Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu baskı dolu uzun cehalet zincirinin ilk halkasının koparılması Luther tarafından yapılan Reform sayesinde olmuştur. Her ne kadar Luther tarafından böyle bir niyetin belirtilmiş olduğu açık değilse de bu tarihten itibaren ya da kendilerine Reformcu denen kişilerin ortaya çıkmasından bu yana, bilimler canlanmaya ve bunun doğal yandaşı Özgür düşünce ortaya çıkmaya başladı. Reformun yarattığı tek kamu yararı buydu; dini yarar ön planda tutulsaydı bu gerçekleşmeyebilirdi. Mitolojik anlayış aynen devam etti; ulusal Papa'ların sayısı Hıristiyanlık Papa'sının düşmesinin ardından hızla arttı.
Mehmet Ali Paşa Mısır'da Osmanlı Devleti için bü­yük bir tehlike arz ediyordu. Reşit Paşa, Mısır meselesinde İngi­ lizlerin yardımlarını temin etmek bahanesiyle Balta Limanı'ndaki yalısında dört gün süren ve çok gizli tutulan pazarlıklar sonucun­ da 17 Ağustos 1838'de Osmanlı-İngiliz ticaret antlaşmasını im­zaladılar. Mustafa Reşit Paşa bu antlaşma ile ilgili bir yazısında "İlk defa hücuma uğradığını ve siyasi düşmanlarının en ağır ten­kitlerine maruz kaldığım antlaşma budur" diye yazıyor.
Reklam
20. Yüzyılın İlk Yarısında Reformcu Ulemanın Tepkisi
Reşid Rıza esas olarak 1923'ten itibaren Türkiye'deki rejimin modernleşme arzusuyla başvurduğu heykel sanatına karşı tepkilidir. 1923'te yayımlanan El-Hilafe ve'l-İmametu'l-Uzma (Halifelik ya da Yüksek İmamlık) başlıklı kitabında Mustafa Kemal'i sert bir biçimde eleştirir. Daha önce de değindiğimiz gibi, Mustafa Kemal'e göre her "medeni" millet büyük adamları onuruna anıtlar dikmeliydi; İslam inancı en başından beri müminlerin gönüllerinde sağlam kökler saldığı için, "aydınlanmış bir grup adamın bu taş parçalarına tapınabileceğine ihtimal vermek ve inanmak Müslüman dünyasına hakaret olur" diye belirtmişti (Türk Milli Komisyonu, 1963: 70).
Sayfa 89
Çoğu için baş düşman, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Müslüman dünyadaki ilk büyük laik reformcu Kemal Atatürk'tür. Mısır'da Kral Faruk ve başkanları Nasır ve Sedat, Suriye'de Hafız Esed, lrak'ta Saddam Hüseyin, İran Şahı ve Arabistan kral ve prensleri gibi çok çeşitli karakterler İslam' ın en tehlikeli düşmanları, içerideki düşmanları olarak nitelendirildi.
1827'de Navarin felâketi ve Mehmed Ali Paşa'nın ürkütücü başarıları ile karşılaşan II. Mahmûd, Batılı güçlerin sempati ve güvenini kazanmanın ve Osmanlı yönetiminin modernleşmesinin lüzumunu gören reformcu diplomatlarının tavsiyelerine kulak verdi. Bu tavsiyelere uygun olarak 1831-1838 yılları arasında, Batılılaşmaya doğru ilk kesin adımlar olarak görülebilecek bazı idari ve içtimai reformlar başlattı..
Sayfa 50 - Kronik KitapKitabı okudu
Cezayir, Osmanlı padişahının atadığı "Beylerbeyi"ler tarafından yönetilmekte idi. İlk olarak Barbaros Hayrettin Paşa bey­ lerbeyi olarak atanmıştı. Fakat daha sonra Osmanlı Devleti'nin zayıflaması sonucunda merkezi otorite de zaafa uğramış, Yeniçeri ocağı ileri gelenleri tarafından seçilen Dayılar, yönetime hakim duruma gelmişlerdi. Gittikçe kuwetlenen bu Dayılar, Vali 'nin işlerine karışmaya başladılar. Bu zorbalardan Baba Ali, 1799'da, Vali'yi kaçırtarak Cezayir'in idaresini tamamen eline aldı. Os­manlı Devleti, bu oldu bitti olayını tanıdı ve bundan böyle Ceza­yir'in idaresi maalesef Dayılar tarafından görülmeye başladı.
Reklam
Zafer kazanma fikri uğruna bir Rostopçin,¹ miraculum mundi (dünya harikası) Moskova'yı tamamen yakmaktan çekinmez ve hele bu konuda Savonarola'ya² benzeyen Tolstoy sadece yeni ve daha iyi bir kuramın haklılığını kanıtlamak için insanlığın tüm kültür mirasını, sanatı, bilimi ateşte yanmaya mahkûm etmekten çekinmez. ¹ Fyodor Vasilyeviç Rostopçin (1763-1826): Fransızların Rusya'yı işgali sırasında Moskova askeri valisi olarak görev yapan Rus subay ve devlet adamı. Fransız işgalinin ilk günlerinden başlayarak Moskova'nın dörtte üçünü yakan ve Fransızların geri çekilmesine neden olan yangınlardan sorumlu olduğu öne sürülmüştür. ² Giroloma Savonarola (1452-1498): Baskıcı yöneticilere ve yozlaşmış din adamlarına karşı mücadelesiyle anımsanan reformcu İtalyan din adamı.
