Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sabır
"İlmin başı sabırdır ve söyleyeceğim de bu kadardır"
İlim
Demişlerdir ki '' İlmin başı susmak, sonra dinlemek, sonra edinilen ilmi korumak, sonra o ilimle amel etmek, sonra da o ilmi yaymaktır. ''
Sayfa 33 - Muhtasar, Işık YayınlarıKitabı okudu
Reklam
NEDİR İLMİN BAŞI? Vaktiyle köyün birinde Deli Hüseyin diye anılan bir adam varmış. Yirmi yaşına varan Deli Hüseyin evlenmiş, düğün yapmış. Düğün gecesi, nikâh kıymaya gelen iki hocaefendi bir dînî mesele hakkında güzel bir sohbete başlamışlar. Genç Hüseyin hayran hayran bu mubâhaseyi dinlemiş, o yaşına kadar geçirdiği zamana hayıflanmış, içinde
Efendi hz.
Ilmin başı soğandan acı, sonu ise baldan tatlıdır...
Cahillerin rütbe dağıttığı, asalet ve ilmin çömezlere teslim olduğu bir yapısallaşmada iktidarın, tökezlenmiş at gibi başı yerde demektir.
Sayfa 96 - Timaş YAYINLARIKitabı okudu
Sözde Haremde Entrikalar Peşinde Koşan Sultan
Ancak burada farklı bir durum söz konusudur.Bu sanduka kabre konulacak mıdır? Normalde dinen, vefat eden kişi kabre konulduğunda yanında sadece dikişsiz bir kefen bezi götürebilmekteyken, bu sanduka ile ilgili nasıl bir karar verilecektir.Kararı verecek kişi hiç şüphesiz o günlerde ilmin başı olan büyük Şeyhülislam Ebussuud Efendi' dir.Bütün gözler Ebussuud Efendi' ye bakar.Caiz değildir derse sanduka kabre konulacak, değildir derse konmayacaktır. Ebussuud Efendi, sandukayı açın der.Açarlar, bütün gözler merakla sandukadan çıkacak şeye yönelir.Sandukadan; altınlar, elmaslar, çekler, senetler, tapular, tahviller çıkmaz.Sultan Süleyman' a neden Kanuni diyoruz.Çünkü 46 senelik saltanatında birçok kanun yapmış, birçok kanuna yön vermiş.Bunları kafasına göre mi yapmış? Hayır, başta Divan-ı Hümayun olmak üzere devrin şeyhülislamından fetva almış.Sandukadan bu fetvalar çıkar.Peki bir kişi, neden fetvalarla gömülmek ister? İnancımıza göre vefat ettiğimizde, kabre konduğumuzda sorgu sual melekleri yanımıza gelecek ve yaptıklarımızdan soracaklardır.Böyle bir durumda Kanuni, yanındaki sandukadan tek tek fetvaları gösterecek, "Hiçbir kararı kafama göre almadım.Gerekli yerlere sordum!" diyecektir.Tabir yerindeyse kefeni yırtacaktır. Ebussuud Hazretleri bu tablo karşısında gözyaşlarını tutamaz, ağlar, sultanın naaşına kapanır ve şu mandar sözleri söyler; "Ey büyük sultan, sen kendini kurtardın ya bakalım Rüz-ı Mahşer' de bizim halimiz nice olur."
Sayfa 259 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
Yürüyen risaleler vardır etrafınızda. Çokturlar hem de. Papatyalar gibi her bir yerde. Hastanede, yolda, otobüste, durakta. 1000 kitapta da elbet. Sevgili Murat Suha mesela, Sevgili Rojhılat.. Beyamca.. Sevgili Hakan mesela.. Hal diliyle okuyandır onlar. Bakışları risale konuşur sessizce, buram buram risale kokarlar. Bakarsınız ciddiyet,
Hastalar Risalesi
Hastalar RisalesiBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 20132,080 okunma
​Muhammed bin Nadr el-Harisi dedi ki:İlmin başı susmak, sonra dinlemek, sonra ezberlemek, sonra amel etmek, sonra da yaymaktır.
Sayfa 192 - undefinedKitabı okudu
Mahir Emmi ile yarasa yavrularının cıbıl kalmalarının hikayesidir
Belkıs, bir gün Davutoğlu Süleyman'dan (ki, kendisi hem peygamber hem de padişahtır) kuş tüyünden saray istedi. Peki, dedi o garibim de, ne desin. Hemen kuşları topladı; dedi ki, böyleyken böyle... Yarasa hemen silkindi, tüylerim feda olsun, dedi. Baktılar ki, kör kuş yok. Haber saldılar gelsin diye. Kör kuş geldi. Sen ne diyorsun bu işe, dedi Davutoğlu Süleyman. Kör kuş dedi, benim de tüyüm feda olsun, yalnız sana bir şey soracağım. Sor, dedi. Dedi ki, şu an da dünyada kadın mı çok, erkek mi? Erkek çoktur, dedi. Neden Süleyman? Ben beni erkek bildiğim için, diye cevap verdi. Peki, dedi kör kuş; sen bir karının ağzına bakıp kuş tüyünden saray istiyorsun, sen karı ağızlı olmuşsun. Davutoğlu Süleyman şöyle bir silkindi; ya kör kuş, dedi, sen güzel konuştun, öyle ya, kuş tüyünden saray olur mu, bir rüzgar gelir, alır gider. Valla senin kafan büyük akıl dolu. Sen kör kuş değil, bey kuşsun. Onun böyle demesi üzerine kör kuş oldu bey kuş. Bu sözlere dikkat et efendi ağa; evet, yarasa kuşu da birdenbire cıbıl kaldı anasını satayım. Onun için cücükleri de cıbıldır. İnsanoğlu birbirine "Yahu yarasa kuşu gibi niye hemen silkindin, tüyünü döktün? der. İşte ilmin başı nedir? Sabırdır.
Sayfa 58 - Doğan Kitap 1.Baskı 2009 "Bozulmayan Yazı" adlı öyküden
Hz.Ali
Hz.Ali İlim Hakiki bir Mürşiddir. İlim tükenmez bir hazine, akıl eskimek bilmez bir elbisedir. İlim maldan hayırlıdır: İlim seni korur, malı sen korursun. Mal vermekle azalır, ilim öğretmekle artar. İlim hakimdir, mal ise mahkum. İlim sahibi cömert olur, mal sahibi cimri olur. İlim ruhun hakimidir. İlim sahibi cömert olur, mal sahibi cimri
Reklam
~son~
Kanaat ilmin başı Fakir onun Yoldaşı Huzur isteyen kişi Kanaati bulmalı Gökten Üç Elma düştü... biri yazanın, biri okuyanın, biri de Kanaat'in başına...
“Israrla talepte bulunduğun halde duânın kabulünün gecikmesinden ötürü bana icabet edilmedi diye umutsuzluğa karamsarlığa düşme. (14) Çünkü Allah Teâlâ vereceğine kefil olmuştur. Ancak senin kendine seçtiğini değil sana uygun olanı dilemiştir. Ve senin istediğin zamanda değil, kendi istediği zamanda sana verir.(15)” Dipnot: (14) “Allah
471 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.