Ey Türk milleti ! İkinci vazifen Atatürk'ü anlamaktir.
Atatürk hakkında okumalar ve araştırmalar yapıp bunların neticesinde onu daha iyi anladıkça, ona hayran olmamam elde değil. Bu millet için yaptıkları herkesin malumudur. Hayatı boyunca gerek askeri gerek politika alanında tüm dünyanın takdirini ve hayranlığını toplamayı başarmıştır. Yaşadığı
Zülfü Livaneli, sanırım Türkiye nin en çok okunan Türk yazarı olabilir. Bir diğeri de
Ahmet Ümit sanırım. Halkın istediğini iyi bilen ve bundan ekmeğini iyi kazanan iki kalem. Tam adı Ömer Zülfü dür. Gürcü asıllıdır. Siyaset, film, dizi, müzisyen, yazar demek sanırım daha doğru. Birden fazla sektörde aynı derecede ünlü olan nadir insanlardandır Livaneli.
Peyami Safa, edebi terennümün, manevi tereddüdün ve siyasi tahakkümün sesi olmuştu. 1910 1961 yılları arasında başını ellerinin arasına alarak düşünce denizlerinde yüzen münzevi bir ruh, mütecessis bir akıl ve mütefekkir bir duruş... Peyami Safa için ne diyorsak diyelim. Tanım için hiç bir kelime yetmez! Burada bir başlangıç ile iki kısma ayırarak
Ali Haydar Paşa’nın Hatıratlarıyla: Arap İsyanı
Osmanlı yönetimi, Arabistan yönetimini ellerinde tutmak için ve Arap İsyanını başlatan Şerif Hüseyin’e karşı, Şerif Ali Haydar Paşa’yı 1916'da tayin etmişlerdir. Böylece Şerif Ali Haydar Paşa, son Osmanlı Mekke Emir’i olarak karşımıza çıkar. Ancak İngilizlerin desteklediği Şerif Hüseyin’e karşı
Thomas Hobbes).
İnsanlık tarihinin sayfaları, insanın insana yaptığı akla hayale gelmedik kötülüklerin sebep olduğu çok büyük acı, ıstırap ve gözyaşlarıyla dolu. Çevirdiğiniz her bir sayfada öyle insan hikâyeleriyle karşılaşıyorsunuz ki “Bir insan bir insana bunu nasıl yapabilir?” demekten bir türlü kendinizi alamıyorsunuz.
Küçücük bir çocuk. Sürekli neşe içinde. Çevresini de neşesiyle, coşkusuyla etkilemektedir. Düşman askeri İzmir'de denize döküldüğünde sevincinden sabahlara kadar uyuyamaz. Karşısına bir bayrak dikip sürekli marşlar söyler. Bir gün arkadaşına "Kaçıp Ankara'ya gitsek..." der. Arkadaşı ise "İyi ama biz orada ne işe yararız ki?"
..."Allah yarattı, Allah yaptı"diyecek yerde "tabiat yarattı, tabiat yaptı"diyen, Allah yerine "tabiat" kelimesini koyuvermekle her şeyi hallettiklerini, müspet düşündüklerini zanneden bir inkılâp sarhoşluğu, mistisizmi bir ihtilâl sadizmi ve yıkıcılığı içinde kıvranan bu adamlar eskiden kalma ne varsa, İyi olsun kötü olsun, yanlış olsun doğru olsun, hepsini silip süpürmek, yeni bir dünya yaratmak sevdasında idiler. Her şeyden ve herkesten şüphe... Amma kendi söylediklerinden asla şüphe etmeye kimsenin hakkı yok! Şüphe ettiğiniz takdirde inkılâp düşmanı, yobaz olursunuz. Yalnız gözünle gördüğüne inanacaksın! Aklın ermediği her şeyi inkâr edeceksin! Tam hayvanca bir idrak, daha doğrusu idraksizlik.
"Mutluluk aramakla bulunacak bir şey
değildir, onu inşa etmek gerekir."
|
Doğan Cüceloğlu
Yaşama ve Gelişmeye Dair Kitap Önerileri
· M. Urgan, Bir Dinozorun Anıları, Yapı Kredi
Yayınları.
· H.Z. Uşaklıgil, Kırk Yıl, Özgür Yayınları.
· Ç. Altan, Tarihin Saklanan Yüzü, İnkılâp
Kitabevi.
· İ. Orga, Bir Türk Ailesinin Öyküsü, Everest
Peki, vaktiyle Hitler’in yerine koministler inkılap yaparak başa geçebilselerdi eğer Almanya harp çıkarır mıydı yine ?
Ve öyle bir inkılap böyle bir harp kadar kanlı olur muydu?..
Mevlâna der ki:
"Ben kapkara bir topraktım, öldüm! Yemyeşil bir çimen oldum, öldüm! Oynayıp sıçrayan bir hayvan oldum, öldüm! Düşünen, konuşan, inanan bir varlık, bir insan oldum, öldüm! Gidiş bu gidiş olduktan sonra ölümden niye korkayım.
Her varlık kendisinden üstün bir varlığa inkılâp etmek onun hizmetine girmekte.Toprak çimene, çimen hayvana,hayvan insana. Ve nihayet bütün yollar Allah’a doğru. Kainat nizamının kuruluşu böyle. Hakikat böyle.