyor, üzüntünün uçsuz bucaksız uzayında toz zerrecikleri gibi dönüp duruyorduk. Kar küremiz kırılmış, içindekiler her yere saçılmıştı.
Sayfa 83 - İletişim
Sorunum kaldığımız oda değil. Sorun kafamın içindekiler. Düşüncelerimi ne kadar toplamaya çalışsam da bir türlü olmuyor.
Sayfa 74 - Tokyo KlasikleriKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.