Sayfa 343 - İş Bankası Modern Klasikler DizisiKitabı okudu
Eğitim ve İngiliz Dili
Oxford'da verdiğim konuşmanın ardından genç bir İngiliz bir İnternet sitesinde şöyle yazmıştı: "İngiltere, bağımsızlık için gerekli olan aracı Hindistan'a temin etmiştir. Modern demokrasi, bir anayasa ve insan haklarının teminat altında olduğu kendi kendini yönetme fikirlerini Hindistan'a yurtdışında tahsil görmüş
Hindistan, İngiltere'nin refahı için vazgeçilmez hale geldikçe milyonlarca Hindistanlı pekala önlenebilir kıtlıklarda, açlıktan can vermeye başlamıştı. İngiltere'nin acımasız ekonomi politikalarından ötürü İngiliz Sömürgeciliği Holocaust'u diye tabir edilebilecek olan bu durumun sonucu olarak 30 ila 35 milyon Hindistanlı açlıktan
Rusya'yı harp konusunda cesaretlendiren sebepler:
Osmanlı Devleti'nin Yeniçeri Ocağını kaldırması, donanmasının Navarin'de yakılması sonucu ordusuz ve donanmasız kalması idi. Rusya, Osmanlı yeni bir or­ du ve donanma kurmadan onun üzerine atılmak istiyordu. Diğer yandan Rusya, 1812 Bükreş Antlaşması'ndan memnun olmadığı için bunun değiştirilmesini istemek üzere bir nota verdi. Bu nota bir harp sebebi idi. Osmanlı Devleti savaşa hazır olmadığı için Rusya'nın bu tek­lifni kabul etmek zorunda kaldı. Yine 1826'da imzalanan Akkerman Antlaşması'yla, Sırbistan'la Eflak ve Boğdan ' ın muhtari­ yetleri genişletildi. Rusya'ya, buraların iç işlerine müdahale hakkı tanındı. Bütün bu gelişmelerden rahatsız olan ve galeyana gelen halkımız, ilk fırsatta bunların değiştirileceği açıklaması yapılarak yatıştırıldı.
Reklam
İkinci Mahmut tahta oturduktan sonra ilk iş olarak, hayatını kurtaran Cevri Kalfa'ya çok ikramlarda bulundu. Bu fedakar ka­ dına, Divanyolu'nda adını taşıyan okul, sebil ve çeşme yaptırarak, ismini yaşattı.
_Hiçbir şey söylememek amacıyla sürekli konuşuyorlar. Öfkeli sözlerle tatsız gerçeklerin üzerini örtme çabasından başka bir şey değil bu. Cüretli iddialar, politik ajitasyonlar, eşi benzeri görülmemiş anlamsız düşüncelerle iflah olmaz insanlar. _Söylenenler sürekli tekrarlanırsa artık kanıta ihtiyaç kalmadan kesin gerçek olarak kabul edileceğine
Müslüman radikallerin ve militanların yazdıklarında düşman çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Bazen Yahudi veya Siyonist, bazen Hristiyan veya misyoner, bazen Batılı emperyalist, bazın -daha az sıklıkla- Rus veya başka bir komünist olagelmiştir. Ancak birincil düşmanları, kampanya ve saldırılarının ilk hedefi, yerel laikleşme taraftarlarıdır; laiklik okullar ve üniversiteler, laik yasalar ve mahkemeler getirip İslam’ı ve üst düzey temsilcilerini eğitim ve yargı gibi iki temel alanının dışında tutarak devletin İslami temellerini zayıflatmaya veya değiştirmeye çalışanlar bu laiklik taraftarlarıdır. Çoğu için baş düşman, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Müslüman dünyadaki ilk büyük laik reformcu Mustafa Kemal Atatürk’tür
Sayfa 125Kitabı okudu
Reformcu Padişah II. Mahmut, 19. yüzyılın ilk yarısında, sarığın yalnızca din adamları tarafından kullanılmasını, sivil ve askeri yöneticilerin fes giymesini istemişti. Kırmızı yumuşak fötrden yapılan fes, Akdenizli denizcilerin başlıklarından esinlenmişti ve Fas'ın dört başkentinden birinin adını taşıyordu.
Kudurtucu bir tarzı var
Müslüman radikallerin ve militanların yazdıklarında düşman çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Bazen Yahudi veya Siyonist, bazen Hıristiyan veya misyoner, bazen Batılı emperyalist, bazen -daha az sıklıkta- Rus veya başka bir komünist olagelmiştir. Ancak birincil düşmanları, kampanya ve saldırılarının ilk hedefi, yerel laikleşme taraftarlarıdır; laik okullar ve üniversiteler, laik yasalar ve mahkemeler getirip İslam'ı ve üst düzey temsilcilerini eğitim ve yargı gibi iki temel alanının dışında tutarak devletin İslami temelini zayıflatmaya veya değiştirmeye çalışanlar bu laiklik taraftarlarıdır. Çoğu için baş düşman, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Müslüman dünyadaki ilk büyük laik reformcu Kemal Atatürk'tür.
Sayfa 125 - Laiklik ve Sivil ToplumKitabı okudu
109 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.