Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bende katılıyorum.. ;)
İlk görüşte pek büyük, pek hayranlık verici olup da yavaş yavaş daha az hayretle bakılmayan hiçbir şey yoktur," diyor Lucretius.
İlçenin tek kırtasiyesinde “Kürtçe-Türkçe sözlük var mı?” diye sorduğumdaysa, “Otuz yıldır bu dükkânı işletiyorum. İlk defa biri bunu soruyor” yanıtını alıyordum. Oysa önünde, İstanbul Life’ın eski sayıları ve kapaklarında, onlara bakanlardan bambaşka yüzlerin sıralandığı bir tezgahı bile vardı. Ama sözlük yoktu. Demek ki, anlaşmamak için anlaşmıştık.
Sayfa 42
Reklam
Önsöz
Doktoradan sonra Arapçada kelime türetimi konusunu çalışmayı tasarlıyordum. Konuyu ana hatlarıyla bilmekle beraber, sistemli bir bilgi sahibi değildim. Bu bakımdan öncelikle iştikâk kelimesinin sözlük anlamından işe koyuldum. İlk başta Lisânu'l-'Arab'ın şakka maddesine mürâcaat ettim. Yavan bir dille anlatılamayacak kadar romantik, bazen şen
DİN VE BİLİM KİTAPLARI
Tevbe Suresi 112. Ayet
112. O tövbekârlar, ibadet edenler, hamdedenler, dünyada yolcu gibi yaşayanlar, rükûa varanlar, secde edenler, iyiliği teşvik edip kötülükten alıkoyanlar, Allah'ın sınırlarını gözetenler; müjdele o müminleri! ["Dünyada yolcu gibi yaşayanlar" şeklinde tercüme ettiğimiz es- sâihûn kelimesinin sözlük anlamı "seyahat edenler" olup bunu esas alan değişik yorumlar yapıldığı gibi, "Ümmetimin seyahati oruçtur" meâlindeki hadise dayanılarak "oruç tutanlar" şeklinde de yorumlanmış ve seyahatle oruç arasındaki benzerlikler üzerinde durulmuştur. Bazı ilk dönem müfessirleri bir başka hadise dayanarak aynı kelimeye "cihad edenler" anlamını vermiştir. Tercümemize esas olan düşünceyi de şöyle özetlemek mümkündür: Bu dünyanın fâni olduğunu unutmayanlar, ömür sermayelerini olabildiğince ebedi mutluluğa yatıranlar, dünya hayatlarını hep bir yolcunun şuuru içinde bu ebediyet yolcuları, kelimenin yorumunda zikredilen güzel davranışlar içinde bulunurlar.]
Sayfa 204Kitabı okudu
Mesela Capgras Sendromu maddesini okudum geçenlerde: 'Başkalarının ya da kendisinin aslında başkaları veya kendisi olmadığı, onların yerini sahtelerinin yani kopyalarının aldığı kuruntusu ...' diyordu sözlük. Hikâyem okunduğunda bunun anlaşılır olduğu görülecektir. Anlaşılmaz olan, durup dururken elimin neden bu sözlüğe gittiği ve okumak için dokuz bin madde arasından nasıl olup da bu maddeyi seçmiş olduğum. Not - Capgras Sendromu: Beyinde, yakınlık duygusunu kontrol eden kısmın anormalleşmesiyle ortaya çıkan bir hastalık. Az rastlanır psikiyatrik sendromlardan olan Capgras sendromu, hastanın çoğunlukla yakın akrabalarından birinin veya evcil hayvanının tıpatıp benzeriyle yer değiştirdiğine inandığı, ilk kez 1923 yılında Fransız psikolog Joseph Capgras (1873 - 1950 ) tarafından tanımlanmış olan sanrısal bir bozukluktur. Bu sendromda hasta çevresindeki değişik insanların yerlerine benzerlerinin geçtiğine inanır. Capgras sendromu, psikiyatride sanrısal yanlış tanıma sendromları olarak sınıflandırılan bir grup hastalığın en iyi bilinen ve en sık rastlananıdır. Capgras Sendromu, edebiyatta Dostoyevski'nin Ecinniler romanında ve Lord David Cecil'in Yaralı Geyik kitabında da işlenmiştir.
Sayfa 60 - Can YayınlarıKitabı okudu
Sen ilk öptüğüm,dokunduğum Hakkında durmadan hayaller kurduğum Ben aşk denen o ünlü kelimenin Sözlük anlamını senin kollarında buldum
Reklam
Biraz kapak alıntısı biraz yorum
Sevgili Dost! Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi. Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmediğinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz? - Bu kadar çok "Sevgili Dost" denmesinin bende bıraktığını size nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Küçükken sözlük okurdum hatta bitirdiğim ilk kitap zambak yayınlarının Türkçe Sözlüğüydü. Kelimeleri tekrar ettikçe anlamsız bir hâl alırdı. Sürekli "kalemkalemkalem" demek beni kalem sözcüğünün anlamından uzaklaştırırdı küçükken. En iyi böyle anlatabilirim herhalde ve bu kitabın zamanımı alarak bana kattığı tek şey beni o anılarıma/anlarıma götürmesi oldu. Zira birbiriyle çelişkili alıntıların yanı sıra kendi çapında biraz tasavvufla tütsülenmiş sığ cümlelerle soslanmış çatalı batırıp kendi etrafında döndürmedikçe ağzınıza götüremediğiniz spagetti edebiyatı olmuş. Sanırım biz öğrencileri de fiyat-performansı ile önce gözü sonra karnı doyuran makarnadan vurmak istemiş Sevgili Dost Ali Ural.
Oxford Illustrated Dictionary [Oxford Resimli Sözlük] ve­gan kelimesini 1962’de tanıdı. Yirmi birinci yüzyılın ilk on yılının sonlarına doğru Microsoft Word'un yazım denetimi uygulaması “vegan” kelimesinin altını sanki bir şeyin yanlış yazılmış haliymiş gibi çizmekten vazgeçti. :))
Annenin bebeğinin acısını dindirebilme yetisini "kapsama" terimiyle ilk tanımlayan kişi, psikanalist W.R. Bion'du. Unutma­yın, bebeklik çağı cennet değildir; dehşet zamanıdır. Bebekliği­mizde tuhaf , yabancı bir dünyadayızdır; doğru dürüst göremeyiz ve bedenlerimize sürekli şaşarız; açlık ve gaz ve bağırsak hare­ketleri yüzünden sürekli tetikteyizdir ve duygularımızla başa çıkamayız. Sözlük anlamıyla saldırı altındayızdır. Bizi sakinleştir­mesi ve yaşadıklarımıza anlam kazandırabilmesi için annemize ihtiyacımız vardır. O bunu yaparken yavaş yavaş kendi fiziksel ve duygusal durumlarımızı yönetmeyi öğreniriz. Ama kendimizi kapsama kapasitemiz doğrudan annemizin bizi kapsama yetisine bağlıdır.
Sayfa 93 - PdfKitabı okudu
1729 yılında ilk kitap olarak iki ciltlik" bir sözlük basıldı. Sözlüğün ilk cildinde padişahın matbaa kurulmasına izin veren fermanı, şeyhülislamın matbaanın caiz olduğunu belirten fetvası, imparatorluğun iki baş kadısının onay belgeleri ve matbaanın faydalarını anlatan bir yazı bulunuyordu.
Reklam
"İlk görüşte pek büyük, pek hayranlık verici olup da yavaş yavaş daha az hayretle bakılmayan hiçbir şey yoktur"
İşte şeytan ilk altın parayı eline aldı. Bir ışık yayıldı sikkeden yüze. Sonra kelimelere sıçradı: "Seninle razı edeceğim insanları sınırı aşmaya! Seni öyle güvenilir kılacağım ki, senden başkasına güvenemeyecekler. Senin için öldürecekler birbirlerini!"
Sayfa 145Kitabı okudu
2. Kitapların Dogmaları "Gökten indiği sanılan kitapların dogmaları" cümlesindeki "dogmalar" ifadesi de kutsal kitap sözlerine hakaret değildir. Şöyle ki, bütün sözlüklerde "dogma" sözcüğü "Kat'i olarak ileri sürülen fikir" anlamındadır. Sözcük Fransızca "dogme" sözcüğüne dayanmaktadır.
Sayfa 55 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Ahmed Vahid Bey ve Lügati
İlk defa 1924’te basıldığını öğrendiğimiz ve yazarın ifadesiyle “ Redhouse’un lügatinde sonra bir Türk tarafından hazırlanan ilk İngilizce-Türkçe sözlük olan bu eseri aradan geçen onca zamana rağmen orijinal haliyle biz basamamıştık,fakat Lübnan’da basılmıştı...
Peri kızları kanatlarıyla sırtını okşayarak “Ape Musa , Hüzünlü ve yaralı amca, daha bitmedi… Hatta her şey şimdi başlıyor… Ölüm sözlük bitmeyen bir coşku senedir dediler. Beyaz giysiler katına çıkmadan veriyor şimdi de ölümlü Yaşamınızın 76. yılının uğruna verdiğiniz güzel ülkemizin tümüyle size göstereceğiz. Ölümsüzlüğe atılan ilk adım bununla başlıyor“
Sayfa 140 - ithakiKitabı okudu
400 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.